"Paşamız gelebilmiş!"
Sabahın köründe şehre giden Arıkan'a binaen tavana bakmaya devam ederken söylendim. Üzerinde yattığım yatağın bir kısmı çökünce gözlerimi kapatıp baş parmağımla Arıkan'a yan tarafımı işaret etmiştim.
"Avokadoyu oraya koy."
"Avokado?"
"Sabah istemiştim ya," şaşkınlığına karşın yatakta doğruldum, dirseklerimle zeminden destek alıp ona bakmaya başladım, Utkan'a.
Bir dakika, ne?
"Unuttun mu?" sessiz mırıltım büründüğüm ruh hâlini yok etmekte başarılı olamadı. Utkan hâlâ karşımda bana bakıyordu. Ya ben iyice delirmiştim ya Arıkan bana aşık olmuştu. Ondan dolayı da bakışları anlam kazanmıştı.
Olabilir miydi?
O düşünür gibi gibi yapıp ardından "unutmuşum..." diye mırıldanınca başımı yavaşça aşağı yukarı salladım. Eğer kafam karışık olmasaydı net diyorum azarlardım. Çünkü Arıkan yolda yürürken kızlarla flörtleşmekten geç kalırdı eve ve yine bu yüzden unutmuştur avokadoyu.
Sırtımı yatakla tekrar buluşturduğumda bu düşüncemin aşırı saçma olduğuna kanaat getirdim. Arıkan'dı işte, Arıkan... Ne diye paranoyaklaştıysam? Hiç.
"Biliyor musun, Arıkan?"
"Neyi?"
Hâlâ yatağın bir köşesinde oturuyordu. Şu ana kadar bin kere dışarıya çıkıp, yüksek sesle konuşmaya başlaması ve bütün kadınların dikkatini çekmesi gerekiyordu. Ama yapmamıştı. Neden yapmamıştı?
"Gonca'yla bu gece için yaptığınız kaçma planı... Dedem öğrenmiş, Arıkan. Ve seni kızgın yağa sokup çıkarmakla ilgili derin planları var."
Gonca'nın tek başına hayalini kurduğu olayı, çevirerek karşımdaki adama anlattım. Konuşmanın sonunda yüzüne bakınca afalladığını görmüştüm. Koyu kahve gözlerinden derince bir şaşkınlık geçip gitti ve ardından silkelenip dudaklarını araladı. Bakışlarım ister istemez oraya düşmüştü.
"Bir kız için deden üstüme mi gelecek gerçekten? Bu çok çağ dışı, Balım."
Arıkan'ın sözleriydi bunlar ama Arıkan'ın duyguları değildi. Arıkan bunları söylerken konuyu alaya alabilirdi evet, fakat o alaya alamamıştı. Almaya çalışmıştı ama hem olayı anlayamama hem sözlerini kafasında tartarak söyleme derken... Kendinde emanet olan sözcükler dudaklarının arasından bir bir çıkmıştı.
Sorun şuydu ki Arıkan ve Utkan'ın dış görünüşü birebir aynıydı. Ne bir eksik ne bir fazla. Tıpatıp aynı. Onları fiziksel görünüşlerinden ayırt etmek imkansızdı. Sadece giyim tarzları biraz farklıydı o kadar. Arıkan'ın bir playboy havasında takıldığı ortadaydı. Utkan ise sakin, sıradan bir hayat yaşadığını belli edercesine giyinirdi.
Şu an giyim tarzlarından da anlayamıyordum...
Eğer karşımdaki Utkan ise siyahın da ona yakıştığını söyleyebilirim. Eğer karşımdaki Utkan ise ona burada olmasının yanlış olduğunu da söyleyebilirim. Ha birde... Eğer karşımdaki Utkan ise... Karnımın üstünde birleştirdiğim ellerimi birbirine geçirip sıkmaya başladım.
Ben ona hamile olduğumu hayatta söyleyemezdim.
