Mavi..
İsmine rağmen umut edememiş, maviyi siyaha çevirmiş, kalbi cam kırıklarıyla dolu yaralı bir kadın...
Pamir...
Mazisi acı dolu, hayatı ve kalbi siyaha bürünmüş bi adam..
İki siyah birleşince ne olur sizce?
Yaralar mı sarılır, yoksa felaket mi...
Birlikte yola çıktık. Evime gelir gelmez mutfağa girdik. Terim soğumadan spor salonunda duş alıp üstümü değiştirdiğim için rahattım. Abimin sevdiği yemeklerden yapacaktık. Birkaç saat sonra beş çeşit yemek yapmıştık; arabaşı çorbası, içli köfte, patlıcan kebabı, sebzeli pilav ve sufle. Daha çok küçükken yemeklerle haşırneşir olduğum için elim hızlı ve tariflerim özeldi. "Sen bu işi baya kapatın ha" dedim Emre abime takılarak. " Yanımda senin gibi bir şef olunca öğrenmemek elde değil fıstık." Dedi burnuma dokunarak.
Masayı hazırladıktan sonra Emre abim Beste'yi de davet etmişti. İkisi de kıtlıktan çıkmış gibi yemeğe odaklıydı. Ben ise çoktan doymuştum ama abim izin vermeyip arada ağzıma yemeklerden tıkıştırıyordu. Patlayacak dereceye gelmişken sonunda yemek faslı bitmişti. Hep birlikte masayı toplayıp bulaşıkları hallettik. Emre abi Halit amcanın oğluydu. şirket işleriyle pek arası olmadığı için kendi yolunu çizerek spor salonunu açmış ve kısa sürede de büyütmüştü. Yine de ara sıra şirkete uğrar boş bırakmazdı. En sevdiğim özelliği kendi işini kendi hallederdi. İşleri bize bırakmazdı, birlikte hallederdik. Tıpkı yemek yapıp bulaşıkları yıkadığımız gibi. O pis zihniyete girip kadınların hor görülmesine göz yummazdı. Elif teyze çok güzel bir evlat yetiştirmişti.
Halit amca, Elif teyze, Emre abim.. bu berbat iki senede bana aile olmuşlardı. Haklarını ödeyemezdim.
Her ne kadar kalmaları için ısrar etsem de film izledikten sonra gitmişlerdi. Ben de odama çıkarak kar kürelerimi kutudan çıkardım. Titreyen ellerimle hepsini temizleyerek özenle duvardaki raflara yerleştirdim .
O sırada telefonumun sesini duydum. Aysu arıyordu. Otelin muhasebecisi aynı zamanada iş arkadaşımdı. Havadan sudan konuştuk ve ara sıra ismini duyduğum bir dövüş kulübüne gitmeyi teklif etti. Reddederek başka zaman dışarda buluşmak için sözleştik. Boks ile ilgiliydim ama kulüpleri sevmezdim. Sadece kafa dağıtmak için ideal bir yerdi. teorik hareketleri yorumlamak ya da seyircilerin kalabalık tezahüratları beni düşünmekten kurtarıyordu. Tepem atmadıkça pek gitmezdim. Şu sıralar yalnız kalıp dinlenmek istiyordum.
Kahve ya da çay sevmediğim için sıcak çikolatamı alarak cam kenarına parkeye bağdaş kurarak oturdum. Dinlendirici, sakin bir müzik açarak ruhumu serbest bıraktım. Yere oturmak bırakamadığım saçma alışkanlıklarımdandı ama hoşuma da gidiyordu. Uzun bir süre bu şekilde dinlendim.
🌼🌼🌼
Sabah erken kalkarak hazır olan siyah kombinlerimden birini hızla üzerime geçirdim. Dolabımın siyahlarla dolu olmasının yanısıra tüm kıyafetlerim kombin kombin asılıydı.
Günüm her zamanki tempoda geçti. İşten çıkmak üzereyken Elif teyze arayarak yemeğe davet etti. Eve geçip üzerime rahat bir şeyler giyinerek çıktım.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
