6. bölüm

65 2 0
                                    

yerimde kıpırdanıyordum ama en ufak hareket edemiyordum. tırnaklarımı kollarına geçirerek canını acıtmaya çalıştım ama sanırım bu erene ters tepkmişti ki bir anda dudağımı ıssırdı. o an sanki kalbim durmuştu. zaten aramızdaki nerdeyse olmayan mesafe yüzünden kalbim kendini parçalara ayırmak ister gibi çarpıyordu ve bir anda dudağıma yapışmasıyla son kez içime çektiğim nefesim kaybolmuştu ciğerlerimde. eren ıssırdığı dudağımı bırakıp yavaşça yaklaştı ve narin şekilde öpmeye başladı. ben ise  vücudum felç geçirmiş gibi kaldım ya da erenin mükemmel kokusunun büyüsüne kapılıp efsunlanmmıştım. eren dudaklarımızı ayırdı ama aramızda bir nefeslik boşluk vardı .hafif şekilde gülümsedi, hayatımda aldığım en güzel tat senin dudaklarının tadıydı dedi ve yavaşça yeniden dudaklarımızı birleştirdi. her ne kadar istemesemde beni o kadar yumuşak öpüyordu ki dudaklarımızı ayırsam benim dudaklarım bile bu narin hareketlerden onları mahrum bıraktığım için bana küsecek gibilerdi. eren bacağımdaki elini yavaştan yukarı doğru sürterek çıkarmaya başladı ve dokunduğu yerlerimden alev çıkıyordu. elini karnıma ordanda göğüslerime yaklaşınca sanki yüksek bir binadan yere düşmüşüm gibi sıçradım ve ereni ittim. hayır hayır olmaz dur. eren anlayamamış gözlerle bana baktı. ben hazır değilim henüz dedim kendimi açıklama gereği duyarak. eren üstümden vücudunu kenara doğru çekti ve anında kendi yerime geçtim. sırt üstü yattım ve duvarı izliyordum.erende aynı şekilde sırt üstü uzandı ve bir kolunu kafasının altına koydu. sabah biraz erken kalk kıyafetlerini hazırla kahvaltıdan sonrada nereye istiyorsan gidelim dedi.tamam diyebildim sadece. balayı fikri benden çıkmıştı ama henüz erenle orda baş başa ne yapacağımı nasıl vakit geçireceğimi bilmiyordum.iyi geceler dedim ve arkamı döndüm. bir süre sonra erende iyi geceler dedi. nedenini anlayamadığım bir gerginlik vardı şuan aramızda. düşünmemeye çalışarak sabah 7ye alarm kurup kendimi uykunun kollarına bıraktım.

alarm sesiyle irkilerek uyandım gece doğru düzgün uyuyamadığım için gözlerim yanıyordu ve açmak ızdırap gibi bir şeydi. gözüm kapalı telefonu araken eren sinirli bir sesle şu siktiğimin alarmını kapat artık dedi. keyfimdenmi kapatmıyorum eren dedim aynı sinirle ve sonunda alarmı kapatıp yatakta oturur pozisyona geldim. ciddi şekilde acıyan gözlerime rağmen kalktım ve duşa girdim. su açılmama yardımcı olmuştu. erenin uyuduğunu düşünerek ornozla banyodan çıktım. erenin sırt üstü gözleri kapalı şekilde yatıyordu. gardırobu açtım ve içinden ilk kırmızı ve tamamen dantel olan iç çamaşırlarımı çıkarttım. bornozu üstümden çıkartmadan alt iç çamaşırımı giydim ve ardından ereni kontrol edip bornozu çıkarıp südyenimi giydim. vücudumun ıslaklığı ve eren uyanmadan giyiyim telaşıyla her zaman taktığım kopçayı takamıyordum. arkamdan bir çift el elimden kopçayı aldı ve taktı. bir daha benden önce kalkacağın zamanlarda ya o telefonu kolayca alabileceğin yere koy yada sesini o kadar açık bırakma. yoksa bugün bu güzel manzara sayesinde koymadığım tepkiyi o gün koyarım güzelim dedi. bunları söylerkende vücudumu inceliyordu. üstümde iç çamaşırlarım olmasına rağmen göğüslerimi ellerimle kapattım ve yere düşen bornozumu alıp yeniden giyindim. erene bakmadan dolaptan 2 parça kıyafet alıp banyoya gittim. eren arkamdan gülüyordu. saklasan ne fayda ben zaten göreceğimi gördüm.resmen benle dalga geçiyordu. üstümü giyindim ve valizleri hazırladım demeye saat 9a gelmişti. erenle beraber aşşağı indik. o bahçeye çıktı ben ise mutfağa giderek kahvaltıyı hazırlamaya yardım ettim. masayı kurduk ve selim ağada gelince herkes yemeğe başladı. dün bu masada ne kadar iğrenç muamele gördüğümü hatırlayınca tüm iştahım gitmişti. bedia daye erene bakıp aslanım benim nasılsın iyisin dedi. eren iyiyim daye dedi sadece. bedia dayenin suratı düştü bir sorun vardır oğlum yüzün pek gülmüyor yoksa karın seni eyi tutmuyormu dedi gözlerini bana dikerek. eren elindeki çatalı sertçe tabağa vurdu. bak daye ne sen nede bu konaktaki hiç kimse benim karıma laf edemez. ettirmem. bundan sonra benim olduğum ya da olmadığım bir yerde benim karımın canını sıkan olduğunu duyarsam onu doğduğuna pişman ederim. esmaya yapılan en küçük saygısızlık bana yapılmış sayarım haberiniz ola dedi. masada ki kimseden ses çıkmadı. eren bana döndü valizler tamamsa biz gidelim artık dedi. bav söze girdi hayırdır oğul nereye. karımla balayına gidiyorum bav bir sıkıntımı vardır dedi. gizemin annesi meryem yenge söze atladı balayıda nedir oğlum kim gitmişte siz gideceksiniz kos koca konak gelin hanıma yetmedimi dedi. eren iyice sinirleniyordu ve bunu tek fark eden bendim sanırım. sanane yenge bizim gidip geldiğimiz yerden ayrıca gelin hanım değil ben istedim karımla baş başa kalmayı burda bir odaya tıkılmak yetmiyor karımla bana dedi ve elimden tutarak masadan kaldırdı ve dışarı çıkarttı. evin hizmetlileri valizleri arabaya yerleştirdi. eren dedim arabaya girerken. efendim esma dedi. annemgile uğramamız lazım mayolarımı getirmemişim buraya dedim. tamam uğrar alırız dedi ve arabayı çalıştırdı. nereye gidiyoruz planını yaptınmı dedi. çantamdan bir sigara çıkartıp yaktım. sigaradan bir nefes çektikten sonra sigarayı ağzımdan aldı ve kendi dudaklarını götürüp derin bir nefes çekti. koyduğum pakedi çıkarıp kendime yeni bir sigara yaktım. düşündüm bir şeyler evet muğla taraflarına gidelim diyorum kaç gün kalabiliriz? dedim. 1 haftayı geçirme dedi gözlerini yoldan çekmeden. tamam datçaya gidelim 3 gün orda kalırız bir gün fethiyede kalırız 1 günde marmariste ordanda döneriz geri diye düşündüm çünkü madem gidiyoruz tek bir yerde takılı kalmak saçma bence ama tabi sen ne düşünüyorsun bu konu hakında dedim. sigaradan bir nefes daha çekti ve fark etmez yaparız bir şeyler dedi. peki diyip kafamı camdan tarafa çevirip yolu izlemeye başladım.ara çağlayı hazırlansın dedi. kafamı ona çevirip anlamadım dedim. söyle hazırlansın oda gelsin bizimle daha çok eğlenirsin dedi. resmen içimi okumuştu ya da gece ben sayıklamıştım herhalde. gerçektenmi dedim. esma arayacaksan ara aramayacaksan arama dedi. telefonumu çıkarıp hemen çağlayı aradım ve hemen hazırlanmasını söyledim. telefonu ben kapatınca eren telefonunu eline aldı ve birini arayıp telefonu kulağına götürdü ahmet kıyafetlerini ayarla yengenle tatile gidiyoz peşimizden havaalanına yetiş dedi. bir süre karşıdaki kişiyi dinledi ve çağlayla ahmet hadi kapatıyorum dedi ve kapttı. neden dedim sadece. çağla tek kalmasın dedi ve konuyu uzatmadan kapattık. sessiz bir yolculuk geçirirken telefonum çaldı. arayan sümoydu. gülerek açtım efendim aşkımm dedim. sümo heyecandan bağırıyordu ne oldu bilemezsin. enerjisi ister istemez güldürüyordu beni ne oldu bakim dedim. erayla konuştuk ve izindeymiş bir yerlere gidelim diyor bana dedi ve konuşurken çığlık atıyordu. kendime engel olamayarak bende çığlık attım ne diyosun sen eraymı dedi bunu dedim ve eren gözlerini bana dikip beni adım adım izliyordu. nereye gidelim sence keşke evlenmeseydin beraber giderdik bi tatil yapardık dedi ve anında lafını kestim. biz şuan tatile gidiyoruz hemen sizde hazırlanın muğlada buluşalım dedim. ne diyosun ciddimisin dedi sümo inanamayarak. onunlada konuşup planı yaptıktan sonra telefonu kapattım. erenin yüzü düşmüştü hatta sinirli gibi görünüyordu. kimmiş lan seni bu kadar heyecanlandıran eray dedi bir anda. ne dedim. eray kim dedi adını duyunca bile çığlık attığın eray dedi ve istemeden de olsa güldüm. dalgamı geçiyorsun eren eray sümonun flörtü uzun zamandır konuşuyorlar ama bir türlü ciddiye binememişlerdi ve eray beraber bir yerlere gitmeyi teklif etmiş, bu bizim bayadır beklediğimiz bir teklif olduğu için mutlu oldum dedim. yüzü düzelmeye başlamıştı. onlarıda çağırdım sümo sence nereye gidelim diyince yanımıza çağırdım bende onlar ayrı takılır merak etme dedim. sadece sıkıntı yok diyip yolu izlemeye devam etti. annemgilin yanına gittik ve bir kahve içtik. biz kahvemizi içerken ahmet gelmişti ve bizim arabaya binip dördümüzde havalimanına gitmek için yola çıktık . çantamdan bir sigara daha çıkarıp yaktım. yolu izlerken ahmet abi koluna ne oldu öyle senin dedi ve hepimiz erenin vitesteki koluna baktık. dün gece bırakması için batırırken bu kadar iz çıkacağını düşünmemiştim . içime çektiğim sigara ciğerlerimi acıttı ve öksürmek zorunda kaldım. bir şey yok ahmet çizmişimdir işte bir yerde dedi ve kestirip attı. o sırada telefonuma gelen kızlarla gruptaki mesaja baktım. çağla bir fotoğraf paylaşmıştı. açıp fotoya baktığımda erenin kolunu gördüm çağla ne ara çekti hiçbir fikrim yok ama altına açıklama bile yapmıştı: biz bu kızı boşuna ülkü ocaklarına yollamadık kurt gibi boğmuş çocuğu gece. mesaja bakınca ağzım açık kaldı ve arkama dönüp ne ara lan dedim sadece çağlaya ve o çoktan gülmeye başlamıştı bile  ardından yeni bir mesaj geldi ve sümodan:iş bitmiştir o sırada esma sıra bende dön hhaahahah. hızlı hızlı mesaj attım gruba: susun yoksa o sırayı sizede getiririm amınakndrlm. bir şekilde havalimanına gittik ve uçağımıza yerleştik şahsi uçaktı büyük ihtimalle çünkü sadece biz vardık ve normale göre daha küçüktü ve içi tamamen VIP şekilde oluşturulmuştu. işte bu şov diye geçirdim içimden. erken kalktığım için inanılmaz bir yorgunluk vardı üstümde. en azından birazcık gözlerimi dinlendirmek için arka tarafta yatak şeklinde en az 2 kişinin sığabileceği bir koltuk vardı ve gidip üstünde uzandım. gözlerimi kapattım ama ahmetin ve çağlanın sohbet seslerini duyabiliyordum. tam dalmaya başlarken belimden bir kol sarıldı ve beni kendisine çekip oda yattı. o kadar rahattım ki sanki yıllarca boş bir şekilde yatmışım gibi hissediyordum bu rahatlığı görünce ve daha fazla dayanamayıp kendimi bıraktım.

Bir gırmanın hayat hikayesi Where stories live. Discover now