3.8

14.2K 1.4K 1.1K
                                    

Medya: Simay Konyalı.

Bu bölümde Kağan'ın iç sesini kalın yazı stiliyle okuyacaksınız, bakalım Kağan Bey günlerdir içinde neler yaşıyormuş :')

Bulur muyuz 300 yorumuuu 🐍

*** 

Simay Konyalı

"Senin benimle zorun ne sevgilim? Bu kalbi kırıp kırıp neden parçalıyorsun? Açık açık anlat, sorun ne sevgilim? Neden şimdi yeni bir savaş başlatıyorsun?" diye bağıra bağıra şarkı söylemeye devam ederken ortalığı toplamaya devam ettim. 

"Hain Beste," diye homurdandım. "Ne var yani evi biraz dağıttıysam? Hemen beni burada bırakıp Uraz Ali'nin kollarına koştun." 

"Ama sen de hak ettin," dedi iç sesim. "Ortalığa sıçıyorsun." 

"Off," deyip koltuk yastıklarını düzelttim. "Bu iç sesler neden hep haklı? Ne yapayım yani? Dağınık bir insanım. Bir türlü düzenli olamıyorum." Kendi kendime konuşmayı bitirip eşyaların tozunu da aldıktan sonra derin bir nefes alıp verdim.

"Ama güzel temizlik yaparım he," deyip sırıttım. Ulan ne manyak bir karıyım ben.

Kapı çaldığında kaşlarımı kaldırdım. Beste'nin gelme ihtimali yoktu. Başka kimseyi de beklemiyordum. Sonra gözlerimi büyüttüm. 

"Lan yoksa komşu Hülya Abla mı? Allah'ım beni ondan koru. Hazır değilim." Korka korka kapıya doğru yürüyüp dürbünden baktığımda kimseyi göremeyip kaşlarımı çattım. Ama zil bir daha çaldı. Muhtemelen kenarda duruyordu.

"Kim o?" diye sordum tedirgin bir şekilde. Beste ile uğraşan o manyak yüzünden artık daha dikkatliydim kapıyı açma konusunda.

"Benim Simay," diyen sesi duydum. Kağan'ın sesiydi. Kapının kilidini çevirip açtığımda yüzüne baktım. 

"Selam," dedi çekingen bir sesle. 

"Gözleri yine kızarık..."

"Selam," dedim ben de. 

Ondan kaçsam da çok özlemiştim...

"Beste için gelmiştim ben," dediğinde istemsiz bir şekilde dudaklarım kıvrıldı. 

"Gülümsemesi de değişmiş."

"Zaten başka kim için olabilirdi ki?" dedim alayla. Yutkundu. Bir şey demeyince yeniden konuştum. "Beste evde yok ve geç gelecek." Başını salladı.

"Anladım," dedi kısık bir sesle. Nefesimi dışarı verdim. 

"Hoşça kal," deyip kapıyı kapatacakken eliyle tuttu. Tekrar yüzüne baktım. 

"Konuşabilir miyiz?" Tek kaşımı kaldırdım.

"Lütfen evet de."

"Ne hakkında?" 

"İkimiz hakkında," dediğinde sesindeki çekingen tonun gittikçe arttığını fark ettim.

"Konuşacak bir şeyimiz yok Kağan."

"Simay lütfen," dediğinde yutkundum. "Günlerdir benden kaçıyorsun. Artık kaçma. Sakin bir şekilde konuşalım."

"Konuşmalıyız. Çünkü kafamın karışık olmasından yoruldum." 

"Kağan," derken sakin kalmaya çalıştım. "Konuşunca ne olacak? Ne değişecek? Sen kendi yoluna bak. Ben de kendi yoluma bakayım işte. Senin istediğin de buydu." 

"Benim istediğim şey senin üzülmemen Simay." Başımı iki yana salladım.

"Sana olan duygularım geçici değil Kağan. Sen de biliyorsun. Üzülüyorum ve zamana ihtiyacım var. Bu toparlanma süreci içerisinde de seni görmek istemiyorum." Yeniden kapıyı kapatacakken bu sefer içeriye girdi ve beni hafifçe geriye doğru iterek kapıyı kapattı. 

Soğuk Yatak | Texting ✔ Where stories live. Discover now