33

9.7K 637 64
                                    

sınav zamanı olduğu için bölümü atamadım, özür dilerim
***

Otele geldiğimde valizimi toplamaya başladım. Zaten çok fazla dağılmamıştı, bu yüzden yarım saatimi bile almadı. Kaldığım günlerin ücretini ödedim ve anahtarı teslim edip çıktım.

Kapının önünde bekleyen valeden bir taksi çağırmasını rica edip bekledim.
k
"Seni terk eden ailen seni burda bulmaz mı?"

"Onlar geri dönmeyecek, tekrar yaşayamayacaksın çocukluğunu."

"Sen benim kendi kızım bile değilsin."

"Bu hayatta yaşamaya değer tek bişey kalmamış, insanlar artık birlerini yarını düşünmeden kırıyorlar ama aslında bu yeni değil hep böyleydi. Bu yüzden Nida, teyzecim sakın kimseye güvenme emin ol bu hayat birine güveneceğin kadar masum değil."

Teyze, gitmesen olmaz mıydı, biraz daha yaşasaydın, biraz daha dayansaydın olmaz mıydı?

Teyzemle geçirdiğim o 3 sene hayatımın en güzel seneleriydi. Genelde evde olmazdı, kendi başımızın çaresine bakardık Sena ile. Sena teyzemin kızıydı. Onunla o olaydan sonra hiç görüşmemiştik. O da gitmişti. Kan kokan o evde yıllarca yaşadım tek başıma. Sena bu evin ona annesini hatırlattığını söyleyip Bodrum'a arkadaşında kalmaya gitmişti.

"Efendim, efendim! Bir sorun mu var? İki dakikadır size sesleniyor beyfendi." Az önce taksi çağırmasını söylediğim valeydi bu. Taksinin geldiğini ve onun şöförünün bana seslendiğini sandım, ama gelen oydu.

Gözlerine baktım, pişman olduğu belliydi. Ama artık iş işten geçmişti.

Birinin sinirliyken sarf ettiği sözler, daha önce düşündüğü şeylermiş.

İnternette görmüştüm bu yazıyı, şimdi de hak veriyordum.

"Nida beni dinle lütfen, sadece açıklayayım sana kendimi sonra gitmek senin kararın."

Tek kelime etmedim. Sadece ona boş gözlerle bakmaya devam ettim. O da konuşmaya devam etti.

"Ben o an sana öyle dediğim için gerçekten çok pişmanım. Öyle demek istemedim aslında, sadece zor olacaktı. Ben seni yanındayken bile özlüyorum ve aramızdaki bunca mesafeye rağmen seviyorum. Ama yanımda ol da istiyorum. Sürekli seni göreyim seninle konuşayım işte ne bileyim. Şuan bunları yapamam 'bu kız senin neyin ki' düşüncesi yüzünden. Ben Türkiye'ye gelemem. Sende buraya gelemezsin. Bu yüzden aramızda ciddi bişey olması sadece ikimizi yorar diye düşündüm."

Varsayalım ki haklısın, uzak mesafe 10 saat falan bizi yorar. Birbirimizi görmeyiz, özleriz. Ama ailem hakkında böyle konuşmaya hakkın yoktu.

Bunları ona söylemedim. Sadece bakmaya devam ettim.

"Ailen hakkında öyle şeyler söylememeliydim. Ama o an düşünemedim. Sen gidiyordun, ben sana kendimi anlatamamıştım ve açıklama yapmama izin vermeden oyalacak biriymişim gibi davranmaya başladın."

Suçlu ben mi oldum şimdi!?

"Lütfen bişey söyle. İstersen söv, istersen yumruk at ama bir tepki ver gözünü seveyim. Bu halde gitmene izin veremem. Gidersen de peşinden gelirim. Seni bir kez buldum ben, bırakamam, Opia."

"Benim adım, Nida." Yaklaşık 3 dakika önce gelen taksiye doğru yürüdüm, vale arkamdan valizimi getiriyordu. Ona dönüp bakmadım bile ama onu hala net bir şekilde duyuyordum.

"Benim için hep Opia olacaksın."

***

nida abartıyor diyebilirsiniz ama o hayatı boyunca böyle eleştirilere maruz kaldı ve alex'e gerçekten güveniyordu bu yüzden 1-2 bölüm alexi süründürmesi gerekiyor.

OPİA (texting)Where stories live. Discover now