Bölüm 10 | Koz

216K 13.5K 26.1K
                                    

Medya | Koray İplikçi

Model | Airon Piper

Satır aralarına yorumlarınızı bırakmayı ve yıldızı parlatmayı unutmayın. Desteğiniz için şimdiden teşekkür ederim❣️

17 NUMARA

BÖLÜM 10

KOZ

Bakışları keskin ve karşısındakini, her kim olursa olsun korkutacak cinstendi. Başından beri bana iyi davranan, palavralar sıkan adam bu değildi. Şimdi karşımda gerçek kimliğiyle duruyordu ve onları duyduğumu anlamış olacak ki sahte kimliğine bürünmeye gerek dahi duymuyordu. Onun bu kadar tehlikeli görünebileceğini, kulağıma ölüm fermanımı fısıldayabilecek gibi karanlığın içinden bana bakabileceğini tahmin bile edemezdim.

Ali birkaç basamağı yavaşça indiğinde, ister istemez geriledim. Ardımdaki kapıdan çıkmaya kalksam bu ıssız yerden kaçmayı başarabilir miydim? Sanmıyordum. Uzaklaşan arabanın sesini duymamıştım, Ali'nin dışarıda konuştuğu genç kadın hâlâ oradaydı. Kaçtığımı gördüğü an hiç düşünmeden asıl planı uygulayacağına, kafama sıkıp beni geberteceğine emindim.

Onca aptallığımın ardından şimdi akıllıca davranmalıydım. Onu, hiçbir şey duymadığıma inandırırsam belki de maskesini takınacaktı, beni kendi tarafına çekmek için çabalayacaktı ve ilk fırsatta kaçabilecektim. Evet, bu ölüme balıklama atlamaktan daha iyi bir fikirdi.

Ali aşağı doğru iki adım attığında kıpırdamadan omuzlarımı dikleştirdim. Ne olduğunu anlamayan yüz ifademi takındım. Cesaretimi toplayıp dişlerimin arasından çıkan sese güç verdim.

"Uyandırdım mı?" diye sordum mahcup bir tavırla. "Başım çatlıyor." Parmak uçlarımı şakağıma bastırarak yüzümü acıyla buruşturdum. "İlaç içmek için su almaya inmiştim." Elimdeki kıyafetleri gösterdim. "Gelmişken kıyafetlerimi de almıştım. İstemeden ses çıkardıysam kusura bakma." 

Tehlikeli derecede kısılan gözleri önce şakağıma kaydı, ardından kıyafetlerimin üzerinde dolandı ve yeniden gözlerime kilitlendi. Endişeyle kalkıp inen göğsümü bastırmak için nefesimi tutmam gerekmişti.

Yüzümü dikkatle inceleyen Ali, ona numara yapmadığıma inanmış olacak ki başını iki yana sallayarak rahatsız olmadığını belirtirken, merdivenden inerek yanıma geldi. Aramızdaki mesafe kısalınca, kalbim hırpalanmış bedenimden çıkıp gidecek sandım ama içimde yanan ateşi ona yansıtmadım. Dudaklarıma sahte gülümsememi kondurdum. Güçlükle gülüyormuşum gibi görünmem çok önemliydi. Sahte gülümsemem gözlerime yansımadı çünkü benim durumumda kim olursa olsun, karşısında dünyanın en komik gösterisi olsa dahi gerçekten gülemezdi.

"Odada seni göremeyince bir şey oldu sandım." Dudaklarına hafif bir tebessüm kondurdu. "Hava almaya çıkmıştım, girdiğimde seni göremedim."

Tabii, yersem!

Dudaklarımı birbirine bastırırken omuzlarımı kaldırdım. 

"Ben de senin geldiğini duymadım. Başım çok ağrıyor, hiçbir şeyin farkında değilim. Yatsam iyi olur."

Karanlıkta laciverte bürünen mavileri, bir süre doğruluğunu teyit etmek ister gibi yorgun gözlerime kenetlendi. Gerçekleri öğrenmemden deli gibi korkuyor olmalıydı ama korkusunun sebebini çözememiştim. 

Gözlerimin içine çok derin baksa da kafasını aşağı yukarı salladı."Tabii yat, yarın konuşuruz. Malum ortada isteyerek yapılmamış da olsa bir cinayet var."

17 NUMARA | KİTAP OLDUOnde as histórias ganham vida. Descobre agora