Bölüm 3, Yirmi Bir Kesik Yirmi Bir Yara

7K 832 981
                                    

Herkese selam! Nedne böyle giriş yapıyorum hiçbir fikrim yok bir türlü havalı bir giriş bulamadım kendime sslfjsdf.

Neyseeeeeee. Ne diyecektim. Tamam, kıhkıh bölümün sonu kıhkıh. Lütfen #sadecebirdamlabrh #martelkragen #vampirmartel etiketlerini kullanarak paylaşım yapmayı unutmayın (çizmeli kedi gifi)

Şimdi aşklar şöyle ki okunmalarınız için çoooook teşekkür ediyorum ama oylar kalbimi çıt yapıyor ve yorumlar. Baştan sınırı koyuyorum ki ucunu kaçırmayalım. Oy 200 Yorum 500 sınırımız var. Geçilirse cuma günü 21.00'da bölüm yayında! Bence 4. Bölüm için o sınır geçilir sdnfojds

Çok konuştum, imzamı sona bırakıyorummmm. Sizi sonsuzluk kadar seviyorum!

Bölüm 3, Yirmi Bir Kesik Yirmi Bir Yara

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Bölüm 3, Yirmi Bir Kesik Yirmi Bir Yara

Bekçiler tapınağın kapısını bizim için açtıklarında Anne, üçüncü mumunu yakıyordu. İçi suyla dolu mermerden sunağın yüzeyi lekeliydi, inançlılar tarafından uzun yıllardır dikilen mumlar yüzünden aşınmıştı. Anne mumunu eski bir mum kalıntısının üzerine tuttu, hafifçe erittikten sonra oluşan boşluğa dikkatli bir şekilde yerleştirdi.

İçerisi tütsü kokuyordu. Şatonun içindeki küçük tapınak her gün düzenli olarak rahip ve rahibeler tarafından kutsanıyor, mozaikler ve Doğudaki Tanrılara ait heykeller ise yalnızca Kan Vergisi gününde temizleniyordu. Bu yüzden içerisi temizdi ama hava yoğun tütsü kokusuyla ağırlaşmıştı. Bu koku başımı her zaman ağrıtmıştı, yoğunluğu beni huzursuz ediyordu. Tanrılarla ilgili problemim yoktu ama uzun süredir gölgelerle birlikte yaşadıktan sonra tütsülerin onları uzaklaştırma konusunda pek de başarılı olmadığını rahatlıkla söyleyebilirdim. Ya da bir şeyleri kutsamak konusunda.

Zendra'ya ait gölge tapınağın tavanında bir o yana bir bu yana doğru dalgalandıktan sonra kirişlerin arasından geçerek gözden kayboldu, başka bir gölge daha onu takip etti. Vampir ortaya çıktığından beri gölgeler huzursuzdu. Yalnızca geceleri ortaya çıkabildikleri için gece yarısından sonra daha aktif olurlardı. Ama şimdi, gecenin son karanlığının tadını çıkartmak yerine kaçmayı ve saklanmayı tercih ediyorlardı. Muhtemelen şatoda bulunan ölümle onlardan daha ilintili bu huzursuz edici varlığın farkındalardı.

Martel, içeri girdiğimizde kapıların önünde durup ilerlemeyince ben tek başıma yürüyerek Anne'nin önünde diz çöktüğü sunağa yaklaştım. Belki onun inandığı tanrılar başka olduğu için belki de Anne ile bana biraz da olsa mahremiyet sağlamak için bilmiyorum ama yine de geride kaldı. Her şeyi duyabileceğini bilsem de geride kalmayı tercih etmesi bir vampirden beklenmeyecek kadar büyük bir nezaketti.

Anne'nin yanına dizlerimin üzerine çöktükten sonra bana uzattığı tastaki suya elimi daldırıp bileklerimi ıslattım, Tunte Rhavra Diovros Santesin diye mırıldandım. Bizi Doğudaki Cennetinle Kutsa.

Sadece Bir Damla Brh+Where stories live. Discover now