13

1.4K 109 9
                                    

"Bakıyorum da parka gitmiyorsun artık orospu çocuğu Tae?" Namjoon, kolunun altındaki kızı kendine biraz daha çekerek yanımdan geçerken bana seslenmişti.

"Siktir git."

"Öyle olacak zaten." Sol gözünü kırpıp kızla birlikte müzik odasına girdi ve gözlerimi devirerek koridorun sonuna baktım.

Üstleri başları sırılsıklam bir şekilde bir grup öğrencinin bu tarafa doğru geldiğini gördüm. Herkes koridorda kenara çekilip gelenlere yol veriyor, bir yandan da ne olduğunu anlamaya çalışıyorlardı.

Aralarında dikkatimi çeken Jeongguk kocaman gözleriyle bir şeyi arıyormuşçasına etrafı süzüyordu ve beni görünce duraksadı.

Anlamsız bakışmamıza son veren müdür yardımcısı ile herkesin odağı değişti.

"Yağmur da yok dışarıda. Bu ne hal?" Elindeki uzun cetveli sağa sola sallayarak geliyordu.

"Havuzda biraz eğlendik." Aralarından siyah uzun saçlı çocuk kolunu Jeongguk'un omzuna atıp ağzının kenarıyla gülümseyip müdür yardımcısına baktı.

Jeongguk'a bakışlarım dönünce çaresizce müdür yardımcısına baktığını gördüm.

"Çabuk üstünüzü değiştirin." Cetveli yanındaki duvara sürterek ayrıldı ve kalabalığı tekrar başbaşa bıraktı.

"Aferin, uslu bir çocuk ol, Jeongguk." Kolunu omzundan çekip eliyle Jeongguk'un uzun saçlarını parmağına dolayıp çekti.

"Uslu ol ki, zarar görmeyesin."

Tekrar mı Jeongguk'a sarmıştı bunlar?

Jeongguk'un bakışları bir an bana değip ardından hiçbir yere bakmadan kafası yerde ortamı hızlıca terketti.

"Ne oluyor Taehyung?" Jimin, koluma girmiş etrafa bakıyordu.

"Anlaşılan oklar yine Jeongguk'da."

Jimin dudaklarını büzerek kafasını salladı ve etrafı süzdü.
"Kimsesi de yok, bazen üzülüyorum ona."

"Neyse ne, bizi ilgilendirmez."

Jimin koluma biraz daha yapışınca gülümsedim ve saçlarını karıştırdım.

"Yoongi'yi göremedim sabahtan beridir."

"Müzik odasına bak." Jimin kafasını hızlıca sallayarak, Namjoon ile kızın yiyiştiği odaya doğru koşmaya başladı.

Telefonum cebimde titreyince telefonumu çıkardım ve koridordaki pencere kenarına yaslanarak ekranı açtım.

Saukook:
Biliyorum çok yüzsüzüm
ama sana ihtiyacım var

Viu:
Ne var

Saukook:
Sadece benimle konuş
Ya da çevrimiçi kal ben
bakayım ona
Birisinin yanımda olduğunu
hissedeyim
Yazmasan da olur sadece
yanımdaymışsın gibi olmana
ihtiyacım var

Viu:
Ne saçmalıyorsun

Saukook:
İstediğini söyle
ama lütfen kapatma telefonunu

Viu:
Sen benimle
baya eğleniyorsun.

Telefonu kapatıp cebime attım ve derin bir nefes verip etrafa bakındım. Namjoon elinde sandalye ile Jimin'i kovalıyor, az önce odaya beraber girdiği kız ise bütün suratını kaplayan ruju silmekle uğraşıyordu.

"Noluyor?" Yoongi de benim gibi duvara yaslanıp kollarını bağladı.

"Bir şey olduğu yok. Namjoon ile uğraştım biraz."

"Jimin'i kullandın yine."

Alaylı gülüşle Yoongi'ye dönerek göz kırptım.
"Ee?"

"Sordum sadece."

"Sormadın."

Cebim hala titremeye devam ediyordu.

"Birisi arıyor galiba, cebinden sesler geliyor." Yoongi çenesiyle cebimi gösterince onaylayan mırıltılar eşliğinde telefonu cebimden çıkardım.
"Kim o?"

"Önemsiz."

Kafasını salladı ve Jimin'i duvara sıkıştırmış boğazlayan Namjoon'a baktı.

"Şimdi gidip kurtarsam iyice aşık olacak bana."

"Kurtarma o zaman. Aşık olmasını istemiyor musun?"

"İstemiyorum." Lafıyla tezat bir şekilde Jimin'e doğru yürüyüp Namjoon ile aralarına girdi ve kavga iyice büyüdü.

Telefonun ekranını açtım.

Saukook:
Sadece çevrimiçi kalmanı
söyledim, bu kadar zor mu?

Viu:
Hangang parkında
seni bekliyorum.
Eğer seni göremezsem
engellerim.

Saukook:
Sadece gelsem?

Viu:
Beni kandırdığını düşünüyorum

Saukook:
Kandırmadığımı kanıtlayabilirim

Viu:
Nasıl?

Saukook:
Sen yine o bankta otur ben
fotoğrafını çekip sana atacağım

Viu:
Hangi bank?

Saukook:
O parka ilk gelip
oturduğun bank

Viu:
Beni gördün o gün.

Saukook:
Görmesem şu an
bunları yazıyor olur muydum?

Viu:
Dengesizsin,
seni anlayamıyorum

Saukook:
Hangang parkı, okul çıkışı

Hangang Parkı / taekook✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin