ACI

285 17 1
                                    

Bilgehan'ın koluna çarpan kurşun, tabancanın düşmesine neden oldu. Herkes etrafına bakıyordu, fakat kimse kurşunun nerden geldiğini bulamamıştı. Sançar, Bilgehan'ı kucaklayıp koşmaya başladı. Koca tümen, gürültü denecek kadar yüksek, müzik denecek kadar düzenli sesler çıkararak ikiye bölündü. Sançar, Asena'yı da kolundan tutup tümenin ortasına girdi. Askerler tekrar aynı düzende birleştiler. Alper, 3 devasa kurdun arasına girdi. Boyu çok uzun değildi, böylece kurtlar, onu koruyabiliyordu rahatlıkla. Tümen temsilcisi, yani Sançar'a en yakın olan asker, kurşunun geldiği yeri bulmuş olacak ki, silahına davrandı. Ancak geç kalmıştı. Göğsüne saplanan kurşun, dünyanın ona verdiği son hediyeydi. Üstelik aracı Azrail'di. Yiğit savaşçı, oracıkta can verdi. Sançar, gözleri ile etrafı tarıyordu. Ancak bulamamıştı. Düşüncesi, bir keskin nişancı olduğu yönündeydi. Sesini yükselterek, tüm tümenin duyacağı şekilde, "Polisi vurun, yaşamasına gerek yok!" dedi. Tam en öndeki 4 asker namluyu ona çevirmişti ki polis, "Hücrenin üstündeki havalan..." polis sözünü bitirmeden, nerden geldiği bilinmeyen bir kurşun da ona isabet etti. Sançar, 5 parmağı da havada, avcu açık şekilde elini yukarı kaldırdı. Eli havadayken yumruk yapıp sertçe yere indirdi. Askerlerin hepsi, aynı anda rastgele ateş etmeye başladılar. Belirsiz hedefe yaylım ateşi işe yarayabilirdi. Sançar tekrar elini kaldırdı. Tüm silahlar sustu. Askerlerden biri açık hedef olmak için polisin olduğu yere doğru yürüdü. Sançar havalandırmaya dikti gözünü. Kestirdiği noktaya silahını doğrultup ateşledi. Sançar'ın sıkması ile orada parlayan namlu göründü. Ve bu kez hedef, düşündükleri gibi, meydandaki askerdi. Bu kez 2 parmağını parlayan namlunun olduğu yere doğrulttu. Tüm askerler bu kez oraya nişan almıştı. Askerlerin arasında sadece eli gözüküyordu. Tam atış serbest diyecekti ki bu kez kurşun eline saplandı. Kurtlardan biri inleyerek ulumuştu adeta. Kulakları sağır edecek düzeyde olan bu ses, askerlerin dikkatini üzerine çekmişti. Devasa kurt, ağzından salyalar akarken hırlayarak harekete geçti. O anda havalandırmadan ard arda kurşunlar yağmaya başlamıştı kurda. Sert kasları ve üzerindeki zırhı kendini koruyordu. Havalandırma kapağını ağzıyla açtı, burnunu içeri sokup, ağzında bir insan başı ile dışarı çıktı. İki adım atamamıştı ki, yere yığıldı. Asena, çığlık atarak koşmaya başladı. Abisi de arkasından. Ayça, insana dönüştükten sonra hançeri belinden çekti. Asena'ya uzatıp, "Sıra sende. Şimdi senin kanın lazım." dedi. Asena hançeri avucunun içine alıp hızla çekti. Elinden akan kan, Ayçin'in üzerine damladı. Yavaş yavaş insana dönüştü. Aycan, Ayçin'i sırtladı. Tümenin arasına girdiler. Gözleri abisine takılan Asena, yeşil gözlerini elleri ile sildi. Alışık değildi abisinin gözlerindeki yağmur yüklü buluta. Abisi de gördüğünü farketmiş olacak ki, gözlerini silip gözlüğünü taktı. Çiftliğe doğru yürümeye başladılar.

Yeniden Ergenekon : AsenaWhere stories live. Discover now