Bölüm 36 : Mavi Bulut Akademisi

2.2K 219 1
                                    

Gökhan ve Mustafa hızlıca yol alırken Deniz ile ateş kurdu devasa çukurdan çıkmaya çalışıyordu.

Deniz ateş kurdunun yardımı ile kısa sürede devasa çukurdan çıkmayı başardı.

Deniz çukurdan çıktığında yüzünde şok bir ifade vardı. Yüzlerce yıldır Ruh şehrini koruyan surlar yıkılmış ve Ruh şehrinde sağlam bir yapı kalmamış gibi yıkık harabe bir yapıya dönmüştü.

Binlerce insan gelen şok dalgasının etkisini kaldıramamış ve ölmüştü. Çoğu kişi ağır yaralı yerde kan kusmuş yatıyordu.

Bu manzara çok korkunçtu. Daha önce evi olarak bildiği Ruh şehri şu an tanınmaz bir hale gelmişti.

Bu gün yaşanan olaylar Deniz için bir kabustan başka bir şey değildi. Bu olanlar çok korkunçtu.

" Deniz iyi misin ? "

Şu an Merve bir vahşi ata binmiş hızlıca Deniz' in yanına gelmişti.

" Evet. Ama ateş kurdu yaralı "

Merve elinde yeşil renkte bir hapı ateş kurduna verdi bu hap sayesinde ateş kurdunun yaraları kısa sürede iyileşmeye başladı.

" Hemen Mavi Bulut Akademisi' ne gidiyormuyuz. "

" Evet. Ustam hemen gelmemizi söyledi. Burada durmak artık güvenli değil. Diğer güçler gelmeden gitmeliyiz. "

Mustafa' nın yaptığı saldırı kolayca örtbas edile bilecek bir saldırı değildi. Onlarca kilometre alana sahip vadiyi tek saldırı ile buharlaştırmak bu diğer güçlerin dikkatini elbet çekecekti.

Merve vahşi atı ile önden giderken Deniz ateş kurduna binerek arkasından takip ediyordu.

***

Yıldırım kartalı ile yüksek hızda üç gün uçtuktan sonra nihayet Gökhan Mavi Bulut Akademisi' ne yaklaşmıştı.

Mavi Bulut Akademisi yüksek bir dağın yamacına kurulmuş büyük bir şehri andıran yapıya sahip bir akademi şehri desek daha doğru olurdu.

Öğrenciler tüm ihtiyaçlarını bu akademide karşılaya biliyordu. Akademinin bulunduğu dağ yoğun miktarda doğal enerji içerdiği için özel olarak seçilmişti.

Burda ki doğal enerji miktarının yoğunluğu Ruh şehrinden bir kaç kat daha fazlaydı.

Gökhan Mavi Bulut Akademisi' nin sınırları içerisine girince elinde tuttuğu torbadan özel işlenmiş mavi renkte bir sembol benzeri eşya çıkardı.

Mavi Bulut Akademisi' ne yaklaştığında eşya daha parlak bir hal aldı ve Gökhan hiç durmadan içeriye girdi.

Bu sembol Mavi Bulut Akademisi' ni koruyan güç duvarından sorunsuzca geçmesini sağlıyordu.

Güç duvarları zihin gücünü kullana bilen Bilginler tarafından yapılan bir savunma formasyonudu. Bilginler küçükten büyüğe doğru : Acemi Bilgin, Çırak Bilgin, Usta Bilgin ve Büyük Usta Bilgin olarak sıralanıyordu.

Bu sayede olası bir sızıntı engellenmiş olacak ve savaş sırasında savunmalarını güçlendirilmiş olacaklardı.

Gökhan içeri girdikten sonra durmadı devam etti. Bir kaç kilometre daha devam ettikten sonra elindeki mavi renkteki sembol bir kez daha parladı ve başka bir güç duvarından geçti.

Bir kaç kilometre daha devam ettikten sonra mavi renkteki sembol tekrar parlamaya başladı ve Gökhan başka bir güç duvarından geçti.

Gökhan' ın ikinci kez geçtiği güç duvarı dış ve iç öğrencileri ayırmak için kullanılan bir formasyondu. Üçüncü kez geçtiği güç duvarı ise iç ve asal öğrencileri ayırmak için kullanılan bir formasyondu.

Gökhan her geçtiği güç duvarı sonrası ortamda bulunan yoğun doğal enerji miktarı katlanarak artmıştı.

Mavi Bulut Akademisi öğrencileri üçe ayırarak aralarından en yetenekli olanları seçmeyi ve öğrencilerin azim ve isteklerini arttırmayı amaçlamışlardı.

Herşeye direk olarak ulaşan öğrencilerin zamanla azim ve istekleri düşecek bu da akademinin geleceğini olumsuz etkileyecekti.

Gökhan iç kesime girdiğinde akademinin sağ tarafında bulunan simya alanına yöneldi.

Burada bir çok bahçe ve orta büyüklükte evler vardı. Her ev ve bahçe arasında bir kaç yüz metre mesafe vardı. Böylece simya ile uğraşan öğrenciler kendi başlarına huzurlu bir şekilde çalışa bilecekti.

Gökhan daha ilerdeğinde büyük bir sarayı andıran olağan üstü işlemeli bir yapı ile karşılaştı. Bu yapının etrafı binlerce dönümlük bahçe ile kaplanmış ve bu bahçede milyonlarca bitki yetiştiriliyordu.

Gökhan sarayın avlusuna yavaşça indi. Yıldırım kartalı üç gündür sürekli uçuyor Gökhan her enerjisi tükendiğin de haplar ile beslese de bedeni çok yorgun düşmüştü.

" İyi iş çıkardan. Güzelce dinlen. "

Gökhan, Mustafa' yı fazla sarsmadan kucaklayıp sarayın içine girdi. Saray içinde ki doğal enerji miktarı dışardakine göre kat be kat daha yoğun ve saf bir haldeydi.

" Efendim ne olur bu genci kurtarın. "

Gökhan şu an saçları ve sakalları ağırmış bir adamın önünde eğilmiş ve Mustafa' yı kurtarması için yalvarıyordu.

" Neden onu kurtarmak zahmetinde bulunayım "

Yaşlı adam sakallarını hafif okşarken Gökhan' a yorgun bir şekilde bakıyor ve göz ucundan Mustafa' yı süzüyordu.

Mustafa' ya sadece uzaktan öylesine bakmış olsada onu kurtarmanın çok zahmetli bir iş olduğunu anlamıştı.

" Efendim o aradığınız çırak olabilir. "

Gökhan' ın sözleri üzerine yaşlı adamın yüzünde küçük bir tepki olsada bu kısa süreli bir şeydi.

Onlarca yıldır elde ettiği bilgiyi ve tecrübeyi aktaracak bir çırak aramış ama uygun hiçbir aday bulamamıştı.

" Efendim bu sadece bir hafta uğraştıktan sonra yaptığı kan hapı "

Gökhan yaşlı adamın az tepkisi üzerine daha önce Mustafa' nın önemsemeyip Deniz' e verdiği kan hapını çıkardı ve yaşlı adama verdi.

Yaşlı adam kan hapını eline alınca yüzünde büyük bir şok ifadesi oluştu. Gözleri fal taşı gibi açıldı ve daha önce oturduğu rahat koltuğundan bir anda ayağa kalktı.

Kan hapı en düşük seviyede bir hap olarak kabul görsede yinede simyaya bir haftadır başlayan daha acemi simyager olmayan bir kişi tarafından yapılması imkansızdı.

Ama onu o kadar şok eden şey yapmış olduğu hapın %70 saflık derecesiydi. Bu derecede bir hapı ancak Çırak Simyager derecesine ulaşmış bir simyager yapa bilirdi.

" Artık gide bilirsin benimle onu yalnız bırak "

Yaşlı adam Gökhan' ı iyi tanıyordu. Onun bu konularda yalan söylemeyeceğini gayet iyi biliyordu.

Bu yüzden daha fazla uzatmadan Mustafa' yı tedavi etmeye başladı. Mustafa' nın bedeni çok hasar almış ve yok olma süreci devam ediyordu.

Gökhan yol boyunca bir kaç defa daha Mustafa' ya hap versede yok olma sürecini durduramamış ve Mustafa' nın kasları biraz yok olmuş beyaz kemikleri görünüyordu.

Bu durumda başkası olsa çoktan ölmüş olacaktı ama Mustafa aldığı haplar ve hayatta kalma arzusu nedeniyle bir şekilde hayata tutunuyordu.
















Gökyüzü İmparatoruOnde as histórias ganham vida. Descobre agora