BÖLÜM-2:DOMİNO

35 6 3
                                    

Küçükken ağlar hep insan. Düşer ağlar,küser ağlar,korkar ağlar. Hep bir şekilde ağlar. Annem beni dizine oturttu bir gün ben ağlarken. "Prensesim yanıma gelir misin?" dedi. Yanına gittim ve beni kucağına alıp dizine oturttu. "Anne sen bana neden prenses diyorsun? Ben prenses değilim ki." diye sordum anneme gözüm yaşlarla doluydu. "Evet bir prensessin." dedi saçlarımdan öperek. "Ve bir prenses hiç bir şeye ağlamaz." dedi bana. "Şimdi bana bir söz vermeni istiyorum." dedi tekrardan. "Bir daha ağlamak yok tamam mı?" dedi. "Söz veriyorum bir daha ağlamayacağım anne." dedim. "Neden?" diye sordu annem. "Çünkü prensesler ağlamaz ve bende bir prensesim." dedim anneme. O günden sonra her üzüldüğümde bir prenses ağlamaz diye düşünüyordum. Ve şuan ağlamıyorum. Çünkü bir prenses asla ağlamaz. Şuan neredeydim bilmiyorum. Fakat farklı bir yerdeydim. Birileri beni kaçırmıştı. Ve dün hiç normal bir gün değildi. Oysa dün sabah güne "Bugün yine sıradan bir gün" diye başlamıştım. Ve şuan biliyordum ki bugün normal ve sıradan bir gün değildi.
Kapı çalınmadan birden açıldı. İçeri tuhaf giyinimli biri girdi. Uyanık olduğumu görünce çıktı. Uyankıtım fakat her yerim uyuşmuştu ayağa kalkamıyordum.Biraz sonra odanın kapısı tıklatıldı. Girin demeye çalıştım fakat konuşamadım. İçeri kral gibi giyinmiş bir adam girdi. "Uyanmışsın" dedi o adam. Sonra bilmediğim dilde bir şeyler fısıldadı ve kıpıdayabildim. Yattığım yerden kalktım. Üzerimdeki kıyafetlere baktı ve "Dolaptaki kıyafetlerden birini al ve giy burada bu insan kıyafetlerini giyemezsin." dedi. "Neredeyim ben?" diye sordum. "Olman gereken yerde" diye cevap verdi. "Benim olmam gereken yer evim!" diye bağırdım. "Kiminle nasıl konuşman gerektiğini öğren genç kız." dedi. "Siz kimsiniz?" diye sordum. "Şuan bulunduğun sarayın kralı." diye cevap verdi. "Yani Güneş Krallığı'nın kralıyım." diye devam etti. "Burası Domino" diye anlatmaya başladı. "Ve sen yıllar önce buradan kaçırılan beş kişiden birisin. Aralarından biri benim kızımdı." dedi hüzünle. "Sizden dört kişi varis olacak. Çünkü dört krallık var. Ama beşinciniz neden kaçırıldı bilmiyoruz." dedi. O zaman ben buraya aittim. Hayır imkanı yoktu. Domino ilginç bir isimdi. Bir anlık gelen cesaretle "Peki benim o beş kişiden bir olduğum ne malum?" diye sordum. Aynayı gösterdi."Aynaya bak anlarsın." dedi. Aynaya doğru yürüdüm. Eğilip kendime baktım ve bir şey dikkatimi çekti. Boynum. Boynumda bir sembol vardı. Mor renkli bir hilal. Ben sembolümü incelerken Güneş Krallığı'nın kralı konuşmaya başladı. "Bu sembol yalnızca Domino'da doğanlarda olur." diye bir açıklamada bulundu. Kendi sembolünü gösterdi. Sarı bir güneş vardı. Çok güzeldi. "Herkesin sembolü farklıdır." diye konuşmaya devam etti. "On dokuz yaşına girince ortaya çıkar. Fakat o sembolün çıkması için vücut bütün gücünü harcar. Bu nedenle vücut halsizleşir." bu açıklama başımın dönmesi,bayılmam ve kulağımın çınlamasını açıklıyordu. Aklıma takılan bir düşünce daha vardı. Ben bir varis miydim? Belkide öyleydim. Ama bir ihtimal daha vardı. Diğeri olabilirdim. Krallığı olmayan yani. Ve içimden bir ses o kızın ben olduğunu söylüyordu. Düşüncelerime dalmışken Güneş Kralının sesini duydum. "Şimdi odadan çıkıyorum. Dolaptaki kıyafetlerden birini giy. Muhafızlar seni yemek salonuna götürecek." dedi ve odadan çıktı. Dolabı açtım. Bir sürü müthiş elbisele vardı. İçlerinden siyah olanı seçtim. Bir göğüs dekoltesi vardı. Askısızdı. Üzeri taşlarla süslüydü. Elbisemi giydiğimde kapı tıklatıldı. "Girin" diye seslendim. İçeri sivri kulaklı bir kadın girdi. "Size hizmet etmek için görevlendirildim. Bir şey ister misiniz?" diye sordu. "Saçımı yaparsan çok sevinirim şey..." dedim ve "Manolya" dedi. "Saçımı yaparsan çok sevinirim Manolya." dedim. "Üzgünüm,ben saç yapmakla görevli değilim. İsterseniz sarayın kuaförünü çağırabilirim." dedi. "Peki, tamam. O zaman senden isteğim onu çağırman."dedim. Manolya önümde eğilerek odadan çıktı ve biraz sonra kapım tekrar çalındı. "Girin" dedim. İçeri kırmızı saçlı bir kadın girdi. Büyük bir çantası vardı. "Ben sarayın kuaförü Mary. Beni emretmişsiniz. Lütfen makyaj masasına oturun ve saç ile makyajınızı yapayım." dedi. Makyaj masasına oturdum. Saçımı iki yandan örüp taç gibi yaptı. Sonra salınık kalan saçlarımı maşaladı. Ardından yüzüme müthiş bir makyaj yaptı. Gri, simli göz farı sürmüştü. Bordo bir ruj ve eyeliner sürmüştü. Yüzümdeki allık çok hoş duruyordu. Kendime asla böyle bir makyaj yapamamıştım hayatımda. Bana baktı ve "Çok güzel oldunuz." dedi gülümseyerek. Başımı teşekkür anlamında salladım. Sonra odadan çıktım. Odadan çıktığımda muhafızlarla karşılaştım. Muhafızlar ben odadan çıkınca önümde reverans yaptılar. "Efendim,sizi yemek salonuna götürmek ve sizi korumak üzere görevlendirildik. Lütfen bizi takip edin. Ben Serdar." dedi muhafızlardan biri. Mersivenlerden aşağı indik. Kaç kat indiğimizi sayamamıştım. Ama tam yedi yüz elli basamak inmiştik. Sonra soldaki koridordan ilerledik. Ardından genişçe bir odaya ulaştık. Tavanda avizeler vardı. Ortada dev bir masa vardı. Masanın başında Kral vardı. Muhafızlar "Ra efendimiz." dediler ve Güneş Kralının önünde eğişdiler. Demek adı Ra. Çok ilginç bir isimdi. Kralın sağı ve solu boştu. Kraliçe yok muydu? Kral bana soluna oturmam için işaret verdi. Kralın soluna oturdum. "Kraliçe nerede?" diye sordum. Kral bir anda hüzünlendi. "O,azat edilmek istedi. En başta karşı çıktım fakat o kendini azat ettirdi. Şuan dünyada." dedi hüzünle. Bir kral ağlar mıydı? Şuan Ra'ya dokunsam ağlayacaktı. İçimden ona bir prens ağlamaz demek geldi fakat bu onu sinirlendirebilirdi. "Ben hangi krallıktanım?" diye sordum bir anda. "Yemekten sonra beşinizin hangi krallıktan olduğu ortaya çıkacak." dedi. Sessizce yemeğimi yemeye koyuldum. Yemekten sonra muhafız Serdar beni saraydan dışarı, başka bir yere götürüyordu. "Nereye gidiyoruz?" diye sordum. "Ay krallığına gidiyoruz. Hangi krallıktan olduğunuz orada ortaya çıkacak." dedi. Heyecanlanmıştım. Acaba hangi krallıktandım? Dev gibi bir sarayın önünde durdu at. Söylemeyi unuttum atla gidiyorduk. Saray çok güzeldi. Gri rengindeydi. En üstünde hilal ay heykeli vardı. Saraya adım atmamla başım döndü. Muhafız Serdar kolumdan tutup "İyi misin?" diye sordu. "İyiyim" diye cevap verdim. Sarayın girişindeki muhafızlar. Selam verdiler. Onları başımla onayladım. Saray çok gösterişliydi. Ama muhafız Serdar, en gösterişli sarayın Güneş sarayının olduğunu söylemişti. Beni baygınken oraya götürdükleri için sarayı tam olarak inceleyememiştik. Bir sürü merdiven indikten sonra geniş bir salona ulaştık. Muhafız Serdar girişte kaldı. Salonda benim yaşlarımda olduğunu düşündüğüm dört kız vardı. Gri renkli minderlerden birine oturdum. Biraz sonra bir kadın geldi. Kadın otuzlu yaşlarda görünüyordu. "Merhaba genç varisler. Ben Sofia" dedi içeri giren kadın. "Ben sizin hangi krallığa ait olduğunuzu bulacak kişiyim." dedi ve en baştaki kızın alnına alnını koydu. İkisininde gözleri kapandı. Bir ışık yayıldı ve ikisininde gözleri açıldı. "Derin.Bulut krallığı varisi." dedi. Sonraki kızada aynı işlemi uyguladı."Aylin. Gece krallığı varisi." dedi. Sonraki kıza geldi. "Seray. Ay krallığı varisi." dedi ve tüm saraya büyük bir ışık huzmesi yayıldı. Sonra Seray isimli kızın önünde "Varisim." diyerek eğildi ve diz çöktü. Kızın gözleri parladı. Sıra yanımdaki kıza geldi. Ama onda bir şey olmadı. Kızın rengi soldu ve yere yığıldı. Nefes alamıyor gibi iniltiler çıkardı. Ama yaşıyordu. Ardından gözümüzün önünde yok oldu. Işınlanmış gibi. Sıra bana geldi. Alnını alnıma yasladı. Bir rüya gibiydi. Hafiflemiş hissettim. Güneş ışınlarını gördüm. Tacımı gördüm. Başıma bir taç takıldı. Çok güzeldi. Sonra bir anda gözlerim açıldı. "Dolunay. Güneş krallığı varisi. Diyarımızın varisi." dedi. Tüm diyara çok büyük bir ışık huzmesi yayıldı. Bu Seray'ın ışığından daha parlaktı. Kadın önümde diz çöktü. "Varisimiz." dedi. Ben Güneş Krallığı'nın kralı Ra'nın kayıp kızıydım. Tekrar başım döndü ve kendimi bu defa yerde buldum.Sonrası ise karanlık.
🌙

                      ~BÖLÜM   SONU~

Eeee. Yeni bölümümü nasıl buldunuz. Bu öncekine kıyasla uzun bir bölüm oldu. 1111 kelimelik bir bölüm oldu. Umarım beğenmişsinizdir. Dolunay'ın kayıp kız olmasını nasıl buldunuz. Lütfen oy verin,yorum yazın ve kitabımı kütüphaneye ekleyip,beni takibe alın.
Öpüldünüz 😘

VARİSWhere stories live. Discover now