0.3

64 9 33
                                    

______________________________________

0.3

Geçiriğim sinir krizi yaklaşık yarım saat sonra son bulduğunda önce telefonumu uçak moduna alıp, ardından tekrar ev kıyafetlerimi giymeye başladım. Makyajımı sildim, saçımı dağınık bir topuz yaptım ve yüzümü yıkayıp odama döndüm geri.

Telefonumu uçak moduna almamın sebebi biraz kafa dinlemek istememdi. Kimseyle konuşmak istemiyordum. Zaten ağlamaktan başım ağrımıştı, çekemezdim kimseyi. Ama yine de rahatlamıştım biraz. Başımı ağrıtmasına rağmen ağlamak bana iyi gelmişti.

Sonraki bir saatimi yeni aldığım bir kitabı okuyarak geçirdim. Kitap okumak bana huzur veriyordu.

Sonrasındaysa hala bir şey yemediğimi, kurt gibi aç olduğumu fark ederek mutfağa yöneldim. Karnım zil çalıyordu resmen!

Damla hala uyuyordu muhtemelen. Aslında, onun için de bir şeyler hazırlayabilirdim ama, onu uyandırırsam beni öldürürdü büyük ihtimalle. Çünkü bugün pazardı. Yarın işe gitmek için yine sabahın köründe kalkacaktı yani.

Bu yüzden ona hiç bulaşmadan kendim için bir şeyler hazırlamaya başladım.

Bu arada, size bahsetmiş miydim bilmiyorum ama, ben gastronomi mezunuyum. Şuan da da 5 yıldızlı bir otelde şef olarak çalışıyorum. Bu yüzden yemek yapmak benim için bir tutku.

Ama buna rağmen, şuan hiçbir şey yapasım yoktu. Bugün gerçekten moralim aşırı bozuktu.. Bu yüzden çok uğraşmadan, basit bir kahvaltı tabağı hazırladım yalnızca.

İki dilim ekmek kızarttım, domates-salatalık doğradım, biraz peynir, zeytin ezmesi, ve bir tane de yağda yumurta.. Sonra tabağımı alıp salona geçtim ve televizyonu açıp kanallarda gezinmeye başladım.

Bir ara, bir haber kanalında yayınlanan bir kadın cinayeti haberine denk gelince, zaten bozuk olan moralim iyice beter olmuştu açıkçası.

O kadının yerinde ben veya bir tanıdığım olabilirdi. Belki annem, ablam ya da Damla.. Damla! Allah kahretsin..! Damla salağı bugün Özgür'le buluşacaktı. Hatta, buluşmaktan da öte, evine gidecekti..

O an, az önce izlediğim haberden dolayı mı bilmiyorum ama, içime bir korku düşmüştü. Ne yapıp edip Damla'ya engel olmalıydım. Bu haberlerde onu izlemek istemiyordum!

Tabi ki Özgür'ün evine gitmesi öldürülecek olması anlamı taşımıyordu ama, bir garantisi de yoktu. O çocuğa hiç güvenmiyordum. Ve herkesten de her şeyi bekliyordum! Bu yüzden gitmemesi daha iyi olurdu.

Bu düşüncelerimi, Damla uyandıktan sonra tekrar hatırlamak ve ona engel olmak için zihnimin bir köşesine not ettikten sonra bitirdiğim kahvaltı tabağını mutfağa götürdüm, bulaşığımı yıkadım ve tekrar odama döndüm aceleyle.

Kitabı sırf heyecanlı olsun diye çok önemli bir yerde bırakmıştım ve ölüyordum meraktan. Bu yüzden yatağıma atlayıp devam ettim kaldığım yerden okumaya.

Bir yandan da Damla'ya nasıl bir bahane uydursam da engel olsam diye düşünüyordum.

Ama ne yazık ki bir cevap bulamamıştım ve yaklaşık 40-45 dakika sonra Damla kapımı çalıp odama girmişti.

Yeni uyanmıştı, pijamaları üstündeydi daha. Ama bana Özgür'le buluştuğunda ne giyeceğini sormak için gelmişti odama.

Elimdeki kitabı yatağımın yanındaki komodinin üzerine bıraktıktan sonra yattığım yerden doğrulup ufak bir "Günaydın.." mırıldandım ve "Bilmiyorum." dedim. "Dün de söylediğim gibi, o buluşmaya gitmemelisin bile bence."

Ben Bu Devrin İnsanı DeğilimWhere stories live. Discover now