meçhul-28

4.8K 426 101
                                    

Yüzyüzeyken konuşuruz- esen

-

Sahra,

Sabah erkenden çıkıp Hera'nın babasının fotoğrafını çoğalttık.

Şimdi yolan geçen herkese o adamı görüp görmediklerini soruyorduk.

Bir yandan da duvarları yapıştırıyorduk,altında da Heranın numarası vardı.

" Çok yoruldum." dedim biraz sonra,yaklaşık üç saattir durmadan dolaşıyorduk.

Bulamadığımız her dakika Hera eski hâline biraz daha dönüyordu. Eski soğuk,duygusuz,darmadağın hâline...

Yere oturup başını ellerinin arasına aldı.

" Ne yapsam olmuyor..."

Susup yanına oturdum. Bana baktı," Ben çok bir şey istemedim ki Sahra... Neden Tanrı mutluluğuma bu kadar karşı?"

Yüzüne bakacak cesaretim yoktu. Sadece dinledim," Ben para istemedim ki... Bir kez olsun annem bana sarılsın istedim. Saçlarımı örsün,bir kez olsun ya,bir kez benim elimi tutup parka götürsün... Bana,beni sevdiğini söylesin..."

Yüzün de hiç bir ifade yoktu ve bu... Korkutucu.

" Hayatımı benden aldı, Babamı benden aldı,çocukluğumu benden aldı..."

Ellerine sürülen tozlara bakıp gülümsedi ama o bana gülümsediği gibi içten olanlardan değildi,tam tersi sanki... Hastalıklı bir gülümseme.

"Korkak insanlar yaşamak için hep bahane uydurur."

Tozları sirkeledi,"Korkak olmak isterdim." diye devam etti sözüne.

Yaşamak için bahanesi yok muydu yani? Giderse,bana ne olacağını hiç mi düşünmüyordu?

Sessizliği sonunda bozdum,"Hera yapma,benim güzel Meçhul'üm... Yapma."

Yüzüne baktım ama o hâlâ boş bakışlarla karşıyı izliyordu," Bırak yaşaman için neden olayım. Ben hayatındaki tüm eksiklikleri doldurabilirim... B-ben saçlarını örerim,elinden tutarım ve bir daha hiç bırakmam... Hep sarılırım."

Sanki dediğim hiçbir şeyi duymamış gibi, "Hadi seni eve bırakayım,ben otel'e döneceğim." dedi.

Ayağa kalkıp yürümeye başladı," Kaçarak acılarından kurtulamazsın,sen nereye onlar oraya." diye bağırdım arkasından.

Durdu. Yüzüme baktı," Sence bunu ben bilmiyor muyum? Seni bataklığıma çekmemek için kendimle çok savaştım Sahra. Seni seviyorum,sevdiğim için uzak kalmanı istiyorum. Benim acım dinmez,o boşluklar dolmaz,babamı bulamam,annemin açtığığı yaralar kapanmaz... Ben baştan başa bitiğim. İyileştirmeye çalışma,seni de üzerim ve..."

Dolu gözlerle sözünü tamamlamasını bekledim,elini suratına bastırdı,derin nefes aldı,

" Benin sonum belli,ne olur sen yapma. Bir yara da sen açma..."

Ayağıyla yere hayali bir çizgi çizdi,

"Ben uçurumun kenarındayım,kurtarmaya çalışma,seni de kendimle çekmek istemiyorum. Sen bu hayatta belki de mutlu olmayı en çok hak edensin. Yemin ederim seni seviyorum. Seni sevdiğim için seninle olamam. Seni de incitemem. Bu beni her şeyden çok üzer."

Hefesimi tuttum. Ben,ne yapacaktım?

Ne çocukluğum da,ne ergenliğimde ne de yetişkinliğim de... hiçbir zaman bu kadar çaresiz hissetmedim ben.

Eliyle yüzümü işaret etti," Güzel yüzünden süzülen yaşların nedeni bile benim,bak gördün mü? Beni anlıyor musun? Sana zarar veriyorum."

Mahallenin ortasın da olmamızı umursamadan mesafeyi kapatıp beni öptü,hemen karşılık verdim.

Arkadan bir kaç kişi küfür ediyordu ama takmadım,ne de olsa bu Hera'nın vedasıydı.

Ayrılıp gülümsedi,bu kez tüm içtenliğiyle ama bir yandan da ağlıyordu," Kendin için benden vazgeç,ben senin için gidiyorum." dedi.

"Gitme..."

Hera o gün beni rüyadan uyandırır gibi bırakıp gitmişti.

//" Ben kötü bir insan değilim. Ne aksi bir adamım,ne uyusal biriyim. Ne alçağın biriyim, ne de namuslu,ne onurlu biriyim, ne bir kahramanım, ne de bir korkak. Ben hiçbir şey olamadım."//

Merkür.

meçhul G×G [Texting]Where stories live. Discover now