6

2K 134 5
                                    

"Ne demek köprüyü geçtikten sonraki görüntüleri yok!"

"Gittiği civarda kamera yok dedim size."
Karşımdaki kadın sabrının son kırıntılarını kullanıyordu.

"Neden kamera yok orada?" Ellerimi masaya yaslamış öne doğru eğilmiştim.

"Başkanı arayıp sorayım istersen, ne zamandır kahve içmiyorduk kendisiyle özlemiştir beni." Kadın dalga geçercesine konuşup sinirle sandalyeye oturdu ve ben yokmuşum gibi hareket etmeye başladı.

"Bakın, intihar etmiş olabilir diyorum. Neden ciddiye almıyorsunuz beni?" Yanındaki sandalyeye oturarak gözlüklerinin üstünden bilgisayara bakan kadına baktım.

"Her gün kaç lise öğrencisi intihar ediyor biliyor musun sen? Hangi birini takip edelim?"

Ellerimle yüzümü ovaladım ve sandalyede geriye yaslanıp kafamı geriye attım.

"Annesine babasına sor, ya da ne bileyim evine git." Kadın gözlüklerini çıkarmış bana bakıyordu.

"Hiçbir şey bilmiyorum hakkında."

Tek kaşını kaldırdı.
"Hakkında hiçbir şey bilmediğin birisi hakkında neden bu kadar endişelisin?"

Ben de bunu kendime soruyorum.

"Meraklıyımdır."

"Seni kandırmış da olabilir."

Kafasını olumlu anlamda salladı ve kamera kaydını geri alarak beyaz montlu onu tekrar izledik.

"Baksana, soğuktan korunmak için sıkı sıkı giyinmiş. Sence ölmeye giden birisi böyle kendini korur mu?"

"O anki düşüncelerini bilemeyiz."
Yerimden kalktım ve yerden çantamı alarak kapıya doğru ilerledim.

"Yine de her şey için teşekkürler." Odadan çıktıktan sonra kapıyı arkamdan kapattım.

'•~•'•~•'

"İnternette bunlardan çok var. Ne safsın oğlum!" Jimin elimdeki telefonu kenara koyup gülmeye başlamıştı.

"Günlerdir sana bu yüzden mi ulaşamıyoruz?" Namjoon dönen sandalyede dönerken konuşuyordu.

"Ya gerçekse?"

"Jisoo'yu bulup bu uygulama hakkında daha fazla bilgi al. Belki de o çocuk hakkında bilgi vardır." Aralarında benle dalga geçmeyip çözüm bulmaya çalışan tek kişi Yoongi idi.

"O zaman mekana gidelim gece, onlar orada hep." Namjoon bir anda sandalyeden kalkmış birisini aramıştı.

"Bu kızların işi ne?" Jimin elini çenesine koymuş düşünüyordu.

'•~•'•~•'

"Bu kullanıcı hakkında bilgi alabilir misin Jisoo?"

Jisoo telefonu elimden almış o kişinin profiline girmişti.

"En son 3 gün önce aktifmiş. Sana yazdıktan sonra çıkmış." Dudaklarını büzüp bana baktı.

"Sevgili mi olmuştunuz yoksa? Sakın evet deme."

"Hayır, intihar etmiş olma ihtimali var."

Jisoo gözlerini kocaman açıp tekrar telefona döndü ve anlamadığım yerlere girip çıkmaya başladı.

"Şimdi şöyle bir şey var." Parmaklarıyla masaya ritim tutturmaya başlamıştı.

"Bu kişinin kullanıcı adını girip şifremi unuttum diyeceğiz ve telefona kod gidecek. Kod gideceği sırada telefon numarasının son üç hanesi gözükecek. Rehberindekilere bak."

"Tanıdığım birisi değil ve benim rehberimde çok az kişi var."

Jisoo anlamayan gözlerle bana baktı.
"Bu çocuk sana yazdıysa seni tanıyor demektir Taehyung. Profilin yeniydi hemen keşfete düşemezsin."

Kafamı olumsuz anlamda salladım.
"İlk mesajı ben attım o değil."

"Haa, o zaman sadece aynı şehirdesiniz."

Umutsuzca telefona bakmaya devam ettim.

"Çok da konuşmamışsınız aslında, neden bu işin peşine bu kadar düştün ki?" Telefonu kapatıp masaya koydu ve bana döndü.

"İntihar hakkında bir olay mı yaşadın?" Gözlerimi kısarak Jisoo'ya baktım.

"Biliyordum, boşuna psikoloji okumuyorum." Kocaman gülümseyerek pistte dans edenlere baktı.

"İntihar edenler kimdi Taehyung?"

Hangang Parkı / taekook✓Where stories live. Discover now