2.BÖLÜM "FAZLA SORU SORMA"

474K 14.5K 5K
                                    




İYİ OKUMALAR 🌹

            Kalp ritmim daha fazla arttığında dudaklarımı örten eli yüzünden burnumdan aldığım nefesler yetmiyor, beni daha fazla telaşlandırıyordu

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.




            Kalp ritmim daha fazla arttığında dudaklarımı örten eli yüzünden burnumdan aldığım nefesler yetmiyor, beni daha fazla telaşlandırıyordu. Göğsüm, şişme bir balon gibi inip kalkarken ellerim tekrardan titremeye başladı. Yakından bakınca gözlerinin koyu mavi değil de parlak yeşil olduğunu gördüm. Az önce koyu mavi olduğuna bahse bile girebilirdim! Bu çocuk huyu gibi renk değiştiriyordu. Üzerimden ittirmeye çalışsam da karşı koyamadım. Ürkek bakışlarım acımasız bakışlarının arasında kaybolurken köpeklerin yanından ayrılmamış olmayı diledim. Az önce bana yardım etmiş olmasına rağmen şu an da başıma geleceklerin en kötüsünü yapıyordu.

            Belime yerleştirdiği çelik parmakları birden üzerimden çekildiğinde kendisi de geriye doğru sendelemişti. Arkasındakini göremesem de birisi tarafından çekildiği belliydi. Yaşadıklarımın şoku ile serbest kalan dudaklarım aralandı, sağ elimi büktüğüm dizime koyup oraya doğru eğildim. Kesik nefesler alıyorken boşta kalan elim boğazımda kalmıştı.

            Az da olsa sakinleştiğimde başımı kaldırıp karşımdakilere baktım ve buraya geldiğimden beri sayamadığım bilmem kaçıncı şokumu yaşadım. Hayretle doğrulduğumda o karşımdaydı, geçen bir senenin ardından tekrardan kaşımdaydı...

            "Selenay..." koyu siyah saçları salıktı, altına giydiği siyah pamuklu tayt ve üzerinde duran ince kahverengi tişörte bakılınca aniden evden çıktığı belli oluyordu. Omuzlarından geçirdiği kalçalarının üzerinde kalan beyaz kabarık montu, üzerindeki tek aydınlık noktaydı. Dizlerinin biraz altına kadar uzanan siyah fermuarlı botları yarıdan sonra çekilmemişti ki, bu da acelesinin göstergesiydi. Yüz ifadesinin benimkisinden bir farkı yoktu, benim gibi şaşkın ve panik dolu gözüküyordu. Aramızdaki bakışmaya dalmış, yanımızda duran erkeği unutmuştuk. Üzerimdeki şaşkınlığın etkisi kalktıkça yerini endişe kaplıyordu. Adını bilmediğim, renk değiştiren iguananın omzuna bir yumruk çaktığımda kaşlarını çatarak üzerime doğru gelmeye başladı. Selenay aramıza girip iguanayı omuzlarından ittirerek tısladı.

            "Semum ondan uzak dur!" Ne? Vermek istediğim tepki bu iken ben sadece melül melül bakmakla yetinmiştim. Semum bakışlarını üzerimden çekerek Selenay'a yöneltti. Elleri hala Semum'un omuzlarındayken tekrar bana yöneldi bakışları. "Neden koruyorsun?" Kısa ve net cevabına karşın, sesli bir nefes verip tekrar tısladı. "O benim kuzenim! Ne yapmaya çalışıyorsun?"

            "Tahmin etmiştim, sadece biraz eğlenecektik."  Kafasını bana çevirip tek kaşını kaldırdı "tabi isteseydi," Hızla başımı onaylamaz anlamda sallayıp iki elim ile suratımı sıvazlayıp yüzümü gözler önüne serdiğimde, Selenay'ın da bana doğru döndüğünü gördüm, Semum'u işaret ederek güçlükle konuştum. "Bunu normal bir konu gibi geçiştirecek misin? Az önce bana saldırmak üzereydin." Alt dudağının üzerinde dilini gezdirdi. Selenay gelmeden önce takındığı gülüşünü tekrardan yüzüne yapıştırıp mırıldandı, "Hoşuna giderdi."

KURALSIZWhere stories live. Discover now