11.Bölüm

6.7K 290 317
                                    

Gülnihal'i havalimanına bırakıp geri dönen Minel, kuzeninin Salih'le vakit geçirdiği gecenin sabahı eve gelmesinden şüphelenmişti. Hiçbir şey anlatmamıştı o geceye dair. Sadece güzel zaman geçirdiklerini ve film izlerken uyuyakaldıklarını söylemişti. 

Minel'in camdan dışarı sıkıntıyla bakması Tufan'ın dikkatini çekmişti. "Kuzenin gitti diye bu kadar üzüleceğini tahmin etmezdim." diye laf attı genç kıza. Konuşma yaptıkları gecenin üstünden üç gün geçmişti ve bu üç günde hiçbir şey değişmemişti. Sadece inatlaşıp atışıyorlardı. Sevişmeden önceki yaşantılarına geri dönmüş gibilerdi ama birbirlerini tahrik etmekten de geri kalmıyorlardı. 

"İnşallah sadece film izlemişlerdir." diyen Minel'in sözleriyle kaşlarını çattı Tufan. Kendi kendine mi konuşuyordu bu kız? Ve o ne demekti?

"O ne demek ya?" dediğinde Minel irkilerek "He? Ne?" demişti. Yoldan gözlerini iki saniye ayırıp tekrar yola dönen Tufan "Sen iyi misin?" diye sordu. "Kendi kendine bir şeyler konuşuyorsun." dediğinde Minel yavaşça kafasını iki yana salladı. 

"Salih'in ağzını arasana sen. Dışarı çıktıkları gece sadece film mi izlemişler? Aralarında bir şey geçmemiş mi?" dediğinde Tufan'ın kaşları çatılmış, bir Minel'e bir yola bakıyordu. "Güzelim ben ne sorayım şimdi adama? Hem ikisi de koca koca insanlar." dediğinde Minel oflayarak göz devirdi. Daha sonra Tufan'a dönerek "İki koca insandan minik bir insan ortaya çıkabilir değil mi Tufan?" dediğinde Tufan Minel'e bakakalmıştı. 

"Hassiktir ya. Doğru diyorsun." dedikten sonra "Ben bir Salih'i arayım." diyerek arabanın dokunmatik rehberinde aşağı inerken Minel'in elini tutmasıyla duraksadı. "Saçmalama. Ne diyeceksin?" dediğinde Tufan arabayı yavaşça sağa çekip Minel'e döndü. 

"Aşkım bir karar ver arayım mı aramayım mı?" diye sorduğunda Minel'in gözlerinin ışıldadığını ve tebessüm etmemek için kendini kastığını gören Tufan, genç kızın yanağından makas alıp "Ben sana her yeni bir şey dediğimde böyle sevinecek misin?" diye sordu. Minel ise hızla suratını düzeltip kaşlarını çatmıştı. 

"Ne sevinmesi ya? Sen bana dokunma bir kere." diyerek Tufan'ı tersleyen Minel, inkara kalksa basit bir 'aşkım' kelimesi bile kalbinin pırpır etmesine neden olmuştu. Tufan da onun kendini tutamamasına ama sonra da inkar etmesine bayılıyordu. 

"Ya güzelim gel vazgeç şu inadından ya! Salih'le Gülnihal bile, emin değilim ama kavuştu biz senle ayrı gayrıyız." Tufan'ın sözlerini camdan dışarı bakarak dinleyen Minel de Tufan'ı deli gibi öpmek istiyordu ama inat etmişti bir kere. Hele ki bu sabah tıraş olmuş ve duştan yeni çıkmış halini görünce az daha kucağına atlamak üzereydi. Neyse ki Gülnihal valiz toplamak için yardım istemişti de dikkatini dağıtmıştı. 

"Biz de kavuşmuştuk hatırlarsan." Minel'in gözlerini kısarak söylediği şeyden sonra kolunu onun koltuğuna koyan Tufan ona yaklaştı. Minel'in çenesinden tutarken "Aklından çıkıyor mu diye bir sor istersen." dediğinde genç kız gözlerini kırpıştırdı. Aralık dudaklarına uzanırken Minel'in kafasını bir anda çevirmesiyle olduğu yerde kalıp sabırla gözlerini kapatan Tufan "Sakin kalmalıyım." dedi kendi kendine. 

"Bence de sakin kalmalısın. Hadi sür de gidelim." diye umursamazca konuşan Minel'e ters ters bakarak koltuğuna çekilen Tufan, arabayı çalıştırırken "Ben de Tufan'sam bütün bunların acısını fena çıkarırım." diyordu içinden. 

Arabayı alışveriş merkezinin önünde durdurduktan sonra emniyet kemerini çözen Tufan Minel'e sadece. "İn." demişti. Minel'in kapısını kapatmasıyla arabayı kilitleyen Tufan binadan içeri girdikten sonra arkasından hızla yürüyen Minel'i takmamayı seçiyordu. 

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Sep 02, 2022 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

MECZUP -Pus Serisi 3-Where stories live. Discover now