uçurumun derinlikleri

257 28 107
                                    

"Ne yaparsam yapayım sana yaranamıyorum zaten değil mi?"

"Sen beni hiçbir zaman sevmedin zaten, o kadına hala deli gibi aşıksın değil mi!!!?"

Uzun bir süredir kavga eden çift arabanın içinde deli gibi bağrıyor. Adam dikkatini yola vermekte zorlansa dahi umrunda değil. Karşısında ki kadın haksız ve kendisi haklı olduğu için susmayacak. İlk defa susmayacak adam ve karısına evet, haklısın bir tanem demeyecek, çünkü bundan bıkmıştı.

"Kafana göre senaryolar kurma ve kendini haklı göstermeye çalışma" dedi gözü dönen kadının aksine biraz daha sakinlikle. Ama kadın resmen kıpkırmızı olmuştu. Deli gibi bağırırken boğazının halsizliğini hissetti.

Hava güneşli ve hafiften rüzgar estiriyor. Genç çift içindeki olayın fazla ileri gittiği hakkında en ufak endişe bile duymadılar. Adam aklına kızlarını getirdi. Küçük Lalisa'sını düşündü, birkaç saat sonra buluşacak ve kızını önce öpecek sonra onunla kuaförcülük oynayacaktı.

Kadın hala bağrıyor ve kendine hakim olamıyordu. Gözlerinden yaşlar akarken sessizce kocasına döndü. "Ona aşıksın değil mi? Hala onu seviyorsun? DEĞİL Mİ!!" Diye feryat ettiğinde adam bu sefer inkar etmedi. "Evet!! Hala aşığım ona" dedi daha fazla bağırarak. "Mutlumusun, senle zorla evlendirilmeseydim onunla evlencektim, aşık olduğum kadınla, tamam mı?" Kesilen sesler, ve hızlı hızlı alınan nefesler ve kadının şiddetli bir şekilde ağlamaya başlaması.

Kadın deli gibi çığrırken onun bu halini gören adam ürkmeden edemedi.

Gözü dönen gençkadın ne yaptığının farkında değildi. Elini direksiyona atıp sağ sola çevirmeye başlamıştı.

"NE YAPIYORSUN, DUR. DUR LAN!!"

Dengesi bozulan araba kontrolden çıkmıştı. Adam ise öylece kalakalmış arabayı yönetmeye çalışıyor ama nafile.

Boom.

Babannelerinin sıcacık evinde çaylarını içen iki küçük kız. Anne ve babalarını bekliyorlar. Küçük sarı saçlı kız babasını istiyor, onunla kuaförcülük oynamak istiyor. Yanında ki büyük kız ise dışından belli etmesede ikisini de yanında istiyor.

Kalbinde hissettiği acı ile yüzünü buruşturan lalisa elini kalbinin üzerine koydu. Bir hançer, sivri uçlu bir şey saplanmış gibi sızlayan kalbi.

Uçrumun derinliklerinde sessizce kan akıtan çift ve onları sabırsızlıkla bekleyen iki küçük kız.

Lalisa deli gibi atan kalbine engel olamadı göz yaşlarının kilidini açtı. Hemencecik yanında biten babannesi ve ablası endişe içinde ne yapacaklarını bilmiyorlar.

"Lalisa kuzum, ne oldu babanneciğim" diyerek saçlarını okşamaya başlayan yaşlı kadın endişeli. Büyük kız kardeşini kolları arasına alıp sakinleştirmek istedi. Ama nafile lalisa daha fazla ağlıyor kalbi daha da sızlıyordu.

Anne ve babasını bekleyen iki kız onları sadece fotoraflardan görebilecekti.

Ve bu hayat iki kıza asıl hayatı öğretecekti.

flowers smelling blood ★ lizkookWhere stories live. Discover now