15

38 0 0
                                    

"Sevgilim... hâlâ inanamıyorum."

"Ben inanmıyorum, eminim meleğim. Sende emin ol"

"Ben Emin değilim, Jisung'um."

Minho Jisung'un yüzünde hayattan bezmiş şekilde baktı ve ekledi.

"Yanlış. Sen katilin meleğisin."

"Melekler günah işlemez diye biliyorum."

"Bu melek farklı. Kimseyle kıyaslanamaz."

Minho ve Jisung atışırken zamanın nasıl geçtiğini anlamadılar ve akşam olmuştu.

"Şimdi ikincisini yapacağız. Bu ülkeyi terk edeceğiz."

"Minho.. bu ülkede benim arkadaşlarım var, okulum var, geçmişim ve anılarım var... nasıl bırakırım bu ülkeyi?"

"Bazen sevdiğin için bırakman gerekir sevgilim.."

Minho nefes alıp devam etti.

"Sevmek ile takıntılı olmak başka şeyler. Eğer takıntılıysan sadece kendi duygularına yoğunlaşırsın, karşı tarafı umursamazsın bile. Ama seviyorsan bazen onun için onu terk edersin, onu korumak için ondan uzaklaşırsın. Belki o asla anlamaz hatta affetmez bile, ama sen onu sevdiğin için yaptığını biliyorsun. O zaman sorun yoktur. Eğer onlarla yaşarsan Yang bunları sana koz olarak kullanıp onlara zarar verir. Sen sevdiklerine zarar gelsin ister misin? İstemezsin. O zaman onları koru. Emin ol en doğrusu bu."

"Senin bana baştaki davranışların-"

"Onlar takıntı değil, kendimi kandırmaktı. Ben katildim Sung. İnsanları hunharca öldüren bir katil. Duyguları eksik olan biriydim işte. O hisle yaşayıp seni de mahvetmek istemedim. Kendimi kandırmaya çalıştım ama sonra boşverdim. Ben asla kendimi kandırmazdım. Kendimi herkesten iyi tanırdım. O yüzden kendimle yüzleştim. Kurbanıma aşık oldum dedim."

İkili de suskun takıldıkar bir süre. Hayatlarını komple değiştiren bir karardı bu. Özellikle Jisung birkaç ay öncesinde böyle bir geleceği olacağı söylense ona akıl hastası derdi. Minho da farkı değildi. Ona aşık olacağı söylense muhtemelen gülüp geçerdi. Hayat sürprizlerle doludur. Neyin nasıl olacağını asla bilemezsiniz

"Sincapçık kalk hadi gitmemiz lazım."

"Polisler bizi ararken nasık şak diye bilet bulacağız Minho Bey?"

"Beyiniz onu da düşündü Sincapçık. Katil birine göre oldukça da zenginimdir. Buisness koltukların hepsini aldım ki zaten 10 koltuk falan vardır. Ama acele etmezsen bilmem kaç yüz bin dolarım boşa gider hadi."

Minho Jisung'u çekiştirip havaalanına kadar yürüdüler. Yol uzundu ama önemli olan yolun sonu değil, o yolu kiminle yürüdüğündür.

"Nereye gideceğimizi hâlâ söylemedin."

Minho sırıttı. Sevgilisinin sorgulaması hoşuna gidiyordu.

"Küçük bir oyun oynayacağız sevgilim. İndiğimiz ülkeyi tahmin edersen sana güzel bir ödül vereceğim."

"Ya yanlış tahmin edersem?"

"O zaman da cezanı çekersin, hatta bence bilemeyeceksin o yüzden cezanı bir posta uçakta vereyim."

"Lan saçma saçma konuşma elalemin uçağında mı yapacağız?"

"Hadi ama, vücudun altımda kıvranmak için etrafımda pervane olmuş dört dönüyor, hâlâ yalan söylemeye devam mı edeceksin?"

"Ben, yalancı, değilm!"

Tek tek vurguladı sözleri Jisung. Minho ile uçağa geçmişlerdi ve gerçekten de sadece onlar vardı. Hostesler bile yoktu.

"Sincabım avcı mı gördü, ne bu surat?"

"Buisnessı geç normal uçağa bile binmedim."

"İlkini aç benimle, korkma uçak en güvenli yolculuk aracıdır."

Jisung cam kenarını kapmak için öne atılınca Minho kahkaha atmıştı. Cam kenarı kavgaları 6 yaş için değil miydi? Ama doğru, Jisung hâlâ bebekti.

"Cam kenarı benim ağla!"

"Tüh bak şuan ağlıyorum sincapçık!"

Bunu söyleyerek jisung'un arkasındakş koltuğa oturdu Minho. Jisung eninde sonunda sıkılıp onun yanına geleceğini biliyordu.

"Şerefsizlik damarın mı patladı? İlk uçak seyahatimde beni bırakma!"

"Korkuyorsan yanıma gel ama beni kaldırma çok yorgunum."

Jisung inat edip gitmedi. Uçak kalktıktan 15 dakika sonra korkusu devreye girince mecbur Minho'num yanına adımladı Jisung. Uyuyan bu mor saçlı çocuk onun nasıl olur da bir anda her şeyi oluvermişti?

Minho'nun yanı otururken bir posta kendine sövmüş, sonra Minho'nun kusursuz yüz hatlarını incelemişti. Sevişirken bu kadar odaklanamıyordu. Şuansa her detayı aklına kazıyordu.

"İyi ki hayatıma girmişsin Katilim, kötü günlerimi öldürüp defneden katil..."

Bunun üzerine Minho aniden Jisung'u koltukla arasına sıkıştırdı. Jisung şaşırmıştı.

"Piç sen uyumuyor muydun?"

"5 saniye önce piç dediğin adama teşekkür ettin Sincapçık."

Minho Jisung'un dudağından hafif bir öpücük çalıp üstünden kalktı. Sonra Jisung'u koynuna yanaştırdı ve üstlerine battaniye örttü.

"Zaten uykusuzduk. Madem yol uzun sürecek, biraz uyuyalım mı sevgilim?"

"En huzurlu uykuma yatacağım Minho."

İkisi de camdan bulutları izliyorlardı. Jisung uyumuştu. Şimdi birbirlerini izleme sırası Minho'daydı. Onun her ayrıntısını incelerken burnundan bir öpücük çalmıştı.

"Sen bu saçma hayatımın en mantıklı detayısın Sung."

•Yarın okul açılıyor OOOOWOWWFFFFF
•Olay katmak için çabalıyorum yoksa kitap sıkıcı bir hâle gelecek.
•Ve artık okul açıldığı için tekrar "LGS" öğrencisi olduğumu hatırlayıp sınava 4 ay kaldığı için yastığa çığlık atacam. Yani eski AKTİFSİZLİĞİME döneceğim.💗💗

Killer Wanted/MinsungWhere stories live. Discover now