5.Bölüm:Ölüm Korkusu

33 7 0
                                    




Ölümden korkulmalı mıydı?

ölüm korkulacak bir şey miydi? ölüm aynı zamanda yeni bir yaşamın başlangıcı değil miydi? o halde insanlar neden korkardı ölümden?

hayatım bu soruları düşünmekle geçmişti bana göre ölümden korkmak saçmaydı ama yaşadıklarımın sonucunda ölümden neden korkulması gerektiğini anlamıştım insan ölümle burun buruna gelene kadar ölümün ciddiyetini anlayamıyordu.

telefonuma gelen mesaj kanımı dondururken telefonu elimden düşürmeme sebep olmuştu, ne istiyordu benden bu adam? niye bırakmıyordu peşimi? amacı neydi?

ben sorularıma cevap ararken aynı numaradan bir mesaj daha geldi

+05*********:ve unutma ayla, bunun bir cezası olacak sevdiklerine dikkat et.

gördüğüm mesajı görür görmez kanım donmuştu gözlerim dolmaya başlıyordu, bu adam manyak mıydı, birinin hayatına son vermek veya bunu dile getirmek nasıl bu kadar kolay olabiliyordu onun için?

annem ve ablam benim için canlarını feda etmeye hazırken onlara bunu asla yapamazdım düşüncelerim koca bir hortum olup beni içerisine çekmeye hazırlanırken onları daha sonra düşünmek üzere aklımın bir köşesine attım, çaresizce yatağıma uzanıp bugün olanları düşündüm beni kurtaran polis memuru beni karakola çağırdığında gitmek istemiyordum ama onu görecek olmam beni gereksizce heyecanlandırıyordu aşık mı oluyordum ona ama bu imkansızdı fakat aklımdan çıkmayan yeşil gözleri kalbimin hızla çarpmasına neden oluyordu.


sabah gözlerimi açtığımda dün ceyhunun gözlerini düşünerek uyuyakaldığımı fark ettim oflayarak yataktan kalktım yürüyen bir ölü gibi yüzümü yıkayıp kahvaltıya indim

Biz kahvaltı ederken kapı çalmıştı annem kapıyı açmaya gitti ve bir süre sonra elinde bir kutu ile geri gelmişti ben merakla ona bakarken o bana dönüp

"kızım bu kutu sana gelmiş"dedi ve kutuyu elime tutuşturdu, kutunun dışındaki paketi açıp kutuyu elime aldım ve kapağını açtım kutunun içerisinde bir not ve hediye paketine sarılmış bir şey vardı öne notu elime alıp yazana baktım.

"o gün sen benim kollarımın arasında çırpınırken o çok sevdiğin dostunu işte bu mermiler öldürdü eğer ailenden birisinin de aynı bu şekilde senin yüzünden ölmesini istemiyorsan ayağını denk al ayla

- karan-

notu okuduğum an ellerim benden izinsizce o kutuya ilerledi kutuyu açarken titreyen ellerimi kontrol altına açmaya çalışıyordum, içimden dualar ediyordum aynı zamanda , o mermileri görürsem iyice yıkılırdım fakat dua ettiğim gibi olmamıştı açtığım kutunun içerisinde iki mermi vardı üzerinde kurumuş kanlar olan iki mermi.. onları gördüğüm an kusma istediğimi zar zor bastırıp masadan kalkmış ve hızla banyoya koşmuştum elimdeki mermileri bırakmadan elimi yüzümü tek elimle yıkamıştım biraz daha iyi olunca banyodan çıkmış mutfaktaki kutuyu mermilerle birlikte dolabımın en arkalarına saklamış ve üstümü giyinip evden çıkmıştım önce psikoloğa gitmiş binlerce saçma soruya cevap vermiş ve hiçbir işe yaramayacağına inandığım ilaçlarımı almıştım birkaç işimi daha hallettikten sonra karakola ifade vermeye gitmiştim içeriye girmeden önce anlamsızca makyaj yapmıştım ve saçımı başımı düzeltmiştim neler oluyordu bana böyle? bilemiyordum ama bana bakan gözlere daha fazla dayanamamış ve içeriye girmiştim

İçerideki bir polise ceyhunun yerini soracağım sırada bir odadan hızlı adımlarla çıktığını gördüm üstünde siyah deri ceket altında siyah bol paça bir pantolon vardı aşırı karizmatik duruyordu ama onun büyüsüne kendimi kaptıramazdım o yüzden hızla yarım saatte işimi halledip oradan çıktım arabaya bindiğim sırada ablam aramıştı açtığımda ablam anlam veremediğim korku dolu bir sesle konuştu

"Ayla sana bir konum atacağım oraya gel ablacım"

"abla iyi misin sen" ablam sorduğum soru ile derin bir nefes verdi

"iyiyim ayla dediğimi yap" onu onaylayıp attığı konuma sürdüm

ablamın attığı konum dağ başında bir evi gösteriyordu ne işimiz vardı burada hızla içeriye girdiğimde ablam kara'nın önünde diz çökmüş ve kafasına bir silah dayalı bir şekilde duruyordu kara beni gördüğünde gülümseyip ayağa kalktı

"eveet aylacık da geldi "dediğinde sinirle ona baktım

"manyak herif ne istiyorsun sen ya"

"aa ama olmuyor böyle manyak falan hem ben seni uyardım ayla üzgünüm ama bunu sen istedin"deyip ablamın arkasına geçmiş ve silahı tekrar alnına dayamıştı ben onlara gitmeye çalışırken arkamdan birisi tuttu. olamazdı ben bu senaryoyu biliyordum olmazdı tekrar birini daha kaybedemezdim ben çırpınırken karan  birden üçten geriye saymaya başladı

"3..2.. ve 1.."

Silah sesi.. bütün akan kanımı donduran bir silah sesi yayıldı etrafta.. tekrar...


bölüm sonu...





------------------------------------------------------

instagram hesaplarımız:

girdapofficial1

burcu_samlioglu

GİRDAPWhere stories live. Discover now