yirmi beş

2.3K 235 65
                                    

Ellerimle tuttuğum testiyi bir kez daha kaldırmaya çalıştım. İçinde kaya tuzu vardı ve dedem bunu istemişti. Aslında benden istememişti ama ben Ferhat'ı bana erik alması için yolladığımdan dolayı bu işte bana kalmıştı...

Testiyi zor bela kaldırdım, bir iki adım ileriye gidince yükten dolayı tekrar durmak zorunda kalmıştım. Testi yerle yavaş bir şekilde buluştu. Bir elimi belime atıp doğrulduğumda başımın dönmesiyle yan tarafımdaki duvara tutundum.

"Köy işi beni sarmadı sanırım..."

Şehirde büyümüştüm bugüne kadar. Şimdi birdenbire dedem gibi aniden köy hayatına atılınca bocalamıştım. İki buçuk ay olmasına rağmen hâlâ çok çabuk yoruluyordum...

"Yardıma mı ihtiyaç var reis?"

Arıkan'ın ağzının içinde gevelediği şeyle ona döndüm. Merdivenlerin orada durmuş, ileriye doğru bakıyordu. Bakışlarını takip ederek nereye baktığına baktım. Daha önce üç evlilik yapmış ve her seferinde boşanmış olan Gonca'ya bakıyordu.

Hepsiyle kaçarak evlenmiş. Hiçbirinden de memnun kalamamış. İşin tuhaf tarafı bizimle aynı yaşta olmasıydı.

Arıkan'a tekrar döndüğümde onun çoktan merdivenlerin basamaklarını inmiş olduğunu gördüm. Islık çala çala yanıma geldiğinde ne yapmaya çalıştığını anlayıp, Gonca'ya bakmıştım. Buraya bakıyordu...

Bu ikisinin boş flörtü büyüktür her şey.

Arıkan güçlü ve yapılı vücuduyla adeta bir cep herkülü gibi gelip testiye doğru eğildi.

"Boyundan büyük işlere kalkışma ufaklık."

Gonca'nın duyabileceği bir ses tonunda konuşunca duvara kendimi daha çok yaslamıştım. Hem başım dönmeye devam ediyordu hem bu pozisyondan film izler gibi izlemek istiyordum onu.

Niye mi?

Arıkan testiyi kaldırdığı saniye yüzünü buruşturmuş ve kafasını bana çevirmişti. Gözlerindeki "bunun içinde taş mı var?" ifadesine binaen sadece "hadi" işareti yapmıştım.

Egoist narsist.

Testiyi yavaşça yere bıraktı ve yine aniden kaldırmak amaçlı bir hamle yaptı. Onun bu tavrı karşısında duvardan ayrılıp bir adım ileriye gittim. Durması için koluna elimi saracağım esnada başımın daha çok dönmesiyle elimi omzuna yerleştirmiştim.

"Arıkan..."

"Bu testiyi elimde taşırken seni de sırtımda taşımak mı? İmkanı yok, Balım. Git başka kapıya."

"Arıkan... İyi değilim."

Güçlükle yutkunup, çatılan kaşlarımla eş zamanlı olarak başıma giren ağrıya dikkat kesildim. Bir elim alnımı bulduğunda Arıkan hâlâ beni ciddiye almamış olacak ki testiyle birlikte ileriye doğru gitmeye başlamıştı.

Elimin altından yürüyüp giden destekle kendimi daha fazla ayakta tutamadım. Bedenim toprağa aitmiş gibi saniyeler içerisinde yerle buluştuğunda duyduğum en net ses Gonca'nın çığlığı olmuştu.

En net acı ise taşa vuran kafamın acısıydı.


Kurgunun etiketlerinden de gördüğünüz üzere sadece profilimde kalacak olan bir kurgu.

O yüzden gidin oy verin shoshsksjskks 💗

Galiba | Texting ✓Where stories live. Discover now