3.Bölüm

3.2K 227 73
                                    

"Kızım ben kendim nasıl yıkanayım? Bu kolumla!"

Giray'ın nikâh planı yapıp bugüne tarih almasının ardından Tufan ve Minel hazırlanmaya başlamışlardı. Ancak bir sorun vardı ki birkaç gündür yıkanamayan Tufan'ın bugün duş alması artık zorunlu hâle gelmişti.

"Yahu bana ne! Ananı ara gelsin yıkasın, oğlu değil misin?" Minel'in de yardım etmeye hiç niyeti yoktu. Oflayarak kendi etrafında bir tur attıktan sonra tekrar Minel'e dönüp "Küs bana küs! Gelmiyorum, evlendiğin kadın yıkasın, dedi." diye sitemde bulundu. "Anlayacağın, biricik oğlunun kolunun haline bile üzülmeyecek kadar sinirli bana. Neden? Seninle evlendiğim için."

Tavana bakıp derin bir nefes verdi Minel. "Tamam yardım edeceğim." diye bıkkınca konuştu. Daha sonra konuşmak için tekrar ağzını açtığında Tufan işaret parmağınu onun dudaklarına bastırdı.

"Ama yanlış bir hareket yaparsam beni öldürürsün. Değil mi?" cümlesini tamamladıktan sonra şirincd gülümsemesine gülen Minel, kendini tutmaya çalışarak "Evet. Hatta seni o suda boğarım, diyecektim."

"Anlaşıldı. Şimdi geliyorsun, beni yıkıyorsun. Sonra sen yıkanıyorsun sonra da hızlıca çıkıyoruz." diyerek Minel'i elinden tutup yukarı sürüklemeye başladı Tufan. Sonra aklına gelen şeyle duraksayıp "Tabi ben yıkandıktan sonra üstümü giymeme yardım edersen sen duştan çıkana kadar donmam." diye eklemede bulundu.

"Donmazsın Tufan merak etme. Havalar iyice ısındı." diyerek onu sırtından itekleyerek odasına doğru ilerletti Minel.

"Ah! Gözüm!" Tufan'ın numaradan şeyler yapmasına cıklayarak kafasını iki yana salladı Minel. "Gözün mü yandı?" diye sakince sorduğunda Tufan'dan "Evet." cevabı gelmişti. Duvara dönük olan Tufan'nın tepesinden gözlerinin açık olup olmadığını kontrol ettikten sonra saçından aldığı köpüğü bütün yüzüne sürdü Minel.

Ağzına giren köpüğü "Öğk!" diyerek tüküren Tufan, Minel'in ellerini omuzlarında hissederek duraksadı. Kulağının yanında duyduğu sesin sahibi "Yalanının bedeli. Şimdi ne konuşabilirsin ne de gözünü açabilirsin." diye zevkle konuştuğunda hızla onu kafasından tutan Tufan, gözü kapalı bir şekilde rastgele bir öpücük bırakıp yüzündeki köpüğü de ona sürmeyi başardı.

"Napıyorsun geri zekalı! Gözüme girdi!" diye bağıran Minel, tek gözü açık bir şekilde fıskiyeyi eline alıp gözünü yıkadı. Hem sinirlenmiş hem de heyecanlanmıştı. Suyu Tufan'ın yüzüne tutup bastıra bastıra yüzünü köpükten arındırdıktan sonra gözlerini açmasını izledi.

"Allahtan gözümden öptün. Dudağıma denk getirseydin seni şu fıskiyenin kablosuyla döverdim Tufan." diye öfkeyle konuştu. Bacaklarını Tufan kendisi yıkamış, üst bedeni de çoktan bittiği için saçını durulamaya başladı Minel.

"Ne o? İlk öpücüğün mü olacaktı yoksa? Bana kaptırmaktan mı korktun?" Tufan'ın sorusunun ardından kafasına bir tane vurdu genç kız. "Belki benim ilk olurdu ama senin son olacağı kesindi." dedikten sonra suyu kapattı.

"Ne vuruyorsun sakat adama ya? Benim kolum sakat görmüyor musun?" diye ajitasyon yapan Tufan'a küçümseyerek baktı Minel. "Kolun sakat ama oynaşmayı iyi biliyorsun." dedikten sonra banyodan çıkıp odaya geldi.

"Ne oynaşacağım ben seninle? Yüzümü köpükledin ona sinirlendiğim için yaptım. Dünyanın en güzel kızıymışsın da sana dokunmak için yanıp tutuşuyormuşuz gibi davranma." Tufan'ın sert şekilde konuşmasıyla ne diyeceğini şaşırdı Minel. Böyle mi davranıyordu cidden?

"Ben duşa giriyorum. Çıktıktan sonra seni de giydiririz." diyerek odadan çıkıp sertçe kapıyı kapattı.

Yatağın üzerindeki havluya oturan Tufan, "Ben ne dedim şimdi?" dedi kendi kendine. Minel'in her defasında Tufan sanki sapıkmış gibi konuşması da Tufan'ın sinirini bozuyordu. Bazen bel altı konuşuyordu ama bu onun her zamanki haliydi.

MECZUP -Pus Serisi 3-Where stories live. Discover now