0.6

67 10 31
                                    

______________________________________

~3 gün sonra~

O iğrenç gecenin üstünden tam olarak 3 gün geçmişti ve ben maalesef hiçbir şey olmamış gibi hayatıma devam etmek zorundaydım. Aksi takdirde Bülent Bey'in beni asla ama asla rahat bırakmayacağını çok iyi biliyordum.

Hatta bana kalırsa bunu yapmaya çoktan başlamıştı bile. Evet ondan şikayetçi falan olmamıştım ama dediklerini de yapmamıştım. Bu yüzden olsa gerek üç gündür görüşme yapmaya çalıştığım tüm yerlerden red yiyordum.

İşsiz kalmıştım anlayacağınız.. Yine de pes etmemeye uğraşıyor ve internette bulduğum tüm iş ilanlarına başvuru yapıyordum ama gün geçtikçe umudum azalıyordu açıkçası. Bir anda iş bulamayacağımı biliyordum tabii ki ama özgeçmişimi yolladığım an başvurumun iptal edilmesi de normal değildi yani.

Belli ki bundan sonrası benim için çok zor olacaktı.

Ama yine de iyi şeylere odaklanmaya çalışacak olursak, Sarp'la olan ilişkim artık o kadar da berbat değildi.. O gece bana karşı çok ilgili ve nazikti gerçekten. Belki de yaşadığım olay onun kalbini yumuşatmıştı, bilemiyordum. Ama her ne olduysa memnundum halimden.

Bu arada, şu Kuzey denen çocukla da instagram üzerinden konuşmaya başlamıştım. Israrlı bir şekilde mesaj atmaya devam etmişti çünkü her gün. Ben de en sonunda dayanamayıp Sarp'a anlattım durumu. Kuzey'in attığı mesajları gösterdim ve onunla konuşmamın bir sakıncası olup olmayacağını sordum ona. Sarp bunu sorun etmeyeceğini söyledi.

Dürüst olayım, Kuzey de seviyeli bir şekilde mesajlaşıyordu zaten. Belki ilk gün niyetini yanlış anlamıştım, bilemiyorum, ama davranışları arkadaşcaydı.

Yani kariyerim dışında çok büyük bir sıkıntım yoktu şu an hayata dair.

Bu yüzden tüm günümü, tam da şu an yaptığım gibi kanepeye oturup bilgisayarımdan iş ilanlarına bakarak geçiriyordum.

Saat şuan 20:30 falandı. Damla da evdeydi bu yüzden.

Elinde bir paket cips ve bir kutu kola ile salona girerken "Hala bir şey bulamadın mı?" dedi merakla. "Söylediğim siteye de bir baksaydın.."

Bulunduğum sitede ilanların olduğu son sayfaya geçerken "Baktım.." dedim bıkkınlık dolu çıkan sesimle. "Tüm siteleri alt üst ettim, 50 tane numara aradım ama yok! İsmimi duydukları anda suratıma kapatıyor hepsi!"

Damla bu isyanımı dinledikten sonra karşımdaki tekli koltuğa oturup elindeki kola kutusunu yanındaki sehpaya bıraktı. "E ne olacak peki şimdi?" Cips paketini büyük bir gürültüyle açıp aynı gürültüyle yemeye başladı sonra. "Bu herife karşı yapabileceğimiz hiçbir şey yok mu?"

Damla'nın sorusuna cevabım tam olarak "Bilmiyorum"du ama bunu zaten bildiği için yanıtlama gereği duymadım. Onun yerine bilgisayar ekranına bakıp "Gün Işığı Cafe Restaurant'ta bir tane ilan var." dedim. "Bulaşıkçı arıyorlarmış. Sanırım bu numarayı bir arayacağım."

Damla söylediklerimi duyduğunda gözlerini sonuna kadar açıp "Oha ama.." dedi şaşkınlıkla. "Şeflikten bulaşıkçılığa mı geçeceksin gerçekten Didem?"

"Gerekirse evet." dedim hiç tereddüt etmeden. "Hem, bu işler zaten böyle oluyor Damla.. Kademe kademe yükseliyorsun."

Yaptığım açıklamaya rağmen beni anlamıyormuş ve inanamıyormuş gibi gözlerini devirdi Damla. Bense onu umursamadan telefonuma uzanıp bilgisayar ekranında yazan numarayı tuşladım.

"Alo, iyi günler. Buyrun..?"

Telefonu açan bir kadındı ve sesi oldukça tatlıydı. Ben de aynı ses tonunu takınıp "İyi günler.." dedim gayet sevecen bir şekilde. "Ben, bulaşıkçı ilanınız için aramıştım.."

Ben Bu Devrin İnsanı DeğilimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin