fourty one

36K 4.2K 3.4K
                                    

"Tamam, bekliyorum."

Jungkook sessizce konuşup kapattığı telefonuyla bakışlarını birbirine bastırdığı dizlerine indirip üzerine koyduğu elleriyle telefonunu sertçe sıkarken yutkundu. Tüm bedeni stresten sallanır gibi hissettirirken midesi bulanıyor, her an bayılacak gibi hissediyordu.

Tam karşısındaki koltuğa oturan ve kendisine bakan Eunwoo da bunları tetikliyordu. Dudak içini kemirirken bu konuma nasıl geldiğini düşünüyordu. Alttan gizlice Eunwoo'ya baktı, kaşlarının çatık olduğunu görüp gözlerini kapattı hızlıca. Yanlarındaki Yoongi bile sakinleştiremiyordu kendisini.

Nasıl olmuştu?

Taehyung'la çok güzel bir buluşma geçirmişlerdi. Taehyung kendisini öpücükler eşliğinde aşağıdaki sokağa bırakmış, Jungkook'sa evine gelmişti. Açılan kapı ve sinirli gördüğü Eunwoo ile hiçbir şey anlamayarak içeriye girmiş, içeride gergince oturarak kendisine bakan Yoongi'yi gördüğü gibi dişlerini sıkmıştı.

Hayır. İçinden geçen ilk bu olmuştu.

Koltuğa oturmuş, Eunwoo da karşısına oturarak her zamankinden farklı bir bakış ve ses tonuyla akşamının nasıl geçtiğini sormuştu. Jungkook hiçbir şeyi bozmadan 'güzel' demişti. Jimin'i sormuştu sonra. Jungkook'sa dudaklarını kemirip yine 'iyi o da' demişti.

Eunwoo alayla gülüp 'aslında tahmin ediyorum, Namjoon'la soru çözerken iyidir baya' demişti. Ve Jungkook sessizce bir şey demeden donup kalmıştı. Jimin'e söylemişti tabi ki ama Jimin Namjoon'un tembihleyene kadar geç kalmışlardı anlaşılan.

Yoongi 'Eunwoo sakin ol abartma' diyerek araya girip bir şeyler daha söyleyerek konuyu dağıtmaya çalışsa bile Jungkook hala donmuş bir haldeydi. Bir sürü düşünce geçiyordu kafasından ve tek istediği Taehyung'du o an.

Abisinin bu kadar sinirlenme sebebinin ise Taehyung'la ilgili olduğunu tahmin ediyordu ve bunda haklı çıkması da birkaç saniyesini almıştı.

'Jungkook, eğer bu akşam Taehyung'la çıktıysan ara ve buraya çağır konuşalım. Yalan söyleme bana.'

Ve Jungkook tüm gerginliğiyle hala susup hiçbir şey demezken ne yapacağım dercesine Yoongi'ye bakmış, onun da gergince dudaklarını ısırdığını görünce derin bir nefes alıp yutkunmuştu.

Abisini dinlemişti. Daha fazla uzatmak da istemiyordu. Ne olacaksa olsun dedi ve Taehyung'u aradı.

'Söyle bebeğim.' Taehyung keyifle açtığı telefonla birkaç saniye ses gelmeyince keyfi giderken Jungkook'un kısık sesini işitmişti. 'Buraya gelebilir misin?' Ve Taehyung ses tonuyla bir şeyler olduğunu anlamış sorgulamadan 'iki dakikaya oradayım' derken Jungkook 'tamam, bekliyorum' demişti.

"Siktir ya, gerçekten de onunla çıkmışsın."

Eunwoo yüzünü sıvazlayarak konuştuğunda Yoongi derin bir iç geçirmiş, burada olup Jungkook'u tek bırakmadığına şükrederken olacak ihtimalleri düşünmeye başlamıştı. Ambulansı mı arasaydı yoksa gelip bayılarak dikkatleri çeksin diye Bambam'ı mı?

"Sende niye susuyorsun?"

Yoongi kendisine gelen soruya cevap vermezken sessiz birkaç dakikaları geçti ve tüm bu gerginliği bitirip daha büyüğünü başlatacak kapı zili duyuldu. Jungkook sessizlik yüzünden korkuyla irkilip ayaklanmaya çalışırken Eunwoo kalkıp kendisine elini uzatmıştı.

"Otur oturduğun yerde."

Jungkook ağlarcasına bir sesle burnundan nefes verip yüzünü sıvazlarken iyi mi kötü mü yaptığını düşünüp duruyordu.

where is ur brother? |taekook ✔️Where stories live. Discover now