2.8

16K 1.3K 494
                                    

Medya: Can Topçu.

Bulur muyuz 300 yorumuuu 🐍

***

Beste Korhan

Eve döndüğümde hemen odama gitmiştim ve yaptığım ilk şey kapıyı kilitlemek olmuştu. Kapıya yaslanıp yere çöktüğümde sabah sabah yaşadığım ani duygu değişimleri yüzünden gözlerim yanmaya başladı. Uraz Ali ile olan diyaloglarımız aklıma gelince göz yaşlarımı tutamadım.

Ağlamaya başladığımda sessiz kalmaya çalışıyordum. Hıçkırıklarımı bastırmaya çalışırken zorlandım. Bacaklarımı kendime çekip başımı dizlerime yasladığımda hıçkırdım.

"Lütfen," diye fısıldadım. "Artık bazı şeyleri kaldıramıyorum. Lütfen bitsin." Hıçkırarak ağladım. Simay'ın uykusu ağırdı ve beni duymazdı ama duyma ihtimali beni tedirgin ettiği için sesimi bastırıyordum.

Burnumu çekip başımı dizlerimden kaldırdım ve kapıya yasladım bu sefer de. Ağlamaya devam ederken iç çektim.

Hayata 1 - 0 geriden başlamıştım. Babasız büyümüştüm. Belki de bu geriden başlamak değildi. Belki de öyle bir babamın olmaması benim için daha iyi olmuştu. Ama kalbim hep buruk kalmıştı.

Varlığımdan haberi bile olmayan bir babam vardı. Beni öğrense ne yapacağını bilemeyecekti belki de. Yutkundum. Çocukken içim hep buruktu. Hâlâ öyleydi. Ama çocukken bambaşkaydı. Babasız geçirdiğim her vakit çocuk kalbimi kırmıştı. Hem de fazlasıyla.

Sonra büyüdüm. Kendi hayatımı çizmeye karar verdim. Belki de hissettiğim boşluğu doldurmaya çalışıyordum. Annem bana her anlamda destek olmuştu. Her kararıma saygı duymuştu. Nazımı çekmişti. Benim yüzümden yıprandığı zamanlar da olmuştu.

Sonra annemi kaybettim ve kaybettikten sonra yeni insanlar hayatıma girdi. Varlığımdan haberdar bile olmayan babamın diğer çocukları hayatıma girdi. Ne büyük tesadüf ama. Onları tanır tanımaz öyle telaş yapmıştım ki, uzak durmaya çalışmıştım. İletişim kurmamaya özen göstermiştim. Ama sonra o adamı görmezden gelmeyi tercih etmiştim ve Ela'yı da Can'ı da çok sevip benimsemiştim.

O sırrı hep sakladım. Sonra ise aptal bir sarhoşluk yüzünden birine söyledim. Uraz Ali'ye. Onu düşündükçe gözlerim yeniden doluyordu.

Belki de ileri gitmiştim. Belki de ağır konuşmuştum. Ama o kadar telaş yapıp ne yapacağımı bilemez hale gelmiştim ki, verdiğim tepkiyi bile seçemiyordum. Üstümde bir ağırlık vardı şu an.

Uraz Ali'yi kırmıştım. Onu da anlıyordum, bana karşı hislerini daha fazla içinde tutamayışına da anlıyordum.

Ama ben de kırgındım.

Empati yapan her insan beni de anlardı. Birisi beni bir nevi anonim olarak işletmeye başlıyor, daha sonra onunla konuşmayacağımı anlayıp herkesten sakladığım bir gerçeği kullanıyor ve bunu yapan ise yakınlarımdan biri oluyor. Arkadaşım zannettiğim biri.

Benim için yıkıcıydı. Güvenim sarsılmıştı.

Sinirlerime hakim olmalıydım. Bunu biliyordum, belki sakin bir şekilde konuşsaydım her şey daha farklı olabilirdi.

"Bir şeyi de düzgün yap," dedim kendime. Burnumu çektim. "Hayatıma sıçayım ben. Benim hayatımın en güzel yanı annemdi zaten. O da gitti." Göz yaşlarımı silerken kendi kendime konuşmaya devam ettim.

"Neye elimi atarsam elimde kalacak," diye fısıldadım. "Söylersem karşı taraf yıkılacak. Söylemezsem ben kendi içimde yıkılmaya devam edeceğim." Yeniden akan göz yaşlarım yüzünden başımı yine dizlerime yasladım.

Soğuk Yatak | Texting ✔ Where stories live. Discover now