Bölüm 3

1.3K 106 53
                                    

Evden çıkmadan önce son kez Sehun'a baktım. Üstü örtülüydü yanında su vardı eğer bir umut uyanırsa diye telefon. Tamam dı çıkabilirdim.

Sehun'un yaşadığını öğrendikten sonra onun bakımını ben üstlendim. Uyandığında yanında olmak istiyordum. Doğrusu onu bir an bile bırakmak istemiyordum.

"Bu işi yapmak zorunda değilsin." dedi Kai.

"Zorundayım."

"Hadi ama Sehun sana o kadar para bıraktı."

Gözlerimi kaiye çevirip korkunç denecek şekilde baktım. O paranın gelir yeri iyi değildi.

"Bari nerde çalıştığını söyle." dedi.

"Tabiki Sehun'un açtırdığı çocuk yurdunda." dedim gülerek.

"Sehun bu yurdu açtırdığında, yeni doğmuş bir bebeğe senin ismini vermişti. Belki hala burdadır biri onu almadıysa tabii. Her gün ya da boş zamanlarında buraya gelir ona seni anlatırdı. O küçük kızın diğerlerinden farkı vardı." dedi Kai.

"Ne gibi?"

"Git ve kendin öğren."

Kafamı sallayıp, arabadan indim. Derin bir iç çekerek kapıdan girdim. Bay Park beni gördüğünde yanıma geldi.

"Ah hoşgeldin." dedi güler yüzle.

"Hoşbuldum." diyerek eğildim.

"Gel odama geçelim." dedi.

Odasına geçtiğimizde birkaç dosya çıkarıp önüme koydu.

"Burayı ve şuraları imzalarsan buranın yöneticiliğini alırsın." dedi gülerek.

Doğrusu şaşırmıştım. Başka birisi olsa hayatta yöneticiliğini başkasına vermezdi.

"Aklından Geçeni tahmin edebiliyorum, Sehun'un gerçekten bana çok yardımı dokundu ona asla ters bir şey yapamam."

Gülümsedim ve kafamı salladım. Sehun'un yaptıklarını düşündükçe hem mutlu oluyordum hemde üzülüyordum.

"Teşekkür ederim, ama bunu istemiyorum. Bana burada başka bir görev verebilirsiniz bay Park."

"Bana Chanyeol diyebilirsiniz, ama bunu yapamam lütfen." dediğinde kafamı sallayıp gösterdiği yerleri imzaladım.

"Buranın tek yönetici ben değilim, altı kişi daha var."

"Onlar kim peki?"

"Sehunla ortak arkadaşlarımız. Yakın zamanda tanışırsınız."

"Bir şey sormak istiyorum."

"Tabii."

"Eun Jee'yi görebilir miyim?"

Chanyeol kafasını sallayıp, kapıya yöneldi. Ayağa kalkıp peşinden gittim. Getirdiği yerde bir çok küçük çocuk vardı. Sehun'un yaptığı şeyle bir kere daha gurur duydum.

Chanyeol arkası küçük bir kızın yanına gidip kulağına bir şeyler söyledi. Kız arkasına dönüp bana baktı. Yerinden hızla kalkıp bana doğru koştu. Bacağıma sarılıp ağlamaya başladı.

Ne olduğunu anlamamıştım. Kızı kucağıma alıp kafasını okşadım. Gözlerim dolunca kendime hakim olamadım.

Koltuğa oturup Eun Jee'nin gözlerine baktım. Göz yaşlarını silip tekrar sarıldım.

"Eun Jee özel bir çocuk, konuşamıyor."

"Peki bana bak bakalım." dedim Eun Jee'ye.

Bana baktığında gözleri kıpkırmızı olmuştu. Ellini tutup saçını okşadım.

"Benim kim olduğumu biliyor musun?"

El hareketleriyle bir şey diyince anlamadım. Chanyeol'a bakıp yardım istedim.

"Seni Sehun'un eşi olarak biliyor. Evli miydiniz?" dedi kulağıma yaklaşarak.

"Hayır."

"Acaba Eun Jee'yi parka götürebilir miyim?"

"Tabii ki, ona Sae diyebilirsin. Sehun ona böyle sesleniyordu."

Kafamı sallayarak Sae ile dışarı çıktık. Parka geldiğimizde hızla salıncağa koştu. Gülerek yanına gidip salladım.

"Sanırım El hareketlerini öğrenmem gerekicek." diyerek küçük kıza baktım.

Sae kaydıraklara yöneldiğinde bende banka geçip oturdum. Sehun'un bu kıza bu kadar değer vermesi beni mutlu etmişti.

"Oturabilir miyim evladım."

"Tabii." dedim.

Ahjumma yanıma oturduğunda derin bir nefes çekti.

"Hayat ne kadar zor değil mi?" dedi.

"Evet." dedim Sae'ye bakarak.

"Kızın mı? Ne kadar da tatlı."

Sae'yi işaret ettiğinde gülmüştüm. Kızım olmadığını söylecektim fakat düşününce garip oldum.

Sae yanıma geldiğinde kucağıma oturttum.
Ahjumma Sae'yle oynarken ağaçlıkların orada birinin bizi izlediğini fark ettim. Sae'yi kendime daha çok çektim.

"Biz gidelim, iyi günler." diyerek kalktım.

Sae'nin elini tutup, Oradan uzaklaştırdım. Arkama baktığımda adam bizi takip ediyordu.

Hızla arkamı dönüp adamın yaklaşmasını bekledim. Sae korktuğu için bacağıma yapışmıştı.

"Korkma." dedim.

"Ne istiyorsun."

Adam gülerek bana baktığında, gözleri Sae'ye kaydı.

"Ne kadarda tatlı bir çocuk." dedi.

Arkamı dönüp uzaklaşacağım sıra kolumu sıkıca tutup çevirdi.

"Seni değil, kızı istiyorum."

Sae ağlamaya başladığında onu biraz kendimden uzaklaştırıp adama yumruk attım.

Sae'yi kucağıma alıp hızla koştum. Yurda geldiğimizde Sae'yi bakıcıya verip Chanyeol'un yanına gittim.

"Bu ne hal?"

"Sae'nin peşinde adamlar var. Onu istiyorlar." dedim hızla.

"Ne, sakin ol ve baştan anlat." dedi.

"Bir adam Sae'yi istiyor amacı kötü! Neden istiyor bilmiyorum."

"Tamam sakin ol o burada güvende."

Dediği şeyle rahatlamıştım. Güvendeydi, ya da değildi.

"Sehun'un adamları gece gündüz burayı koruyor endişelenme." dedi omzuma vurarak.

Kafamı sallayarak odadan çıktım. Sae'ye görünmeden eve gittim.

Eve geldiğimde koltuğa geçip oturdum. Ne kadar garip bir gündü.

"Yorgun gözüküyorsun." dedi Kai.

"Uyursam geçer." dedim.

Kafasını sallayıp koltuğa oturdu. Sanki bir şey söylemek istiyordu ama söyleyemiyordu.

"Bir sorun mu var?"

"Hayır." dedi.

Koltuktan kalkıp odama gideceğim sıra yukarı kattan bir ses geldi. Korkuyla Kai'ye bakıp yukarı kata koştum.

Sehun'a bir şey olmuş olabilirdi. Bunu düşünmek bile istemiyorum.

"Eun Jee dur!"

Kai önüme geçip, Sehun'un odasına yaklaştı. Kapıyı yavaşça açıp içeri girdi. Vakit kaybetmeden bende girdim.

Kai'nin önüne geçip olanlara baktım. Sanırım dilimi yutabilirdim.

"S-sehun?"

Diğer bölümlere göre kısa oldu biliyorum ama uzatmaya çalışıncada saçmalamak istemedim , kısa bir bölüm olduğu için bir diğer bölüm erken gelebilir ♡

Monster 2💀 :: Oh SehunWhere stories live. Discover now