bölüm 6

50.4K 996 476
                                    



"İfadenizide verdiğinize göre ada hanım. Avukatınız size mahkeme gününü iletir. O zamana kadar tutuklu yargılanacak yasin bey, içiniz rahat etsin." Başkomiserin odasında rahatlatıcı dakikalar yaşanıyordu. Siyah derisi oldukça yumuşak olan sandalyede kıpırdandım. Başımda kıraç hocanın tuna diye bahsettiği kişi duruyordu. Uzun saçlarını atkuyruğu yapmış gayet hoş görünüyordu. Siyah kombini korkutucu bir karizma katıyordu. İlk gördüğümde dedim ki 'evlilik düşünür musunuz?' Yüzü elmacık kemiklerini ortaya çıkarıcak şekildeydi. Ah sanırım idolüm olacak. çok çabuk fikir değiştiren ben için iyi bir başlangıç. Sonra kıraç araya girip 'hayır düşünmez evli o ada.' Demiş ve beni elin adamına rezil etmişti.

Parmağında yüzük yoktu ki. Yalancı. "Tamamdır başkomiserimiz çok teşekkürler." Babamın konuşması ile hayal dünyamdan çıkıp ayağa kalktım. Başkomiser başıyla onayladı. "hadi kızım." Babamın arkasından odanın kapısına ilerledim. Reşittim ama babam durur mu? Söylediğim an poliste soluğu almıştık. Kıraç hocanın yakışıklı tunası da yardım etmişti. Başkomiserin odasına girmeyen kıraç kapının önünde sırtını duvara yaslamış bir şekilde bekliyordu. Ellerini bağlamış bekleyen hoca kapıya öyle kitlenmişti ki biz çıktığımızda dahi bakışları kapıdan ayrılmamıştı.

"Size de çok teşekkür ederiz kıraç bey eğer siz olmasaydınız. Ne olurdu düşünmek dahi istemiyorum?" Babam kıraç hocaya doğru ilerlerken kıraç hocanın bakışları üstümdeydi. Kahve gözlerinde kim bilir hangi fırtınalar kopuyordu ve ben bunu bilmiyordum. Demişti ki 'kimse öğrencisini öyle bir durumda görmek istemez.' Haklıydı.

Şu zamana kadar üzerime fazlaca düşen bir hoca olmamıştı. Bu gruptan atılmamla bağdaşınca kesinlikle sıradan bir öğrencisiydim. Ama bugün ilk defa birinin bana bu denli yardım edip yara aldığına şahit oluyordum. İlkler her zaman hatırlanırmış. Üzerindeki beyaz sweati ve eşofmanıyla cidden kalbimi fethetmişti. Hafif çıkmaya başlayan sakalları da cabası, havasına hava katıyordu.

"Böyle bir durumda sakin kalamazdım efendim. Ada çok yoruldu. Bir süre okula ve dershaneye gitmese iyi olur. Dinlenmesi açısından." Bana kafa izni veriyordu. Babam normalde bu durumu hiç hoş karşılamadı ama bunu söyleyen bir öğretmenim olunca başını sallamıştı fakat bana kafa işareti vermişti.

Ben uzaklaşırken duyduğum seslerden anladığım kadarıyla. "Dersleri önemli kıraç hocam eksiksiz gitmeli. Okul deseniz ara veremez. Kazanması gereken bir üniversite var." Bende umutlanmıştım. Babam bir öğretmenin sözüyle de kararından dönmüyormuş. Denendi onaylandı.

Omuzların çökmüş karakolun dışına çıkarken arkamdan ayak sesleri duydum. "Ada bu işin peşini bırakmayacağım." Tuna önüme geçip karakolun yanındaki banka gideceğim yolumu kesmişti.

"Biliyorum Tuna abi. Her şey için teşekkürler." Şu an yalnız kalmak istiyordum. Ya da biraz takılsam bir şey olmazdı. Tunanın uzun saçlarına baktım. "Pantene ile mi yıkıyorsun." Hadi ama arkamdan geldiyse biraz şakalaşabilirdik.

Güldü. "Elidoru tercih ederim." Bende gülümsedim. Yanından geçip banka oturdum. Bankın soğukluğu götümü dondurmuştu. Üzerimdeki monta daha da sarıldım. Sırtımdaki çantamın içinde Derhane derslerimin kitapları vardı. Bana bugün ağırlık yapan tek şeyin o kitaplar olmasını isterdim.

Başımı artık kararmış olan gökyüzüne çevirdim. Yıldızlar çok zorlasam görebileceğim uzaklıktaydı.Yanımda hareketlilik hissedince bakışlarım otomatik sağ tarafıma çevrildi.

"Birkaç gün evde kalıp dinlenmen için kıraç izin alıcak." Gerek var mıydı? Evet kesinlikle gerek vardı. Kafamı toplayıp derslere odaklanmam lazımdı. Şu an gitsem okulda bir şey anlamayacaktım. Kızlara da daha bir şey dememiştim. Yarınki içme planımız yerle bir olacaktı. Bensiz giderlerdi belki.

AH BE HOCAM!?+18Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon