Devrim B13: |Hırs|

14.1K 580 107
                                    

Gömleğinin düğmelerini indirerek, bedeninden biraz sıyırdıktan sonra yüzümü kaldırarak tatlı bir gülümseme ile baktım

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Gömleğinin düğmelerini indirerek, bedeninden biraz sıyırdıktan sonra yüzümü kaldırarak tatlı bir gülümseme ile baktım.

Gözleri kısık bir şekilde bana bakıyor, ama ne yaptığımı anlayamıyordu. Bazen ben de anlayamıyordum, dünyanın en aklı selim burcuna sahip olup, doğum haritasında bir sürü değişken, psikopat burca sahip olmak herkesin harcı değildi sanırım.

Yani Tanrı cezamı biraz erken vermişti. Kendimin ne yaptığını ben de anlayamıyordum.

"Ne oldu Yasmin?"

Alaycı bir ifade ile baktım ona. İnan bilmiyorum Devrim Atalay ben de. Spontane bir şeyler deniyoruz.

"Bundan sonra sana kötü davranmayacağım, söz veriyorum!"

Daha da kötü davranacağım.

Kaşları biraz daha derin çatılırken, gömleğinin bir kolunu çıkarıp, kol kısmından yırtmaya çalıştım. Ama olmadı.

Biraz eğildiğimde ise, kocaman elleri saçlarımın arasına girdi. Şaşırsam da bir şey demeden gömleğin bir parçasını ağzım ile yırtmaya başlamıştım. Başarılı olmuştum da.

O ise muhtemelen garip bir şekilde bakıyordu yine bana.

"Sanki üç kurşun ile vurulmuşum gibi davranmayı kes kızım, çok kan kaybediyormuşum gibi de. Basit bir yara! Dün sen beni bile isteye vurdun. O zaman bu kadar endişeli değildin!"

Dudağımda alaycı bir gülümseme oluşurken, dudaklarımı onun gömleğinden çektim. Rujum onun gömleğinde iz çıkarmıştı muhtemelen. Karanlıktan göremiyordum.

Dudaklarımızda milimlik bir mesafe bırakarak durdum. Çok az bir mesafe vardı aramızda cidden.

"O zaman gözümü büyük bir intikam bürümüştü Atalay, şimdi ise seni yaşatmam lazım. Bir gözün toprağa bakıyor ama yaşayabildiğin kadar, yaşatmam lazım seni. Malum, bana lazımsın."

Elimde, ağzım ile yırttığım bez parçasını diğer elime alıp, eline saracakken, bir anda bedenimi direksiyonun üzerine yaslayarak, ellerini ellerime geçirdi ve üstüme çıktı. O kadar ani ve sertti ki.

Ağzımdan cılız bir inleme kaçmıştı.

"Eğer biraz daha ukalalık etmeye kalkarsan, seni bu direksiyonun üstünde, adımı sayıklayamayacak hale getiririm. Akıllı ol ufak!"

Sesi oldukça tehditvariydi. Ama bunu önemsemeyecek bir konumdaydım.

Dudaklarımı ısırdım. Bacaklarımın arasında onun sertliğini hissediyordum şimdi. Nefes nefese kaldığımı da keza. Sertliğini hissettiğim yer yanıyordu sanki.

Üzerimden kalkmıştı. Ben ise şimdi serbesttim.

Üzerimdeki elbise kalçalarımın üstünde toplanırken, korkmadığımı belli etmeye çalışarak kulağına eğilip, direksiyondan kayarak, tekrar üstüne oturmuştum. Ellerimi boynuna attım.

Devrim (+18)Where stories live. Discover now