Bölüm 28

64.9K 4.5K 3.6K
                                    

"Sonra sen git eniştesiyle kaç." Suna ablanın gerçek kesitlerden alıntı gibi anlattığı olayları ilk başta tınnamasam da sonlara doğru ilgimi çektiği için kulaklarımı ve gözlerimi dört açmış onu dinliyordum.

"Kadın çocuklarını bırakıp mı kaçmış yani?" diye sordu Çetin'in ablası, Ceren abla.

"Kadın değil adam. Adam eniştesiyle kaçmış." dediğinde gözlerim büyüdü. Bu nasıl bir akraba içi vahşettir böyle?

"Tövbeler tövbesi." dedi annem oturuşunu düzeltirken.

"Ay dünyanın çivisi çıkmış." yorumu da Menekşe abladan geldi.

"Neden kaçmış ortak iş falan kurup ticarete mi atılacaklarmış? Bu yüzden mi?" diye sordum onlardan farklı yorumlayarak. Yanımdaki Çetin'in bıkkınlıkla üflediğini işitsem de umursamadım.

"Oğlum saf mısın sen?" dedi Suna abla. "Adam yumuşakmış ayol anla." dedi imayla.

Suna abla anlatmaya devam ederken çekirdek çıtlayarak onu dinlemeye devam ettim. Yanımda beni dürten Çetin ona ısrarla bakmamam sonucu etimi cimciklediğinde "Ananı!" diye inleyip ona döndüm kötü kötü. Fakat herkesin bakışları bana dönünce şöyle bir gerginlikle sırıtmakla yetindim. Özür dilercesine kafamı salladıktan sonra Çetin'e yaklaşıp bacağına vurdum. "Salak ne yapıyorsun?"

"Eğer şimdi kalkmazsan ikinci kez inleteceğim seni ama bu sefer elimi kullanmayacağım haberin olsun." dedi tıslayarak.

"Milletin içinde yapma bari sapık." dedim. "İki dakika dur şurada Müge Anlı'nın yandan çakmasını izliyorum canlı canlı."

"Bak Sümer olmayan beynini bulmak için Müge Anlıya başvurdurtma beni. Kalk lan!" dedi kısık sesle siniri bir ses tonuyla.

"Senin adamlığını da bulurlar mı acaba?" diye homurdandım.

"Benim adamlığımın varlığı olay yokluğu koyar zırto. Delirtme beni kalk gidelim şuradan." dedi misafirliğe gelmiş çocuğun annesini dürterkenki gibi ısrarla dürterken.

Ona ters bir bakış atarak çekirdekleri bıraktım ve ellerimi çırpıp ayaklandım.

"Bize müsaade." dedi Çetin zengin kalkışı yaparcasına. Benim kalkışımın neye benzediğini konuşmak istemiyordum.

"Nereye?" diye sordu Menekşe abla.

Çetin tam ağzını açacağı zaman "İnternet kafeye!" dedim. "Ödevlerim var da onları çıkartmam lazım. Sağ olsun Çetin de başımda bekleyecek maazallah beni orda yerler falan." dedim elimi kaldırıp Çetin'in omzuna koymadan önce.

"Ay bak Fatoş sen hep diyordun senin oğlan abilik yapar Sümer'e diye." diyen Menekşe abla ile güldüm. Çetin ise annesine tip tip baktı.

"Ne abisi anne?" dedi kaş göz yaparak. Menekşe abla kaşlarını çattı anlamayarak. Ceren ablaya gözüm kayınca ikimiz arasında iguana gibi mekik dokuyan imalı gözleri ile elimi yavaşça indirdim omzundan.

"Sen ödev mi yapacaksın?" Annem yılda bir kez gerçekleşen doğa olayı görmüş gibi tonlamıştı.

"Evet." dedim gergince sırıtarak. "Neden öyle bakıyorsun anne? İnsanlar da hiç okulla aram yok sanacak." dedim salondakilere şöyle bir göz gezdirirken.

"Var mı?" diye sordu Suna abla. Ona döndüm bu sefer. Höpürdeterek kahvesini içerken bana bakmaya devam ediyordu.

"Suna abla bir daha bize geldiğinde kapıyı açmayacağım sana." dedim pis pis bakarak.

"Açmazsan açma. Zaten annen anahtarının bir tanesini bana verdi." dediğinde gözlerim büyüdü. Anneme baktım.

"Anne?!"

OĞLANCI | BXBWhere stories live. Discover now