Monster 2💀 :: Oh Sehun

Bölüm 12

Kendimi koltuğa atıp gözlerimi kapattım zor bir geceydi çünkü üşüyordum.

"Sana etek giymemelisin dedim."

"Gerçekten çok gıcıksın! Sırf üşüyeyim diye kaloriferleri kapattırdın!"

"Ne? Öyle bir şey yapmadım."

Sehun bıyık altından gülerken, gözlerimi devirip koltuğun üstündeki battaniyeyi bacaklarıma örttüm.

"Hazır birlikteyken senle bir şey hakkında konuşmak istiyorum."

Gözlerimi Sehun'a çevirdiğimde elleriyle oynuyordu.

Derin bir nefes çekip konuşmasını bekledim. Aslında ne hakkında konuşacağını biliyordum.

Sae.

"Sanırım Sae'ye bir aile bulundu, v-ve almak istiyorlar bunun içinde tüm kraterleri uyuyor."

Duyduklarımı sindiremeye çalışırken, Sehun kafası eğik bir şekilde yere bakıyordu.

"B-ben.."

"Bir şey demek zorunda değilsin, zaten Sae bizim yanımıza gelemezdi benden uzak durması daha iyi."

Eliyle göz yaşlarını silip ayağa kalktı.

"Nereye?"

"Yatıcam."

Yerimden hızla kalkıp Sehun'a sarıldım. Birbirimizi üzmekte sınır tanımıyorduk. Halbuki yeni kavuşmuşken..

"Sehun, istersen..."

"Hayır Eun Jee diyeceğin şeyi biliyorum, ama seninde hayallerini mahvetmek istemiyorum."

"Sehun Sae'yi kaybediyorsun! Benim için önemli değil gerçekten... Sae bizimle olduktan sonra."

Gözlerime baktıktan sonra gülümseyip tekrar sarıldı.

"Seni seviyorum."

"Bende."

♤

"Buraya bir imza atın."

"Ş-şuraya mı?"

"Sakin ol."

Sehun sakin olmamı söylerken beynim kesinlikle şuan yaptığım şeyi sindiremiyordu.

'Sadece bir imza o kadar'

Diye geçirdim içimden, her ne kadar geçirirsem geçireyim içim bir türlü rahat olmuyordu.

Rahat olmamamın nedenini bilmiyordum, nedensizce bu evlilik sözleşmesini imzalamak istemiyordum.

"Jee bir sorun mu var?"

"B-bilmiyorum içim bir huzursuzlandı."

Sehun burukça gülümseyip elini elimin üstüne koyduğunda içim ısınırken, ona her daim güvenebileceğimi hatırlattım kendime.

Kağıdı imzalayıp işlemlerin bitmesini bekledim. İşlemler bittikten sonra Sehun elimi tutarak bana döndü.

"Aslında senle yapmak istediğim bir şey var."

"Neymiş?"

"Gel benle."

Elimi sıkıca tutup bir yere götürmeye başladı. Arabanın aksi yönüne gidince heyecanlanmaya başlamıştım.

Uçurum gibi bir yere geldiğimizde güneş batmak üzereydi.

Rüzgar sertçe yüzüme doğru eserken Sehun ben kolları arasına alıp kafasını omzuma koydu.