4. bölüm

72 1 0
                                    


yanlarından çıkıp salona gittim ve sümonun yanına oturdum bana bakıp neler olduğunu anlamaya çalışıyordu ben hiçbir şey söylemedim ama her halimden sinirli olduğum beli oluyordu. benden sonra odaya eren ve gizem girdi. eren önümden geçerken çelme taktım ve sendelemesine neden oldum. sümo çaktırmadan gülerek çelmemi çaktın dedi bende aynı şekilde hmhm diye cevapladım. ortamda sessizlik hakim olunca bedia hanım lafa girdi hadi gidinde bir an önce alışverişinizi yapında gelin yoksa yetişemeyeceksiniz.kimsenin yüzüne bakmadan hadi kızlar hazırlanın dedim. sümo ve çağlayıda alıp evden çıktım.kendi arabamın önüne gelince erengilin gelmesini bekledim. eren saçma sapan davranma o arabaya gerek yok izimkine binin dedi. gerek duymuyorum gereksiz insanlarla aynı havayı solumaya dedim ve arabının kapısını açıp bindim.onlar arabasını çalıştırırken önlerinden basıp gittim bu kadar gerici bir ortamda az da olsa rahatlamak için bir sigara yaktım. kızlar beni bekliyomuş gibi onlarda yaktı ve müziğimizi açıp keyifli bir yolculuk yaptık. evlilik benim için önemli değildi ben dişlerini geçirebilecekleri bir kız değildim ve şimdi nasıl yaşıyorsam evlendiğimde daha fazlasını yaşayacaktım ya da en azından ben böyle olacağını düşünüyordum. alışveriş yaptıktan sonra eve geldik hazırlıklar yapıldı ve kına gecemiz bir sorun olmadan bitti.

ertesi sabah annemin beni erkenden uyandırmasıyla kalktım ve hemen hazırlanmaya başladık ne kınamda ne de düğünümde basite kolaya kaçmamıştım her şeyi kendi zevkime göre ayarlamıştım kahvaltı misafirler falan derken kuaför geldi ve kızlarla hazırlanmaya başladık. çağla ve sümo nedimem olduğu için ikiside kırmızının farklı tonlarında elbise giymişti.çağlanın ki uzun balık bir elbiseydi sümonun ki ise dar mini bir elbiseydi. ikiside muhteşem görünüyorlardı. ben ise belime kadar inen sırt dekolteli belimden aşşağısı çokta olmayan bir gelinlik seçmiştim. dekolteyi dert etmemiştim çünkü ben istersem giyerim erende düğün olana kadar görürse uğursuzluk getirecek yalanına inanıp ya da umursamadığı için gelinliğe bakma lütfunda bile bulunmamıştı. saçımız makyajımız derken saat akşamı bulmuştu ve aşşağıdan gelen davul zurna sesiyle gitme vaktinin geldiğini anladım. abim olmadığı için kuzenim tolga abim kuşağımı bağladı ağam ve annemle sarıldıktan sonra aşşağı indim ve beni bekleyen erene doğru yürüdüm. eteğimi tutan sümo ve çağlanın ağlamasından bir türlü ciddi kalamıyordum normalde üzülmem gerekir ama sümo o kadar tuhaf ağlayan bir insan ki onun ağlarken ki cırtlak tiz sesini duymamak için kalbini kırmadan önce 4-5 defa düşünmelisin. duvağın altından onların duyacağı bir ses tonuyla çağla şu sümoya söyle daha fazla ağlayıpta sinirlerimi bozmasın şurda gülersem bu kızda evlenmeye ne kadar meraklıymış edepsiz diye linç ederler beni dedim ve sümo azda olsa sessizleşti. nihayet 3km ötedeki erenin yanına gittim ve evin avlusundan çıkarken elime verilen testiyi nükleer bomba atar gibi yere fırlattıktan sonra erenle arabaya bindim. etradtan gelen zılgıt sesleriyle eren arabayı çalıştırdı ve özgün ailesinin konağına doğru sürmeye başladı. ben yolu izlerken eren sakin ama sinirli bir tonda o gelinliğin sırtı ne lan öyle dedi. gülerek ah mükemmel biliyorum dedim. yüzüme sinirli bir bakış attı bana bak kızım sen benim karımsın senin haddine değil böyle şeyler giymek sen ağa hanımı olacaksın kendini bil dedi. şaşkınlıkla ağzım açıldı dediklerine. asıl sen hadini bil daha kimsinde bana karışıyorsun sen ağa bozuntusu beni gördüğünde böyleydim ilerde de böyle olacağım o asılsız ağa lafların bana sökmez dedim.eren gaza yükenerek arkama doğru düşmeme sebep oldu. bana bak kızım kes şu sesini başımıza iş getirme elimde kalırsın dedi. dalga geçtiğimi belli eden bir gülümseme belirdi yüzümde ve çantadan sigar çıkarıp bir dal yaktım. eren şaşırır gözlerle bana baktı onu görmemezlikten gelip yolu izledim konağın önüne gelince durduk ve indim arabadan. nikah kıyıldıktan sonra ilk dansa kalktık. eren beni belimden tutp kendi vücuduna tamemen yapıştırdı ben ise her şeye rağmen direnip kendimi ayrımaya çalışıyordum. eren kulağıma yaklaşıp yakın davran millet yanlış anlayacak diye fısıldadı. tek derdinde miletin yanlış anlaması zaten dimi eren dedim kendi kendime konuşurken ve birazda olsa aramızdaki mesafeyi düşürdüm. etraftaki misafirlere odaklanmaya çalışıyordum ama erenin dekolteden dolayı açıkta kalan belimi okşamasından dolayı bir türlü dikkatimi veremeiyordum ve dayanamayarak çek şu ellerini narin belimden dedim sahteden gülümseyerek. aynı şekilde eren gece bizim güzelim ben daha çok okşarım senin o narin belini dedi.daha ilk günden bu konularda rahat davranmak istemediğim için konuyu kapattım gece uzun sürmüştü ve sonunda beni odaya çıkartmışlardı ereni güya kocamı beklemem için beni iyice tembihleyip odadan çıktılar. onlar çıkar çıkmaz neredeyse 20 kilo gelecek altınlarımı çıkarıp bir kutunun içine koydum. ardından gelinliğimide çıkarıp alel acele bir duşa girdim.bordo rengine yakın saten kalçamın 1-2 parmak üstünde biten saten bir gecelik giyip tam yatağın örtüsünü açacekken içeri birisi girdi. kim olduğunu tahmin etmek zor dğildi o yüzden umursamayıp yatağı açacaktım ki arkadan belime bir el dolandı ve beni kaskatı olmuş vücuduna dayadı. neye uğradığımı şaşırdım ve dönmek için çırpınırken beni daha sıkı tutup kafasını boynuma yaklaştırdı. bakıyorumda karıcım beni bekleyecek sabrı bile kalmamış gelinliğini kendi çıkarmış.sinirle yeniden kurtulmaya çalıştım ama fayda etmiyordu. bırak beni daha karın falan değilim sende böyle davranınca erkek olmuyosun kusura bakmada dedim. erenin kafası hala boynumdayken güldü. o kadar fazla alkol kokuyordu ki nerdeyse ben kokusundan kafayı çekmek üzereydim. boynuma bir öpücük kondurdu ve sessiz bir tonda istersen nasıl bir erkek olduğumu sana gösteriyim diyip belimdeki elini karnımın üstüne getirerek beni kendisine bastırdı.eren sıçıcam şimdi sanada alkolünüde erkekliğinede bıraksana dedim ve ayağına bastım. acıdığı için değil resmen dalga geçmek için bırakmıştı beni.gülerek ellerini havaya kaldırdı ow ow ow karıcım çok sert çok haşin tam da isteyeceğim bir kadın.içimden çok kötü dilekler geçirerek yatağın diğer ucuna doğru oturdum ve kollarımı bacaklarımın üstüne koyup ellerimin arasına kafamı koyup ne yapacağımı düşümeye başladım. o sırada kapı çaldı. kalkıp üstüme bir şal attım. eren sinirle kim lan bu saatte diye bağırdı. kapının dışından bir kadın sesi duyuldu. o kişinin zeynep abla olduğınu fark edince gidip kapıyı açtım efendim abla. beni kenara itip odaya daldı eee gelin hanım yeni geldin evini arama diye bu gece sizle yatıyım dedim iyi demişmiyim. dediği şeyle öyle bir gülümsedim ki allahım bana resmen mucize yollamıştı.bu gece gerçek bir düğünün ve aşık oldğum adamla geçireceğim bir gece olsaydı onu değil odaya almak kapıyı bile açmazdım ama bu gece benim için bri daha bulunamaz bir cevherdi. tabiki olur abla geç geç dedim ve kapıyı kapattım. eren sinirle bana bakıp sikerim şimdi yaacağınız işi diye ağzının içinde söylendi ve odanın kapısını çarpıp çıktı...

Bir gırmanın hayat hikayesi Where stories live. Discover now