BÖLÜM-8:"EVET"

11 4 2
                                    

"evet"
Evet ile başlardı her şey. Bir kişiyle birlikte olmak için "evet" dersin. Sorulan bir soruya "evet" dersin veya demek zorunda kalırsın. İşte o an ben evet demek zorundaydım. Aylin bana baktı. İnanamıyor gibiydi. Ama Ateş beni taciz etmişti. Aylin elini yumruk yapıp masaya vurdu. Masa ikiye ayrılmıştı. Ama o an şaşırmamıştım. Aylin ve ben bir süre sustuk. Aylin hızla kütüphaneden çıktı. Arkasından seslendim ama beni duymadı. Belki de duymazdan geldi. Kütüphaneden çıktığımda Aylin'i göremedim. Rüzgar sesimi duyup gelmiş olmalıydı. "N'oldu?" diye sordu. Cevap vermedim. "Dolunay n'oldu dedim!" diye bağırdı. Gözlerim dolu dolu ona baktım. Nasıl söylerdim. Nasıl söylerdim ona "Ateş beni taciz etti", diye.
"Ateş'i sen mi bıçakladın?" dedi bu defa. Sustum. "Her ne sebepten olursa olsun bir lordu öldüremezsin. Bunun cezası çok ağır olur." dedi. Elbette bunun bir karşılığı olacağını düşünmeliydim. Yaptığım kötü bir şeydi. Ama onun yaptığı... Çok kötü bir şeydi. "Peki ya onun yaptığı şey daha kötüyse?" dedim ve hızla koridorda ilerleyip aşağı indim.
🌕
FARKLI BİR BAKIŞ AÇISI

Ağır adımlarla ormanda ilerliyordu. Ürkütücü bir havası vardı. Aynı zamanda çok yakışıklıydı. Geçtiği yerdeki bütün çiçekler korkuyla yan tarafa eğiliyordu. Gizemli kişi olduğu yerde durdu ve havayı kokladı. "Uzun zaman oldu." diye mırıldandı. Buradaki orman geldiği yerin ormanı kadar huzur verici değildi. Her yer sadece yeşildi. Farklı hiçbir renk yoktu. Geri dönmenin bir yolunu bulmalıydı. Mutlaka Domino'ya geri dönmeliydi. Duyduğu bir sesle hemen arkasına döndü. Çalıların arasından "Demek buradasın Gölge. Yıllardır seni arıyordum." dedi. "Ama bu ses... Bu imkansız." diye düşündü Gölge. Çalıların arasından alev kırmızısı saçları ve lacivert yılanıyla Mariana çıktı. "Ama sen ölmüştün" diye bağırdı Gölge. " Seni kendi ellerimle ben öldürdüm." dedi Gölge. "Gördüğün gibi buradayım." dedi Mariana. "Sen buraya nasıl gelebildin?" diye sordu Gölge. "Bunun sayesinde" dedi başındaki mavi tacı göstererek. "Aynı zamanda Dolunay'a da ulaşabilirim." dedi sırıtarak. " Ve şimdi oraya gidiyorum." dedi. Yılanı sinsice Gölge'ye tısladı. Mariana taca dokunur dokunmaz yılanıyla beraber yok oldu.
"Allah'ım lütfen Dolunay'ı bulamasın" diye dua etti Gölge içinden.
🌕
DOLUNAY'IN ANLATIMIYLA
Sonunda Rüzgar'ı atlatmıştım. Şuanda sarayın bahçesindeydim. Muhafızlar beni görünce referans yaptılar. Onları başımla onayladım. Arka bahçeye doğru gittiğimde tuhaf bir şekilde hiç muhafız olmadığını gördüm. Tam geri dönecek iken birinin bana seslendiğini duydum. Derinden gelen bir sesti. Etrafıma bakındım ama kimseyi göremedim. "Dolunay" diyordu ses. "Dolunay". Yine aynı sesi duymuştum. Bir kadın sesini andırıyordu. "Sen kimsin?" diye seslendşm ama cevap gelmedi. Sadece "Dolunay" dedi yine. "Neredesin?" dedim sese. "Orman" dedi. "Ormanda mısın?" dedim. Tam o sırada ormandan bir rüzgar esti ve saçlarımı geriye savurdu. Muhafızlar da yoktu. Ormana doğru ilerlemeye başladım.
Açıkçası korkuyordum ama birinin yardıma ihtiyacı olabilirdi. Hızlı adımlarla patikada ilerledim. Tekrar o ses duyuldu "Dolunay". Ama bu defa boğuk ve derinden gelmiyordu bu ses. Yakından ve net bir şekilde geliyordu. İlerideki yapraklar hışırdamaya başladı. Hemen yerden bir sopa buldum ve çalıların olduğu yere tuttum. Çalılardan bir kadın çıktı. Alev kırmızısı saçları ve alev kırmızısı gözleri vardı. Omuzunda bir yılanı ve başında mavi bir tacı vardı. Bana doğru bir adım attı ve "Dolunay" dedi gülerek. Ardından kahkaha atmaya başladı. Bu ses bana seslenen kadının sesiydi. Bana doğru bir kaç adım daha attı. Resmen üzerime geliyordu. Yılanı ise bana tıslıyordu. Hızla arkamı dönüp koşmaya başladım. Dallar her yerimi çiziyor ve o kadınla yılanı beni kovalıyordu. Bir süre sonra çok yorulmuştum. Arkamı döndüğümde kızıl saçlı kadının bana güldüğünü gördüm. Neden gülüyordu? Ayağımda bir şey hissettim. Kaygan bir şey. Ayağıma korkuyla baktığımda lacivert bir yılan gördüm. Bu kızıl saçlı kadının omuzundaki yılandı. Bana sinsice tıslıyordu. Tekrar kızıl saçlı kadına baktım. Yılan da kafasını kızıl saçlı kadına çevirmişti. Kızıl saçlı kadın başını salladı ve bacağımda derin bir acı hissettim. Hissettiğim acıyla bir çığlık attım. Ayağımı hissedemiyordum. Üstelik o bölge kanıyordu. Yılan yavaşça ayağımdan indi ve kızıl saçlı kadının yanına gitti. Gözlerim kararıyordu. Başımın toprağa çarptığını hissettim. Son hatırladığım şey o kadının sesiydi. "Ben Mariana senin cehennemin.".

Eeee bu bölümü nasıl buldunuz? Yeni karakterimiz Mariana. Varis karakter tanıtımına nasıl göründüğünü attım. Oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorum. Keyifle okumalar. Beni okumayı unutmayın. Hep kitapla kalın.
ÖPÜLDÜNÜZ 😘😘😘

VARİSWhere stories live. Discover now