Bölüm 24

62.9K 4.9K 2.9K
                                    

Medya; Çetin. Yıllardır bu adamın çok sıkı takipçisi bir insan evladı olarak dedim ben nasıl bunu bir kitabıma karakter yapmam???? Taş mübarek. İsteyen kafasındakiyle devam edebilir, bazıları daha iyi hayal etmek için karakter istiyor bu yüzden koydum.

Sümer için aklımdakine uygun bir model bulamadım şu anlık.

*

Yan yana dizilmiş olduğumuz koltukta önümüzde açık olan filmi izliyorduk. Ne kadar gitmek istesem de agalar ısrar edince kalmıştım. Hem düşününce birazcık da kötü hissetmiştim kendimi. Çetin benimle yaklaşık bir saattir konuşmuyor, laf bile sokmuyordu. Bana alınmış olmalıydı. Ki haksız da sayılmazdı. Herkesin içinde sapık ve iğrenç birisi olduğunu söylemiştim. Bir anlık sinirime gelmişti işte.

Yanağımın içini dişlerken bakışlarımı yandan Çetin'e çevirdiğimde kaşları çatık, düz bir ifadeyle filme bakıyordu ama sanki aklı başka yerde gibiydi. Bakışları bana kayınca hızla elimi kaldırıp bir şey hesaplıyormuş gibi yaptığımda bana uçan gergedan görmüş gibi bakıyordu. Saniyeler sonra yaptığım salaklığı fark edip gergince önüme döndüm. Bu taktiğin matematik sınavında gözetmen hocaya yedirmek için kullandığımı bir şey olduğunu unutmuştum. Baskı anlarında kafamın çok çalışmadığını söylemiş miydim?

"Celil abi umarım şu an elimin altındaki şey kumandadır." diyen Şükrü'nün sesiyle ona baktım. "Aksi halde sehpayı ters çevirip dikmelesine oturarak intihar ederim."

"Test et bakayım koçum. Kalkarsa senindir kalmazsa hiç senin olmamıştır." diye karşılık verdi Celil abi.

"Abi seni soda çarptı galiba çok namussuz konuşuyorsun." dedi Şükrü.

"Salak mısın oğlum çeksene elini!" diyerek Şükrü'nün elini itti Celil abi.

"Kaseyi cillop manita gibi kucağına çekmişsin ben ne yapayım?" diye çıkıştı Şükrü. Patlamış mısır Celil abinin kucağındaydı.

"Sussanıza ya film izliyoruz şurada." diyen Enis çapraz tekli koltuktaydı. Ben koltuğun en köşesindeydim, benim yanımda Anıl, onun yanında Şükrü, onun yanında Celil abi ve benim gibi diğer ucunda Çetin oturuyordu.

"Of Beyaz Show'a gelen konuklar gibi sıkış tıkış dizildik koltuğa." diye homurdandı Anıl.

"Kanka sen böyle gelsene ya." deyip ayaklandı Şükrü. Celil abinin kucağındaki Kaseyi pat diye kaptığında "Şerefsiz." diyerek karşılık verdi ona Celil abi.

Şükrü'nün kalkmasıyla Anıl ve Celil abi yan yana geldi. Ben de kayınca Şükrü benim yerimi almış oldu.

"Kucağıma çık istersen." diye ters bir şekilde konuşan Celil abi yanında oturan Anıl'a söylendi.

"Ne çıkacağım senin kucağına ya? Git az öteye." dedi Anıl.

"Ben ne gideceğim sen git."

Anıl yanındaki adama sinirli bakışlar atarak kalktığında koltuğun ucuna gelmiş ve Şükrü'ye "Kay." demişti sertçe. Böylece koltukta biraz daha sola kaydık.

Yan yana geldiğim Celil abiyle birkaç saniye bakıştığımızda bana gülümsedi ve diğer tarafına döndü. "Reis sen böyle gel." diyerek ayaklandığında Çetin bana ters bir bakış atarak kaymak zorunda kalmıştı. Nasıl olmuştu anlamamıştım ama şu an sıkış tıkış yerde Çetinle dip dibe oturuyordum. Götlerimiz adeta birbirine kaynaşıyordu.

Birkaç dakika filme baktığımda başını kaçırdığım için hiçbir şey anlamıyordum. Aklım karman çormandı çünkü. Çetinle hep makara yapmaya alışkındım. Bu yüzden aramızın gergin olması beni de geriyordu. Üstelik yapım birilerine küsmeye müsait değildi, gerginlikten hiç hoşlanmazdım.

OĞLANCI | BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin