Arkadaşlık

1.7K 62 6
                                    

Babası Alper, ameliyathanenin dışında, heyecanla bekliyordu. Az sonra dünyaya gelecek olan kızına aslında, Aycan adını vermeyi düşünüyorlardı. Ancak o kutlu kızı dünyaya getirmek için, kendinden vazgeçmişti annesi Asena. Alper kızını heyecanla kucağına aldı sevinç gözyaşları dökmeye başlamıştı. Daha sonra arkadan gelen hemşire "kızınızı dünyaya getirmek için maalesef eşiniz hayatını kaybetti. Başınız sağolsun" dedi suratını asarak. Alper neye uğradığını şaşırtmıştı. Az önce sevinç gözyaşları döken adam şimdi neye uğradığını şaşırarak aniden hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı. Eşi Asena, kızını dünyaya getirmiş, ama kendi dünyaya veda etmişti.

* * * *

16. yaş günüydü. Yine dışarıda, yine tek başınaydı. Markete gidip küçük bir kek ve bir de kibrit aldı. Gecenin karanlığı zaten insanın içini ürkütüyordu. Bir de soğuk eklenince titrememek elde değildi. Keki açtı, bir kibrit çakıp üzerine koydu. Çıkan ateş, karanlıkta pek de belli olmayan güzel yüzünü görünebilir hâle getirdi. Gerçi farketmezdi, birkaç ayyaş dışında etrafta kimse yoktu. Yavaşça üflemek için ağzını doldurmuştu ancak rüzgar ondan önce davranmıştı. Kendi kendine "yine başaramadım." dedi içinden. Sonra sönmüş olan kibriti kekin üstünden çekip arkasını çevirdi. Küllere aldırmadan keki o kibritle ikiye böldü. Bir parçasını ağzına götürdü. Küçük bir ısırık aldı ve o anda yoldan geçen zayıf, pısırık köpeği görünce ıslık çaldı. Köpek, kuyruğunu sallayarak yanına geldi. Elindeki bir parçayı hayvana uzattı. Köpek, biraz çekinerek burnunu uzattı. Önce kokladı sonra da kek parçasını ağzına aldı. O kadar iştahla yemişti ki, Asena ne zaman çiğnediğini görmemişti. Daha sonra hayvan gözlerini büyüterek tekrar kafasını kaldırdı. Asena midesinden gelen gurultuya aldırmadan diğer parçayı da hayvana uzattı. Köpek onu da yedikten sonra dilini dışarı çıkarıp Asena'nın gözlerinin içine baktı. Asena "Teslim oluyorum." dedi gülümserken. Elini cebine attı ve cebindeki tüm parayı çıkardı. Bir ekmek ve birkaç kutu süt alabileceğini düşünüy. Ayağa kalktı, markete doğru yürüdü. Alacaklarını alıp kasiyere parayı uzattı. Kasiyer "bu para eksik, bazılarını bırakmanız lazım." dedi. Asena kapının dışındaki köpeğe baktı. Daha sonra da kendi için aldığı ekmeği bıraktı. Ekmeği eline aldı, sütü cebine koydu ve çıktı. Parka doğru yürümeye başladı tekrar. Yerde bulduğu plastik kase parçasına sütü doldurdu. Ekmeği de parçalayıp içine attı. Kaseyi köpeğin önüne itti. Midesi Asena'ya isyan ediyordu. Köpek, burnuyla itti kaseyi. Asena tebessüm etti. Gülümseyince ortaya çıkan gamzeleri sanki onu daha da güzel kılmıştı. Elini hayvanın başına uzatıp "ben aç değilim, hadi ye" dedi okşarken. Köpek, yemeğini hızla yedi. Elinde kalan ekmeği, böldü, köpeğe uzattı. Köpek, burnuyla ekmeği ittirdi. Kuyruğunu da hızlı hızlı sallıyordu. İkiye böldü ekmeği ve yarısını uzatıp "sen yemezsen, ben de yemem. Hem azıcık kalmış, al!" dedi. Köpek ekmeği ağzına aldı ve Asena'ya baktı. Asena da ısırdı. Köpek, Asena'nın yemeğe başladığını görünce, ekmeği yere koyup parçalayarak yedi. Asena da elindeki parçayı bitirmişti. Saatine bakıp, "geç olmuş, eve dönmeliyim" dedi. Köpek de ayağa kalktı. Eve kadar Asena ile geldi. Anahtarı çıkarıp kapıyı açtı. Köpeği de okşayıp girdi eve. Babası Alper uyuya kalmıştı kitap okurken. Üstüne çarşafı örttü. Başının altına da yastık koydu yavaşça. Ablasının odasındaki loş ışığın nedenini biliyordu. Kapıyı tıklatıp içeri girdi. Ablası kulağındaki kulaklıktan dolayı onun girdiğini farketmemişti. Korkacağını düşündüğü için arkasını dönüp çıktı. Ablası Bilgehan, bilgisayar ile ilgili nerdeyse herşeyi bilirdi. Birkaç da internet sitesi vardı. Daha sonra abisi Sançar'ın odasına gitti. Sançar bağlama sevdalısıydı. Bağlaması yatağının başında, uyumuştu o da. Daha sonra da kendi odasına girdi. Saat çok geçti, ama uykusu yoktu. Su ısıtıcıda olan suyun kaynaması için düğmesine bastı. Dolabından da kahve kabını aldı. Üzerinde kurt başı olan mavi bardağına döktü kahveyi. Su kaynayınca da suyu içine boşalttı. Çekmecesinden, şu aralar tek arkadaşı olan sigarayı çıkardı. Pencereyi açtı, önüne sandalyesini çekti. Cebinden çakmağını çıkardı. Kapağını açıp, taşını çevirdi. Sigarasından bir duman aldı. Hemen ardından da kahveden bir yudum. Zaman geçmek bilmiyordu. Asena son dumanı da alıp sigarasını söndürdü. Kahvesini de öylece bırakıp yatağına geçti. Saat bayağı geç olmuştu. Sigarayı da içince iyice uykusu gelmişti. Üzerini bile değişmeden yattı. Hemen de uyuyakalmıştı...

Yeniden Ergenekon : AsenaWhere stories live. Discover now