3.9

40 6 8
                                    

Hayatım sevdiklerimin yolunu hep mezarlığa getirmişti. Kime inansam, kime güvensem ölüm meleği bunu görür ve bana kötü sonları bahşederdi. Ellerim toprağı okşamaya başladı. Gözlerimden akan yaşları tutamadım. Hiçbir zaman tutamamıştım.

Yekta Denizci, 2022

Sevgili abimin ölümünden sonra bir daha kendime gelemem ya da bana sarılacak insanlar bulamam sanmıştım. Çünkü abi, senden sonra hiç kimse yanımda değil, başımda beklemedi. Ağladığım o günlerde yere dizlerini çöken ve saçlarını okşayan bir abim olmadı. Bir süre sonra ağlamayı bıraktım. Senin kadar ruhu dingin olan birisi karşıma çıkmadı, senin dokunmaya kıyamadığın kalbimi başkaları üstüne basa basa ezdi.

Abi, sana diyeceğim çok şey var. Hepsini biriktirdim ve cebimde taşıyorum. Ama artık bu yük bana fazla geliyor. Eskisi gibi olamıyorum. Olduramıyorum.

İki yıldır yoksun.

Koskoca iki yıl.

Ve sana kızgınım, abi.

Beni arkada bıraktığın için kızgınım. Gelmediğin her an için kızgınım. Beni korumadığın için, bana öyle bakmadığın için ve saçlarımı okşamadığın için sana çok ama çok kızgınım.

En azından bana veda edebilirdin.

Edebilirdin biliyorsun. Neden etmemeyi seçtin? Vedasız kalmanın yükünü bilirsin sanmıştım. Beni neden vedasızlığa mahkum ettin?

Gözlerim kapandı.

Yekta'nın bana son sözünü hatırlıyordum.

"Çok çok sımsıkı sarıldım," demişti kollarının arasında küçücük kalan bedenime, "Böyle her gece."

O an anladım. Ölmen gerekmese bile sen o cümleden sonra ölmek zorunda kalmıştın.

Cennet nasıl bir yer Yekta? Hayatının aşkını buldun mu orada? Belki yeni aileler kurmuşsundur. Hoş, ben seni hep ailem olarak göreceğim ama senin bir gün uyandığında beni unutacağından korkuyorum çünkü bana baktığında gördüğün tek şeyin yaralar olması beni ürkütüyor. Burada olsan inkar ederdin, diyeceklerini aklımda tartabiliyorum.

Mezara iliştirdiğim sarı kaleyi alarak avucumda tuttum. Akan yaş çiçeğe kondu.

Sen bana hep sarı lale alırdın, abi.

Ve gittiğinden beri çiçeksiz kaldım.

Toprağıma çiçek değil, mezar ektiler, tabut koydular Yekta.

Burada olsaydın sarı gül vadedeceğin topraklarımı ölülerin şehrine çevirdiler.

"Kar tanesi."

Hızla arkamı döndüğümde görmeyi beklemediğim bir silüet sarı saçlarının altında gülümsüyordu. Ne kadar endişelendiği gözlerinden belli oluyordu.

"Görkem." dedim, dudaklarımdan bir hıçkırık kaçtı.

Bana doğru yürüdü. Yavaş yavaş. Yanıma çöktüğünde mezara odaklandı. Yazıyı okurken kaşlarının kalktığını ve bakışlarının ıstıraba büründüğünü gördüm. "Kardeşin miydi?"

KAR TANESİ | TextingWhere stories live. Discover now