4

75 3 7
                                    

~Jisung'un anlatımıyla~
  Katilin yanından ayrılmış, yurda gidiyordum ve o sırada hayatımdaki her şeye küfrediyordum. Saati kontrol ettiğimde yurttan çıkalı 2 saat olmuştu. Chan hyung beni merak etmiş olmalıdır ama umrumda değildi. Hayatımı başkaları üzerine kurup yaşamamayı önceden öğrenmiştim. Kendi kendime endişe duymuyorsam neden başkaları benim için endişelenirdi ki?

  Tüm bunları düşünüp sesli küfrederken kulağım sesle irkildi. Ses kulağıma bağrıyor gibiydi. O deli katilin sesi olduğunu anlamıştım

"Küfretmeyi kes kulağım kanadı."
"Sen beni duyabiliyor musun?"
"Seni çevrendekileri. Laflarına dikkat et aklını alırım!"
"Tamam mahalle mobesesi!"

  Sinirle yurda yürürken Chan hyunga ne diyeceğimi düşünüyordum. Birde bu katil bozmasının beni dikizlemesi beni delirtiyordu. Daha kim bilir hangi özelliklerini saymamıştı bu siktiğimin cihazının. Her şeyi bilip hiçbir şey söyleyememek içimi kemiriyordu. Resmen katili biliyordum ama hiçbir suç işlememe rağmen aptal bir fotoğraf ile şantaj ediliyordum. Daha beter bir haksızlığa uğrayamazdım.

Tanrım yardım et bana.

Yurda ulaşmıştım. Katilin artık yaşadığım yeri bilmesi beni sinirlendiriyordu ama şuan bunu düşünecek halim yoktu. Yurda girdiğimde Chan hyung dizi izliyordu. Stranger Things'i bilmem kaç kez bitirmesine rağmen tekrar izliyordu. Kapıdan girince gözlerini bana çevirdi.

"Ooo Jisung Bey, bu ziyaretinizi beye borçuluyuz efendim?"
"Burada yaşamama borçlusunuz efendim."

Yorgun bacaklarım beni daha fazla taşıyamadı. Kendimi yatağıma bıraktım. Bu gece hayatımın en kötü gecesiydi. Daha başıma ne gelebir ki dememeli insan normalde. Çünkü insanın başına daha ne gelebir ki denildiğinde daha beteri gelir sahibini bulur ama cidden, daha başıma be gelebilir ki?

"Zevzeklik etme. Sen neredeydin bu saate kadar?"
"Kütüphaneden çıkınca bankların birine oturdum. Kafamı dinlemem gerekti. Bu sıralar yanımda hep bir halat ve sandalye taşıyasım var hyung."

Dediklerimde ciddiydim. İntihar etmek oldukça cazip bir seçenekti ama şu ana kadar yapmadıysam daha da yapmayacaktım. Korkak gibi gerçeklerden kaçıp tanrının yanına gitmeyecektim. Yaşıyorsam vardır bir sebebi.

"Saçma saçma konuşma Jisung. Biz senin yanındayız. Nolur yıpratma kendini. Çalışmanı halletiysen gel bölümü beraber izleyelim."

  Sorunda bu zaten hyung. Siz yanımdasınız ama kimse yanımda değil. Kimse ben hariç zihnimin kıvrımlarında dolaşamaz, düğümleri çözemez. Zihnimizdeki kötü şeylerin üstünü örtmek için başka şeylere odaklanıyoruz ama bu sadece olan düşünceyi körüklüyor.

"Uyusam iyi olur hyung."
"Jisung, seni tam olarak anlayamam ama seni senden daha iyi anlarım. Yaşamak kolay değil ama zor olması sadece hakedenlerin kazanmasını sağlar. Adaletli olan da bu. Sen kazanmak için çabala. Bizde yanındayız. Yalnız yürümeyeceksin."

Bazen sadece yalnız yürümek gerek hyung. Evet, hep zoru sevmişimdir bu yüzden yarışmayı seçtim hep. Ama kaybetmeyi de iyi bilirim. Neyseki oyun daha bitmedi. Ölene kadar vaktim var. Gerçi ölecek miyim o bile belli değil ama olsun. Han Jisung gibi yapacağım. Han Jisung ne yapardı bu durumda?

"Bundan şüphem yok Hyung. İyi geceler."
"Tatlı rüyalar."

Zaten tatlı şeyler anca rüyada mümkün.

  Kendimi uykuya bırakırken bir ses duydum ama rüyamı değil mi çözemedim. O delinin sesiydi.

"Rüyalarını tatlılaştıracağım sincapçık..."

Silah zoruyla atıyorum polise gidecem artık ŞSNDLSNDOAJS Neyse bölüm içime sinmedi ama olsun arada olur💗
YORUM YAPIIIIIIIN🫶🏼

Killer Wanted/MinsungWhere stories live. Discover now