Bölüm 14

62.6K 5K 2.4K
                                    

"Tek bir şeyi merak ediyorum. Neden her sıçış hikayende beni de yanında sürüklüyorsun?"

Yanımda homurdanan Anıl'a bakıp gülümseyerek kolumu omzuna attım.

"Çünkü sen grubun zeka küpüsün ve yanımda olman güvende hissettiriyor. Sen annemin bana 'arkadaşın kendini köprüden atsa sen de mi atacaksın' dediği arkadaşımsın. Peşinden atlarım kankim."

Eh, biraz yağcılıktan zarar gelmezdi.

"Şükrü ve Enis gelmeyi kabul etmediği için beni sürükledin, gerçekleri konuşalım." dedi gözlerini devirerek.

Aslında onlar da gelse iyi olurdu ama sıkıntı değildi. Şu an yanımda biri olsun yeterdi. Çetin'in yanına çantamı almaya gidiyordum ama yine de bir tarafım gergindi. Bu yüzden ne olur ne olmaz diye yanımda birini getirmek istemiştim.

"O değil Şükrü dün gruba ne atıp da sildi? Uyumuşum görmedim, sen gördün mü?" diye sordu.

Sırıtmaya başladım.

"Biriyle konuşuyormuş da kız nude istemiş bu da kıza atacakken yanlışlıkla gruba attı. Nude dediğime bakma geri zekalı altına alevli deniz şortunu giymiş, İsmail yk gözlüğünü takmış yatakta fok balığı pozisyonunda uzanarak poz vermiş." dedim kahkaha atarak.

"Abi bu çocuk fazla mı geri zekalı yoksa fazla mı saf?" diye sordu Anıl gülerek.

"Bence ikisi de." dedim.

Dün mesajı sadece ben görmüştüm. Yarım saat kahkaha atmıştım. Tabii gecenin bir yarısı olduğu için elimle ağzımı kapatarak gülmeye çalıştığım için osuruk sesi gibi bir ses çıkmıştı. Tam o sırada kapının önünden geçen annem tuvaletin müsait olduğunu ve gidebileceğimi söylediğinde ilk başta anlamamıştım ne demek istediğini ama daha sonradan çakmıştım...

"Kız ne demiş peki?" diye sordu Anıl.

"Ben baya dalga geçip güldüğüm için atmamış kıza. Allahtan yanlışlıkla da olsa gruba attı da kıza rezil olmadı." dedim gülerek.

Gerçi Şükrü rezil olunacak çok şey bulurdu. Yapısı gereği öyle bir insandı zaten. Fazla saftı.

Ülkücüler ocağının önüne geldiğimizde çok da eski olmayan anılar birer birer aklıma düştü. Yani birkaç gün önce falan. Bu süre boyunca çantamın yokluğunu fark etmiştim tabii ki fakat aramaya üşendiğim için evde bir yerdedir diye düşünerek umursamamıştım. Nereden bilebilirdim ki burada unuttuğumu.

Okulla pek aram yoktu ama o kadar da olmasın şimdi. En azından bir çantam olsun da öğrenci olduğum belli olsun. Zaten annem bana takıktı şu sıralar. Okul bize staj ayarlamayacağını söylediğinde annem gelip meslek lisesi nasıl staj ayarlamaz gibisinden konuşup tartışsa da bir şey değişmemişti. Çok da önemli değildi benim için, zaten yazın staj yaptırmışlardı bize. Az çok bir şeyler öğrenmiştim. Hem de para kazanmıştım. Tek iyi yanı buydu zaten.

İlk başta içeriye girmekte tereddüt ettiğimizde girmemeye karar verdik. Telefonumu çıkarıp Çetin'e dışarıda olduğuma dair mesaj attım ve beklemeye başladık.

Çok geçmeden uzun boylu ve yapılı bedeniyle girişte gözüktü. Beni görünce dudaklarında hafif bir kıvrılma oluşurken bakışları Anıl'a kaydı. Kaşlarını çatıp bir nefes verirken yanıma gelip karşıma geçti.

"Seni döverim diye mi korktun? Ondan mı tek gelmedin?" diye sordu alayla.

"Yoo, sana ve buraya güvenmiyorum. Korunmak için arkadaşımı da getirdim." dedim.

"Sanki pavyona çağırdım."

Alt dudağımı büküp şöyle bir süzdüm. "Valla üzerindeki pezevenk gömleğine bakılırsa andırmıyor değil."

OĞLANCI | BXBWhere stories live. Discover now