3.3

71 10 19
                                    

Teleferik sırasının önünde bekliyorduk. İçim üşüyordu, hava sandığımdan daha çok soğuktu. Ellerimin işlevini tamamen yitirmiştim. Her yerim feci derecede uyuşmuştu.

"Ee," diyerek heyecanla konuştu Fırat. "Ne yapıyoruz abi?"

"Biniyoruz." dedim açıkça. Birkaç saniye boş boş birbirimizin suratına baktık.

"Kim kimle biniyor onu kararlaştıralım." dedi Ayperi.

"Ben," Fırat Tuğba'nın elini tutup şampiyonu selamlar gibi elini havaya kaldırdı. "Biricik aşkım, güzel sevgilim ve ikinci kalbimle birlikte bineceğim. İtirazı olan."

"Seninle başka binmek isteyenin olacağını sanmıyorum kardeşim." dedi Ekrem. Fırat yüzünü buruşturarak ona baktı ardından bize döndü.

"Görkem biner. Di mi Görko?"

Görkem gözlerini benden Fırat'a çevirdi. Muhtemelen Dudu bu garip hallerimizi sorguluyordu ve yüksek ihtimalla aramızdaki ilişkiyi çoktan anlamıştı. Bana akıl veren kişinin o olduğunu hesaba katarsam bu hiç de şaşıracağım bir sonuç olmazdı.

Sadece utanıyordum. İlk defa birinin elini böyle masum tutmaktan, gözlerim ona değdiğinde karnımda kanat çırpan kelebeklerden, dudakları dudaklarıma değdiğinde kalbimde patlayan devasa yanardağdan.

Bunlar, benim kadar yalnız ve soğukta kalmış bir kız için o kadar yeniydi ki, kırılacak bir zümrüt kadar değerli geliyordu gözüme. Sanki özenle sevmeliydim. Özenle bakmalı, özenle öpmeli... Büyük bir özeni hak ediyordu.

Ve beni bu hale getiren Görkem'di. İçimi ısıtan, dünyayı iyileştirecek kadar büyük bir şefkati olan Görkem.

Kalbi buz tutmuş kıza sıcaklık nedir onu öğretmişti.

"Aynen." dedi Görkem.

Fırat ellerini gözünün önünde salladı. "Aklın nerede senin?"

"He."

Hepimiz kıkırdadığımızda Görkem çatık kaşlarının arasından bizi izliyordu. Buradan baktığım zaman öyle tatlı, öyle masum geliyordu ki gözüme. Yanaklarını sıkarak sevmek istiyordum.

"Gülmeyin." dedi gözlerini kısarak.

"Onu bunu geçin de," diyerek birkaç adım öne çıktı. "Soğukta beklemekten dondum abi. Hadi seçelim de binelim."

Birkaç gün önceki haline kıyasla daha iyi görünüyordu. Ağlamaktan yanaklarına akmış rimelleri yerine yüzünü canlı gösteren bir allık vardı. Hâlâ zorlandığı noktalar oluyordu ama sandığımdan daha çok hızlı toparlanmıştı. Belki o benim gibi birine bağlanma sorunu geçirmiyordur.

Benim insanlardan uzaklaşmamın en büyük sebebi buydu. Bağlılığım. Beni yiyip bitiren bağlılığım. Bir türlü silip atamadığım, boğazıma düğümler bağlayan o acı bağlılık.

"Ben Ada ile binerim." Saçlarını karıştırarak konuştu Görkem. Herkes şaşkınlıkla onu döndü. Ben ise dilimi ısırarak göz odağımı başka yöne çevirdim.

"Ne alaka?" diyen kişi Ayperi oldu.

"Sen Dudu ile bineceksin. Ekrem bulduğu bir kızla flört ederek binecek. Sona kalacağımıza ilkten söyleyeyim dedim abi. diyerek açıklamaya girişti Görkem. Sıraladığı cümleler o kadar iyiydi ki ben şahsen yalan söylediğini anlamazdım.

KAR TANESİ | TextingWhere stories live. Discover now