meçhul-29

4.7K 387 77
                                    

Yüzyüzeyken konuşuruz- kadıköy kızı

-

Hera BULUT,

Yerde açık olan içki şişesini alıp biraz daha içtim. Hiç böyle biri olmamıştım,üzülünce yada sevinince içen mahluklardan.

Şimdi durum farklı. Unutmaya çalışıyorum ilk kez. Sahra'nın nasıl güldüğünü, yemek yerken ne kadar neşeli olduğunu,onu orada bırakırken nasıl baktığını...

Onunla olmak bana hayatım da hiç olmadığım kadar iyi hissettiriyordu. Sanki sadece yeryüzün de oluşu bile bana Tanrı'nın armağanı.

Ama bencillik edemem,ilk kez sevilmiş olsam da bencillik edemem. Söz konusu o olunca küçücük dünyam allak bullak oluyor.

Benim hayatım uçsuz bucaksız bir karanlıktan ibaret.

Çok denedim,uzak kalmayı çok denedim. Kendi kendime konuştum aylarca,kendi kendimi vazgeçirmeye çalıştım.

Nasıl oldu bilmiyorum ama o küçük kadın,hayatım oluverdi.

Tam üç gün oldu,ondan ayrılalı.

Belki başkaları için bu yaptığım aptallık gibi gelebilir ama kimse Hera değil. Kimse ben değil ve benim ne hissettiğimi bilmiyor.

Kimse,sevdiği kadının gözünün önün de değişimini ve mutsuzluğunu görmüyor.

Ben iyi ve mutluyum tamam,peki o? Bunun hiç mi önemi yok?

Sayısız mesaj atmıştı,dakika başı. Son bir saattir yazmıyor. Belki de vazgeçmiştir.

Peki beni üzen ne? Zaten istediğim de bu değil miydi..?

Tanrım,eğer varsan ve beni duyuyorsan lütfen... Lütfen bana biraz daha dayanma gücü ver.

Her şeyimi,yavaş yavaş kaybediyorum.

Altı yaşındaki o küçük Hera olmak isterdim. Kim bilir,belki farklı şekiller de tanışmış olurduk Sahra'yla.

O zaman belki hiçbir engel olmazdı.

Saatlerce aynı yerde durup düşündüm,ritüeli bozan ise kapının çalışı oldu.

İlk başta bakmadım,muhtemelen saçma oda servisi.

Çalan kişi vazgeçmedi. Oflayarak ayağa kalkıp kapıyı açtım.

Karşımdaki Sahra dan başkası değildi. Ağlamaktan gözleri kızarmıştı. Zayıflamıştı sanki biraz da... Bilmiyorum.

Bir şey demedi. Bu kadar özlemiş miydim,Yüzüne saatlerce baksam bıkmayacak kadar?

En son hızla bana sarıldı,benin aciz bedenim nasıl ona karşılık vermez?

Boyu bana kıyasla kısaydı. Kafamı boynuna koyup öptüm. Dakikalarca öyle kaldık.

Sonra Sahra,“ Seni de senden gelen her şeyi de seviyorum... Beni bırakma.”

O kadar kolay mı sanıyordu?

Kapıyı kapattım,“ ama-” sözümün devamının ne olacağını bildiğinden konuşmama izin vermeden öptü. Sanırım benim kararlılığım bu kadardı.

Yatağa doğru beni itip üstüme oturdu,“ Ben bu an için kaç utanç duvarımı yıktım haberin var mı? Ama sı falan yok artık.” dedi çarpık gülüşüyle.

Kalbim o kadar hızlı atıyordu ki konuşamadım bile,sadece acemice ona ayak uydurdum

---

Ruh hâlime göre bölüm yazdığımı biliyorsunuz,bana kızmayın elimden geldiğinden bile fazlaca mutlu etmeye çalıştım onları.

Ve gerçekten yine o siktiğimin duygusal boşluklarından birindeyim,başım gövdeme ağır geliyor. Hatam varsa beni affedin lütfen.

Smut konusuna gelecek olursak,biliyorsunuz hiç yazmadım,yazmam da. Bu konu tartışmaya kapalı.

Esen kalın küçük meçhullerim,kimseye sizi üzecek gücü vermeyin. :"

//“ Gücümü,içimdeki güçsüzlükle boğuşurken tükettim.”//

Merkür.

meçhul G×G [Texting]Donde viven las historias. Descúbrelo ahora