Yanılmadık!

568 31 0
                                    

Saat oldukça geç olmasına rağmen dışarıda güneş var gibi etraf aydınlıktı. Çağrı'yı içeri aldı. Abisinin odasına götürüp bir bardak su verdi. "Çağrı abi, ne oldu? Sapsarı olmuşsun!" diye seslendi. Çağrı suyu içip bardağı masaya bıraktı. Sançar ve Asena, Çağrı'nın konuşmasını bekliyorlardı. Çağrı kendine gelerek "Asena, pencereden dışarı bak!" dedi. Sançar ve Asena birbirlerine baktılar. Asena koşarak canı açtı. Kafasını uzattı ve etrafı süzdü. Çatışan iki grup, tomaları ile Milliyetçi gençlere müdahale eden polisler ve... Asena gözlerine inanamıştı. 4 ayağının üzerinde dahi, bir insan boyunda, devasa bir kurt. Kurdun ardından gelen yaklaşık 20 kişilik, ellerinde mükemmel silahları ile bir grup. Biri elinde sancak taşıyordu. Üzerinde sert bakışlı bir kurt resmi vardı. Milliyetçi gençlerden biri bağırdı, "Milliyetçi Teşkilat burada! Şimdi vurun kafire!". Aynı anda ateşlenen silahlar, hedef olarak polisi değil, karşıt grubu almıştı. Doğuda özerklik ilan eden kürtler, Doğu ile yetinmeyip, iç Anadolu'da da sızmıştı. Kürtçe atılan sloganlar, bir bir susuyordu. Polisler, bir bir rehin alınıyordu. 5 kişilik grup, evlerine doğru geliyordu. Asena heyecanla, "Milliyetçi Teşkilat dedikleri şey gelmiş. Baya teşkilatlılardı. Buraya geliyorlar." dedi. Çağrı Asena'nın gözlerine bakarak, "Peki ya Kurt, o hâlâ orda mıydı?" dedi. Asena o anda anladı herşeyi. O beyazlı kızlar aslında kurtlardı! Kapı çalındı hızla. Asena tekrar tabancayı eline alıp kapıya yaklaştı. Kapıda 3 kişi vardı. Ellerinde G3 marka tüfekler, yüzlerinde kar maskesi ile operasyona giden Türk Komandosu'nu andırıyorlardı. Ancak Asena tedbiri elden bırakmadan kapıyı açıp, kenara çekildi, silahını da kapıya doğru kaldırdı. Biri "Bizimle geliyorsun. Hadi!" dedi. Üzerine atıldı Asena'nın. Çağrı o anda odadan çıkmıştı. Çağrı da adamın üstüne atladı. Adam tek hamlesi ile çağrıyı yere yatırdı. Kıvrılmış bileğini ayakkabısı ile ezdi. Çağrı, etkisiz haldeydi. Adam tekrar Asena'ya döndü, "Kut inkar edilmez! Size zarar vermek istemiyoruz! Bizimle gelin!" dedi. Asena kararsızdı. "Abim ve Çağrı da gelecek o hâlde!" dedi. Asker arkasını dönüp diğerlerine baktı. Diğerleri onay verince, "Tamam, hadi, acele edin!" dedi. Asena "Ama" dedi ve devam etti, "Abim yaralı!". Asker "Taşınır, yeter ki gel!" dedi. Asena, beline iki-üç şarjör taktı ve mermi aldı yanına. Tam odasından çıkacaktı ki, gözüne çarptı kartal tüyü. Onu da saçına taktı. Koşarak abisinin yanına gitti. Abisi ayağa kalkmıştı bir askerin yardımı ile. Dışarı çıktılar. Binanın dışında iki asker daha vardı. Askerler onlara yaklaştılar ve yerlerini aldılar. Asena, abisi ve Çağrı ortada, askerler de çevrelerini daire olarak sarmış, yürüyorlardı. Diğer grup da onları görünce yaklaştılar. 20 kişilik askeri birliğin arasındalardı. Kurşun çarpması imkansızdı. Önlerinden de o devasa kurt yürüyordu. Üzerinde demirden bir zırh vardı. Çarpan kurşun geri sekiyordu. Arkadan parklardan bozkurtlar inmeye başlamıştı. Polis ekipleri direk askerleri hedef alıyordu. Askerlerden birinin yakasındaki yazı dikkatini çekmişti Asena'nın. Yakasında "ÜLKÜCÜ MİLİTANLAR" yazıyordu. Polise tek bir kurşun dahi çarpmamıştı bu arada. Hatta bir kaç polis saf değiştirip yanlarına gelmişti. Asena gözlerini ileri dikti. İlerideki çiftlik karargah olmalı diye geçirdi içinden. Çiftliğe ulaşınca abisi ve Çağrı ile beraber içeri girdiler. Abisi ile ilgilenmek için 3 doktor vardı. Çağrı elini rafların üzerindeki silahlarda gezdirdi. Ve birini eline alıp kavradı. Asena abisi ile beraber bir odaya alındı. Oturmaları için yer gösterildi. Asena oturdu. Abisinin yarasından kan sızmaya başladı oturmaya çalışınca. Doktorlardan biri içeri girip kolunu beline doladı Sançar'ın ve kucakladı. Başka bir odaya götürdüler. Anlaşılan müdahele edilecekti. Asena tam ayağa kalkacaktı ki içeri bir kız girdi. Bu o beyazlı kızdı. Asena'ya oturması için işaret etti. Asena oturdu yerine. Kız da karşısına oturup konuşmaya başladı, "Asena, başındaki tüyü şuraya koy!" dedi yerdeki işaretli bölgeyi göstererek. Asena bıraktı tüyü gösterilen yere. Askerlerden biri içerideydi. Kız askere el edince asker, köşedeki masanın üzerinde duran minderi eline aldı saygılı bir şekilde. Minderi sarsmadan kızın yanına geldi. Diz çöküp başını eğdi. Kız minderin üzerindeki hançeri eline aldı. Asker kalktı ve minderi aldığı yere bırakıp tekrar kapının önüne geçti. Kız ayağa kalkıp Asena'ya yaklaştı. Asena da ayağa kalktı. Kız Asena'nın elini avucuna yerleştirdi. Hançeri Asena'nın elinin içine koydu. Asena korkuyordu. Kız emir verdi; "Elini kapat ve sık!". Asena denileni yaptı. Akan kanı tüye damlattılar. Tüy, renk değiştirmeye başladı. En sonunda eski rengine büründü ancak başta siyah olan yazılar, şimdi gök mavisiydi. Kız gülümseyerek, "Yanılmadık, sen Asena'sın! Dişi kurt Asena!" dedi gür ve güven veren ses tonuyla.

Yeniden Ergenekon : AsenaWhere stories live. Discover now