~39~

17.4K 1.1K 378
                                    

"Kötü bir hastalığınız yok. Sadece bir bebeğiniz var!"

"Ne?"

"Ne?"

Melih ile aynı anda kurduğumuz tek kelimelik cümleyle birbirimize döndük.

Doktor tıbbi birkaç açıklama yapmaya başlamıştı ama ben neye uğradığımı şaşırmıştım. Hayatın insanlar üzerinde hep bir planı olduğunu bilirdim. Çok kez uygulamalı bir şekilde de fark etmiştim. Mesela üniversite okumaya başladığımda küçüklüğümden beri hayalim olan dansçılığı kalbime gömmüştüm. Ama sonra önümde adeta bir kapı açılmış ve ben bambaşka şeyler düşünürken başıma bambaşka şeyler gelmişti. Bunun gibi binlerce örnek vardı hayatımda. Yaptığım planların hepsi hayat tarafından binlerce kez bozulmuştu.

Ama ilk kez... İlk kez bu kadar hazırlıksız yakalanmıştım. İlk kez bu kadar ne hissetmem gerektiğini bilmiyordum. İlk kez kendimi bu kadar sorumluluk altında hissetmiştim.

Karnımdaki canlı, ben ve Melih birkaç işlemden sonra hastaneden çıktık. Tek bir kelime bile konuşmamıştık şimdiye kadar. Ölüm sessizliğini bozan o oldu.

"Ne olacak şimdi?"

Bilmiyordum.

"Bilmiyorum."

Birden elini karnıma koydu. Bu hareketiyle ona döndüm. Kocaman gülümsüyordu.

"Davetsiz bir misafir olmak onun suçu değil ki." dedi gülümsemeye devam ederken. Haklıydı.

Ben anne olabilecek bir olgunlukta değildim. Onu dünyaya getirmek yeterli değildi ki. Ona bir aile veremezdim. Ona annelik yapamazdım. Bilmiyordum çünkü nasıl yapıldığını. Ulaş çok güzel bir baba olur ama benden anne olmaz, bunu biliyordum.

"Aldıracağım." dedim sesim titrerken.

"Ya Ulaş aldırmanı istemezse ne olacak?"

Ellerimle yüzümün önüne gelen saçlarımı kulaklarımın arkasına sıkıştırıp sıkıntıyla ofladım.

"Şimdilik Ulaş bilmeyecek Melih. Doktoru duydun iki ay kadar sürem var aldırmak için. Düşüneceğim. Bu süreçte de Ulaş bilmeyecek. Söz ver bana."

Uzunca bir süre düşündü Melih söylediklerimi. O da benim gibi şaşkındı. O da benim kadar olmasa da ne yapacağını şaşırmıştı.

"Tamam." dedi isteksizce.

14: Güzelim.

Işık çevrimiçi

14: Neredesiniz? Kapıyı çaldım birkaç defa. Açmayınca  benim eve geçtim.

Işık: Melih'in birkaç işi varmış. Onun için çıktık.

Işık: Yoldayız.

14: Bu akşam da yemeği bende yiyelim mi? Didem'e de haber ver sen.

Işık: Gerek yok. Zahmet etme.

14: Işık saçmalama ne zahmeti?

Işık: Gerçekten gerek yok.

14: Güzelim altı üstü bir yemek.

Işık: Ulaş ısrar etmesen?

14: Işık sen iyi misin?

Işık: Evet?

14: Gelince direkt bana gel.

14: Konuşacağız.

Melih arabayı park ettikten sonra sıkıntılı bir nefes çektim içime ve arabadan indim. Nasıl hiçbir şey olmamış gibi davranacaktım?

Apartmana girince tam her zamanki gibi merdivenlere yönelecekken elim birden karnıma gitti. Sanki o kadar çok merdiven çıkarsam ona bir şey olacakmış gibi hissettim. Aldırmak istediğim bir bebeğe bu kadar çabuk bağlanmam çok büyük bir hataydı.

12 VE 14 (Texting)Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon