BÖLÜM-1:KAYBOLUŞ

86 7 16
                                    

Sabahın ışıklarıyla gözlerimi açtım. Ben güne asla 'bugün çok güzel bir gün' diye başlamazdım. Daha çok 'bugün yine sıradan bir gün' diye başlardım. Neden bir insan güne 'bugün çok güzel' diye başlar ki? Bugün hafta sonuydu. Başım bir anda ağrımaya başladı. Aşağı indim. Annemler hâlâ uyanmamıştı.Kendime mini bir sandiviç yaptım ve dolaptan çilekli süt aldım. Başım hâlâ ağrıyordu. Biraz hava almak için bahçeye çıktım. Telefonumu pantolonumun cebinden çıkardım. İnterneti açınca gelen bildirimleri gördüm. Aysel bir mesaj atmıştı. "Dolunay,saat on ikide deniz kenarında buluşup biraz yürüyelim mi?" yazıyordu mesajda. Saate baktım. Saat on birdi. Bir anda kulağım çınlamaya başladı. Ama çok şiddetli bir çınlamaydı. Öyle ki kulaklarımı ellerimle kapatıp bağırdım. Kulak çınlamam kesilince kendimi yatar hâlde bulmuştum. Ben ne ara yere yatmıştım. Üstelik yanaklarım ıslaktı. Başımın ağrısı çok şiddetliydi. Ardından baş ağrımda kesildi. Telefonumu çıkarıp saate baktığımda saatin on bir kırk beş olduğunu gördüm. Ben kırk beş dakikadır yerde ağlıyor muydum? Eve girdim bir anda sıcaksamaya başladım. Odama çıktım ve üzerimdekileri çıkarıp mini siyah, fileseli eteğimi giydim ve üstüne siyah bluzümü giydim. Saçlarımı tarayıp fönledim ve cüzdanımı alıp evden çıktım. Annemler hâlâ uyuyordu. Sahile doğru ilerlemeye başladım. Aysel ile her zamanki köşemize ulaştım. Kayalıkların üstüne çıkıp, kayanın denizin içindeki kısmına oturdum ve ayaklarımı sarkıttım. Birinin adımı seslendiğini duydum. Hayır bu Aysel değildi. Etrafıma bakındım fakat kimseyi göremedim. Sonra yine bir çınlama sesi doldu kulaklarıma hemen kesildi. Aysel gelmemişti. Telefonumu çıkardım ve Aysel'e bir mesaj attım. "Nerede kaldın Aysel? İki saattir seni bekliyorum." yazdım. Aysel'den mesaj geldi. "Bana haber vermedin ki neredesin?" yazmıştı. "Sen bana sabah yazmıştın ya sahilde buluşalım diye." yazdım. "Ben öyle bir şey yazmadım. Sen iyi misin?" yazdı. Çıldıracaktım. "Üstelik ben daha yeni uyandım." yazdı. Normalde olsa şuan 'tembel teneke seni' yazardım ama bu çok tuhaftı. Mesaj ekranını üstte kaydırdım ve gerçekten öyle bir mesaj atmadığını gördüm. Sakin ol Dolunay,sakin ol. Şuan bir rüyadasın ve uyanacaksın sakin ol. Kayalıklardan indim. Bir anda başım döndü. Tam yere düşerken birinin beni tuttuğunu hatırlıyordum.
🌙
Gözlerimi açtığımda farklı bir yerdeydim. Neredeydim bilmiyordum ama tanıdık geliyordu. Yavaşça doğrulduğumda bir ses duydum. "İyi misin?" başımı o yöne çevirdiğimde hiç tanımadığım birini gördüm. "Biraz başım dönüyor. Siz kimsiniz?" Benim kim olduğum önemli değil. O sırada ani bir sancıyla "ahh!" diye inledim. Tanımadığım çocuk hemen yanıma geldi ve elini karnıma koydu. Sonra kalktı ve gitti. Ardından elinde bir hapla ve su dolu bardak ile geri döndü. Hapı bana doğru uzattı. Hapı tek seferde yutup bir bardak suyu tek seferde içtim. Başım büyük bir şiddetle dönmeye başladı. Yer mi sallanıyordu? Görüşüm bulanıklaştı. Tanımadığım çocuk bir şeyler söylüyordu ama anlayamıyordum. Sesi çok bulanık ve yankılıydı. Bayılmıyordum ama ayakta da değildim. Bedenim karıncalınıyordu. Kendimi bir gölün kenarında buldum. Yansımama bakıyordum. Ama gördüğüm ben değildim. "Sen kimsin?" diye sordum. Evet bir yansımaya soru sordum. Bana "Senim" diye cevap verince dehşete katıldım. "Ama ben böyle değilim." dedim. Tekrar "Ben senim diye cevap verdi. Ama yansıma çok güzeldi. Ben ise çirkin. Yansıma bir anda yok oldu ve ben kendime geldim. Ağrım kesilmişti. Tanımadığım yabancı bana bakıyordu. "İyi misin?" diye sordu. Kendimi yokladım. Doğruldum ve ayağa kalktım. Çok iyiydim. "Lavabo nerede?" diye sordum. "Üst katta en sondaki kapı." diye cevap verdi. Merdivenlerden çıktım ve koridorun en sonundaki kapıdan içeri girdim. Elimi yüzümü yıkadım ve gözüm yansımama takıldı. Aklıma rüyam geldi. Aynadaki normal bendi. O yüzden derin bir oh çektim ve lavabodan çıktım. Biraz daha iyidim. Adama doğru döndüm ve "Ben artık gitmeliyim, her şey için teşekkür ederim. "İyi olduğuna emin misin?" diye sordu. Başımla onayladım. "Seni bırakmamı ister misin?" diye sordu. Biraz düşündüm. Yürümek istiyordum. "Hayır,çok teşekkür ederim. Biraz yürümek bana iyi gelir." dedim. Başını salladı. Sonra elini uzattı ve "Ben Gölge." dedi. Gülümsedim ve bende ona elimi uzattım. "Bende Dolunay." dedim. "İlginç ve güzel bir ismin var." dedi. "Hayatımda ilk defa biri ismime iltifat ediyor." dedim ona şaşkınlıkla. "Genelde herkes alay ederdi." dedim gülümseyerek. "O zaman hepsi salakmış." dediğinde kahkaha attım. "Teşekkür ederim ama artık gitmeliyim Gölge." dedim. "Görüşürüz Dolunay." dedi. Evden çıktım. Biraz alışveriş yapmak bana iyi gelebilirdi. Biraz yürüdüm vitrinlere göz attım. Tam o sırada garip bir şey oldu. Bir şey hissettim. İzleniyormuşum gibi bir his. Hızlandım. Arkamı döndüğümde beş kişinin beni takip ettiğini fark ettim. En kalabalık sokağın bugün ıssız olası tutmuştu. Kimse yoktu. Bir tek ben ve beni takip eden beş adam. Mağaza sahipleri bana bakmıyordu. Kimse bana bakmıyordu. Ve adamlar hızla bana yaklaşıyordu. Onlara bakarak koşmaya başladım ve birine çarptım. Kafamı kaldırdım. Siyah giyinimli bir adamdı. "Bana yardım edin lütfen arkadaki adamlar beni takip ediyor." dedim. O sırada adam bilmediğim dilde bir şeyler fısıldadı. Başım döndü,görüşüm bulanıklaştı. Sonra kendimi o adamın kollarında buldum ve karanlık.
🌙

~BÖLÜM SONU~

Eee ilk bölümümü nasıl buldunuz? Dolunay karakterini nasıl buldunuz? Peki ya o adamlar onlar kimlerdi,amaçları neydi? Sizce Dolunay'ın çarptığı adam onu kurtaracak mı yoksa o da mı işin içinde?
Yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum.
Öpüldünüz😘

VARİSWhere stories live. Discover now