Bölüm 13

63.8K 5K 3.3K
                                    


Kendimi tıpkı sevgilisinden çiçek almış ve bunu eve annesi görmeden nasıl sokacağını düşünen liseli kızlar gibi hissediyordum.

Kapının önünde elimde çiçekle dururken neden stres yaptığımı da bilmiyordum. Hatta annemlere 'bunu sana aldım' bile diyebilirdim. Bir nefes verip anahtarla kapıyı açtım ve içeriye girdim. Hava biraz karardığı için geç olmuştu. Yemek yemek için gittiğimiz yerde park olunca çocuklar oynamıştı uzun süre. Şaşılacak bir durumdu ki biz de biraz sohbet etmiştik. Tabii bu sohbetin çoğu laf sokmalıktı ama arada bir insan gibi konuştuğumuz olmuştu. Laf lafı açmıştı, birbirimiz hakkında az çok bir şeyler öğrenmiştik. Daha sonra Suna abla Furkan'ı getirmemi istediğinde kalkmıştık.

İçeriye girip kapıyı kapattıktan sonra kafamı kaldırdım ki koridorun ortasına kollarını göğsünde bağlamış bana dik dik bakan ablamla karşılaştım.

"Samara gibi ne işin var abla karanlıkta?" dedim ve ışığa uzanıp açtım.

"O elindeki ne?" diye sordu.

Çiçeğe baktım. "Ha bu mu? Sırt kaşıyıcısı." dedim sırıtarak.

Gözlerini devirdi. "Dalga geçme salak."

"Kör müsün çiçek işte." dedim umursamaz bir tavırla.

Gözlerini kıstı. "Bu eve ben daha elimde çiçekle gelmedim sana ne oluyor?!"

"O da senin sorunun." dedim omuz silkerek. 

Yirmi altı yaşında bir ablam vardı ve evde kalmıştı. Gerçi evde kalmak denemezdi çünkü yaşı çok gençti. Üstelik çok da ciddi ilişkileri olmamıştı.

"Senin kız arkadaşın mı var? Varsa da niye sana çiçek aldı? Açıkla." Hesap sorar gibi ayağını yere vurup ritim tutan ablama gözlerimi devirdim.

Annem mutfaktan, "Ne oluyor yahu?" diye çıkarak geldiğinde elinde kutsal sarı bez vardı.

"Sümer'e biri çiçek almış anne." dedi ablam. Annem hızla bana döndü.

"Oğlum?" diye sordu şüpheci bir tavırla.

"Anne ben kocaya kaçacağım." dedim sırıtarak.

İkisi de kaşlarını çattı ve "Ne?" dediler aynı anda.

"Ya önce kaçalım falan dedi ama ben dedim olmaz telli duvaklı çıkayım. İşte haftaya istemeye gelecekler, çiçeği de önden yolladı. Çikolata da kargoyla gelecekmiş." dedim sırıtmaya devam ederken.

Bir süre bana anlamsızca baktılar.

"Dalga mı geçiyorsun sen?" diye sordu annem.

"Bravo anneciğim anladın." dedim yapmacık bir gülümseme ile.

"E o zaman ne bu?"

"Ya kendime aldım olamaz mı? Furkan'ı gezdirirken çiçekçi ablayla karşılaştım. İlk bir şaşırdı yanımda kimse yok nasıl satış yapayım diye ama annem gibi hırslı kadınmış, tek başıma olmam bile yıldırmadı zorla bana kendi kendime çiçek aldırdı." dedim son anda uydurduğum yalanı söyleyerek. Bir kısmı doğruydu ama. Çiçekçi abla olan küçük bir kısmı tabii.

Ablam şöyle bir süzüp yanıma yaklaştı ve çiçeği aldı.

"Ya!" dedim vermek istemeyerek. "O bana alınan ilk çiçek!" dediğimde ikisi de hızla bakışlarını şüpheci bir şekilde diktiğinde, "Yani kendi kendime aldığım ilk çiçek!" diye toparlamaya çalıştım.

"Yemedik. Bir snap atayım da bana alındı sansınlar bari." dedi ablam.

Gözlerimi devirdim. "Abla exlerini böyle dize getireceğini düşünüyorsan yanılıyorsun." desem de beni umursamadan çiçekle birlikte odaya girdiğinde bir nefes verdim.

OĞLANCI | BXBWhere stories live. Discover now