Sabah plaja gitmeye karar verdik ve hazırlanıp yola çıktık. Keşke gitmeseydik. Çağla denizi görünce kendinden geçti. Götüne kene yapışan herhangi vahşi bir hayvan gibi suyun içinde depiniyordu. Uzaktan görsek onu avlanıyor, düşmana karşı gücücü belli etmeye çalışıyor, ya da eşini etkilemek istiyor gibi düşüncelere kaptırabilirdik. Ahmeti gördükten sonra çağlayada şükür etmeye başladık ahmet kumda pipisiyle oynuyodu. Elimizden geldiğince onlardan uzak yerlerde yüzmeye çalıştık. Akşama doğru acıktık ve sümogille buluşup yemeğe gittik. Meyhane gibi bir mekan bulmuştuk ve harikaydı. Yemeği yedikten sonra alkol mükemmel olur diye düşündük ve kalabalık olduğumuz için masaja başlangıç olarak bi yüzlük rakı istedik. Sipariş biraz geç kalınca çağla 3 tane garsona saldırdı kullandığı kelime ise sadece "içecağm içecağm illede istiyom" gibi şeyler söylüyordu. Garsonları çağladan zor bela kurtardıktan sonra demlenmeye başladık bi ara sümo sarhoş gibi olmaya başladı ve tuvalete gitti erayla birlikte. Yaklaşık bi 15 dk sonra sümoyu tekerlekli sandalyeyle getirdiler. Alışıktık biz bu manzaraya çünkü her içtiğinde felç geçirirdi. Şöyle böyle derken 1 hafta su gibi geçmişti yeniden mardin yollarındaydık. Tatildeyken sümo bizi 3 kere erenle basmıştı tabi artık erenle birlikte olmuştuk ama bunu piçliğine size anlatmıycam. Herneyse. Biz bir hafta tatil yapalım derken görümcem Zeynep abla evlenmeye karar vermiş ve bunu ailesine bildirmiş bile. Eve vardığımızda zeynep abla doğrı gafayı bozmuş gibi çeyiz alışverişi yapıyordu. 2 gün sonra isteme 3 gün sonra kıma ve nişan. Benim büyük büyük ebemin dediği gibi "biz hayatı hızlı yaşayan ayan ablalardanık yeğen" bu lafını asla unutmam çok kral kadındı. İstemeydi kınaydı düğündü hepsini hallettik. Düğün sonunda 3 kişi beni zor tutuyordu. Direnmiştim bende onun ilk gecesinde onla yatacaktım. Yatacam yatacam. Erenin zoruyla gidemedim herşey gayet güzel gidiyordu ama şimdilik hayat bize neler gösterir bilemeyiz....
