meçhul-32

4.1K 382 142
                                    

Kaan boşnak-ben kaldım.
-
Hera bulut,

Sahra’nın evine geldim ve kendimi yatağına bıraktım.

İtalya’ya gidip birkaç eşyamı alıp dönmüştüm. Burada hoş bir ev buldum. Artık orada yaşıyorum.

İş de bulmuştum,bir yayınevinde çalışıyordum.

Bu gece de Sahra'nın ailesine ilişkimizden bahsedecektik. Annesi anlamıştır çoktan ama olsun,resmi bir açıklama bu.

“ Ya ben yatağımı yeni topladım kalk üstünden.” diye cırladı.

Karşılık olarak ona götümü dönüp uyudum.

“ acıktın mı?” dedi o da yanıma uzanırken. Evet evet ben de oruç tuttum.

Nasıl olsa onun yanında su bile içmiyordum,bari ona destek olayım dedim. Saçma ama bana ne.

“Pek sayılmaz.” dedim ona dönerken.

Gülümseyerek bana baktı,“kitaplarına bölüm yazmıyorsun,neden?”

Saçlarıyla oynarken kısık sesle,“Belli bir nedeni yok aslında. Ama çok fazla mesaj gelmiş... Sanırım endişelendiler ortalarda yokum diye. Yakında yazarım.”

İşin doğrusu,Sahra'yla birlikteyken zamanın nasıl geçtiğini bilmiyorum. Bir bakıyorum sabah,bir bakıyorun gece.

Bir şey söyleyecekti ama kapı çaldı. Ayağa kalkıp kapıyı açmaya gitti. Kapının ucunda “Babam gelmiştir.” dedi çocuksu bir heyecanla.

Sahra kapıyı açtı ve babasına sarıldı. Ben de kapının eşiğinden onları izliyordum.

Sahra,babasının ceketini alıp askılığa astı. Beni fark etmemişlerdi.

Babası,“ Nasılsın güzel kızım?” dedi ayakkabısını çıkarırken.

Sahra gülerek,“ İyiyim babacığım. Sen nasılsın? Yoruldun mu çok?”

Babası,“ İşleri biliyorsun... İt kopuk peşin de koşup duruyoruz.”

Babası çok başarılı bir polisdi.

“ Ha.. unutmadan,dediğin adamı sordurdum. Neydi adı,Ömer Bulut mu? Bir yıl önce trafik kazası geçirmiş...”

“B-baba şimdi doğru zaman değil sonra anlat lütfen.”

“Dur kızım anlatıyorum işte... Hayatını kaybetmiş. Kimi kimsesi de yokmuş yanında,birkaç eşyası hâlâ karakol da. Belki almak istersin diye getirdim.” dedi elindeki poşeti Sahra'ya uzatırken.

Duyduğum şeyle bedenim kaskatı kesildi.

Ömer Bulut,babam.

Konuşmak istedim ama dudaklarım haraket etmedi. Koşarak kaçmak istedim ama bacaklarım tutmadı. Bedenim beni terk etmiş gibiydi.

Kimsesi yokmuş.

Bir yıl önce hayatını kaybetmiş.

Daha fazla ayakta duramayıp yere yığıldım.

Sahra hemen yanıma koştu,“H-hera sakin ol... Lütfen. Ben buradayım. Yanındayım. Ne olur... Ne olur bir şey söyle.”

Yanaklarımdan benden izinsiz yaşlar süzülüyor. Onları itecek hâlim bile yoktu.

Ben babamı ararken,o çoktan ölmüş. Ben sokak sokak onu ararken... O ölmüş.

Beni bir kez daha yetim bıraktı.

||Ölümün olduğu bu dünyada, hiçbir şey çok da ciddi değildir aslında..”||

Merkür.

meçhul G×G [Texting]Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon