4. BÖLÜM

41 2 2
                                    

Victoria:Hey! Senin ne dediğini kulağın duyuyor mu!?
Woo Bin:Hemde hiç olmadığı kadar net...
Victoria:Seninle sevgili olmaktansa ömür boyu vicdan azabı çekmeye razıyım...Gidiyorum..
Dedikten sonra arkama döndüm..
Woo Bin: O zaman sevdiklerine veda edersin neydi o kızın ismi Eun mı?
Victoria: Sen...Sen gerçekten pislik bir insansın...
Woo Bin:Eun!
Victoria: Tamam dur ona zarar verme ben bunu kabul ediyorum...
Woo Bin: Gerçekten mi?
Kafam ile onayladım ve önden yürüdüm...
Okulun geniş alanına geldiğimiz de Woo Bin bağırarak dikkati üzerimize çekti...
Woo Bin:Herkes buraya baksın! Bu gördüğünüz benim hatunum ona yan gözle bakanın gözlerini yan taraftan oyarım! Anladınız mı!?
Karşıya baktığımda olanları anlamaya çalışan Eun, Jimin ve Tae vardı...
Tae'yi baktığımda istemsizce kafamı aşağı düştü...Kendimi ağlamamak için zor tutarken arkadan ses geldi...
?: O senin sevgilin olmayacak Kim Woo Bin!
Kafami çevirdiğimde karşımda yeni antrenörüm Jungkook vardı...Woo Bin arkasına dönerek konuşmaya başladı...
Woo Bin: Vay eski dostum Jeon Jungkook seni buralarda görmek büyük onur...Bir kaç yıl önce korkudan yurt dışına çıktığını sanıyordum. Seni buraya hangi rüzgâr attı bakalım?
Jk: Beni hangi rüzgârın attığı seni asla ilgilendirmez...Beni sadece Victoria ilgilendirir...
Woo Bin: Hey hey, kendine gel bakalım sen kimsinde o seni ilgilendiriyor...
Victoria: O benim erkek arkadaşım...
Dedim Tae ile göz temasından kaçınarak...
Woo Bin: Ne!?
Victoria: Jeon Jungkook benim sevgilim...Hadi jungkook gidelim...
Dedim onun kolundan tutarak...Oradan uzaklaştıktan sonra Jungkook sessizce konuştu.
Jk: Neden bunu yaptın?
Victoria: Çünkü o kötü biri...
Yolda yürürken resmen bir ölüm sessizliği vardı...Taki arkamızdan biri seslenene kadar..
Tae: Victoria!
Gözlerimi sıkıca kapatmış ve arkama dönmüştüm...
Tae yanıma gelerek durdu...
Tae: Siz sevgili olduğunuzu neden daha önce söylemediniz ki?
Dedi dolan gözleri ile..
Jk: Biz sev-
Victoria: Ben saklamak istedim...
Tae: Demek öyle peki görüşürüz...
O öylece uzaklaşırken bense koşmaya başladım...
Jk:Victoria bekle!!
Onu duymazlıktan gelerek koşmaya devam ettim...Resmen nefesiz kalmıştım ağlamak istiyordum ama etrafımdaki insanların bana bakışları bunu yapmamı engelliyordu...Neden böyle hissediyordum ki ona karşı tek bir sevgim bile yokken ya da ondan gerçekten hoşlanıyormuydum yoksa böyle mi hissediyordum?..Biraz daha koştuktan sonra bana tanıdık gelen o sese durdum...
Tae:Victoria!
Tae yanıma gelip kolumu tuttu ve kendine çevirdi...
Tae:Neden bunu yapıyorsun? Neden kalbimi paramparça yapana dek bıçaklamaya devam ediyorsun? Bak dokun şuraya..
Diyip elimi tutarak kalbine götürdü...
Tae:Burası atmıyor onu sevgilim olarak tanıttığın saniye burası durdu...
Victoria:Biz sevgili değiliz...
Dedim göz yaşım akarken...
Tae:Gerçekten mi?
Victoria:Evet...Şimdi gidebilirmiyim?
Tae gülümseyerek kafası ile onayladı...
Tae: Akşam benimle bir şeyler içer misin?
Ona gülümsedim ve...
Victoria: Evet...
Daha sonra önüme döndüm ve arkama bakmadan koşmaya başladım...

*AKŞAM*

Duştan çıkmış ve aynanın önüne oturarak saçlarımı tarıyordum çalan telefonum ile kafamı yatağıma çevirdim ve sandalyeden inmeden telefona uzanmaya çalışırken yere düşmüş ve bu halime gülmüştüm çok ses çıkmış olucak ki Soo Bin gelmişti...
Soo Bin:Ne oluyor iyi misin?
Victoria:Bişeyim yok telefona uzanayım derken yere düştüm...
Soo Bin: Ah bebeğim bu üşengeçliğin nereye gidiyo bilmiyorum...Hem ne var böyle bu telefonda?
Telefonu almış ve mesaj kısmına girmişti...
*MESAJ*

Tae:Buluşmaya son yarım saat...

Soo:Buluşmaya son yarım saat mi? Benim minik kızım büyümüş erkek arkadaşı mı olacakmış? uwuuu
Victoria:Yaa...Utanıyorum...
Soo Bin:Hadi hadi acele et yarim saat kaldı.
Victoria:Evet hadi çık çık!!
Soo Bin'i odadan yok etmiş ve gardolabıma dönmüştüm...İçinden bir kaç parça elbise çıkardım ve arasından bir tanesini seçip giydim...Aşağı indiğimde Soo Bin beni karşılamıştı...
Islık çalarak...
Soo Bin:Sen nerenin bebeğisin onu pek çıkaramadım...
Victoria: Kore'nin bebeğim...
Soo Bin: Level atlamışız bakıyorum...Önceden bunu sorduğumda kes be derdin...
Victoria: Susucak mısın?
Soo Bin:Tamam tamam...
Ayakkabılarımı giyerken telefonum çalmış ve açmıştım...
Tae: Ben kapının önündeyim...
Victoria:Peki şimdi geliyorum...
Diyip kapatmıştım...
Victoria: Bana şans dile de batırmayayım geceyi...
Soo Bin:Sana değil bir şans bir milyon şans dilesem sen bu geceye bir şey yaparsın...
Victoria:Sana birşey diyende kabahât...
Dedikten sonra kapıyı açıp çıkmıştım...
Soo Bin: Fazla geç kalma!!
Victoria: Tamam!!
Bahçeden çıkmak için kapıyı açtığım anda karşımda birinin belirmesi ile irkildim...
Victoria: Ah, ödüm patladı...
Tae: Özür dilerim...Gidelim mi?
Victoria: Gidelim...
Yolda yürürken asla konuşmuyor ve birbirimize bakmıyorduk...
Victoria: Tae?
Tae: Efendim?
Victoria: Woo Bin, Jeon Jungkook'u nerden tanıyor...
Tae: Bu çok uzun hikaye...
Victoria: Hadi ama anlat...
Tae: Jungkook geçen sene okulun popüler çocuğuydu...Havalıydı tüm kızlar ona aşıktı...Woo Bin'in hoşlandığı bir kız Jungkook'tan hoşlanıyordu kız bir gün bunu Woo Bin'in karşısında öptü...O zamandır Woo Bin ona kinli...
Victoria: Peki ya Jungkook ondan hoşlanıyormuydu?
Tae: Jungkook garip bir çocuktu senin gibiydi çok kibirli biri gibi görünürdü ama aslında melek gibiydi...
Victoria: Onu bu kadar tanıdığına göre onunla bir geçmişin olmalı...
Tae: Evet, biz Jimin, Jungkook ve ben çok yakın arkadaştık hatta liseyi bitirince bir müzik grubu kurmak istiyorduk ama o bir anda ortadan kayboldu bize hiç birşey söylemeden aslında bu yüzden ona biraz kırgınız...Bu yüzden ona bugün yüz vermedim...
Victoria: Hazır toplamışken neden hayallerinizi gerçekleştirmiyorsunuz?
Tae: Ona bir daha nasıl güveniriz ya tekrar bırakıp giderse...
Victoria: Herşeyin bir sebebi vardır Tae...Onun buralardan gitmesinin ve geri gelmesinin...Neden gidip ona sormuyorsun...
Tae: Aslında haklısın kookie'ye bir sormak lazım...
Küçük bir kahkaha atıp cevap verdim...
Victoria: Kookie?
Tae: Ona kookie derdik umarım onu unutmamıştır...
Victoria: Unutmamıştır...Onun yanına gitmek ister misin?
Tae: Şimdi mi?
Victoria: Evet, yarın çok geç olabilir...Hadi gidelim benim mailimde onun evinin adresi olması gerek...
Tae: Sen gerçekten çok farklısın...
Victoria: Hiçte bile değilim. Heh işte buraya gidicez yakın zaten yürüyerek gidebiliriz...
Tae: Peki...

LİSELİLERKde žijí příběhy. Začni objevovat