4.4

630 24 42
                                    

"Mihri'm... Benim Mihri'm... Ona ait olduğum Mihri'm."

"Seviyor musun beni?"

"Çok. Çok seviyorum. Ben, seni çok seviyorum. Canımı verebilecek kadar seviyorum. Mihri, Çocukluğumdan beri seviyorum. Seni sevmediğim bir anım bile yok. Sensiz nefes alamıyorum, Mihri."

"Ben geldim!" Duyduğum ses ile gülümsedim. Sevgilim, sevdiğim adam gelmişti.

Masamın başından koşar adımlar ile kalktım. Sonunda gelmişti.

"Timur!" Onun ile göz göze geldiğimizde, kucağına atladım. O kadar çok özlemiştim ki, kokusuna hasret kalmıştım.

"Özlemişim ulan." Fısıldayarak söylediği şeyle gülümsedim.

Kokusu, sakalları ve daha herşeyi ile bu adam benimdi ve ben onu çok seviyordum.

"Lavin, seni..."

"Beni?"

"Annem ile tanıştırayım mı?" Dedi ve gülümsedi. Bu dediği şey ile çığlık atmamak mümkün değildi. O kadar çok mutlu olmuştum ki...

Bu artık ilişkimizin birkaç kademe daha atladığını gösteriyordu.

"Tanıştır tâbi!" Öyle bir hızla konuşmuştum ki tepkilerime ben dahi şaşırmıştım.

Timur aldığı cevap ile saçlarıma ufak öpücükler kondurdu.

"Anneme senden bahsettim."

Annesine, bizden bahsetmişti ve bu benim duymak istediğim mükemmel bir cevaptı. Onun annesi beni biliyordu!

Gülümsemem daha da şiddetlendiğinde aklıma, Mihri'nin sevdiği adamın annesi ile tanışma sahnesini yazmak geliyordu.

"Çok memnun oldum, gelinim."

Düşündüğüm sahneleri kitabıma yazmak tek tek maddelerimdi.

_

Mihri, abisinin içmelerine katlanamıyordu. Sevdiğini arayacaktı. Arayacaktı ki; Onu oradan alsındı.

İzmir'in karanlık bir gecesinde hayaller kuruyordu.

Sevdiği ile aynı yatakta uyumak istiyordu. Evet, sevişirken aynı yataktalardı fakat bu ayrıydı.

Ne olurdu saatlerce basılma korkusu yaşamadan uyusalardı?

Annesi bile bu duruma karışmıyorken, abisinin karışması, Mihri'yi deli ediyordu.

Halledeceklerdi.

"Lavin, kızım içli köfte de yer misin?" Hayal teyze dünya tatlısı bir kadındı. Beni annesi gibi bağrına basmış ve bana kötü davranmamıştı.

Gözleri, ağzı ve burnu, Timur ile aynıydı. Anne oğul birbirlerine çok benziyorlardı.

"Çok teşekkür ederim Hayal tey..."

"Anne de bana." Doğru mu duymuştum? Annesine 'Anne' demekten korkan ben, bir kadına 'Anne' mi diyecektim.

O an o kadar çok mutlu olmuştum ki. Ben hayatım boyunca Anne sevgisi hiç görmemiştim. Anne kokusu nedir bilmezdim mesela.

Kokusunu hiç bilmezdim annemin.

Tamam, Hayal anne..." İki kelimenin canımı hem bu kadar sıkıp, hemde bu kadar mutlu edebileceği aklımın ucundan dahi geçmezdi.

Hayal Anne...

"Timur ile çok yakışıyorsunuz. Gönlünüz var belli."

Kıkırdadım ve Hayal anneye yaklaştım. "Biz birbirimizi çok seviyoruz. Çok yani."

Anlamsızca kurduğum cümleler onun gülüşünü ortaya çıkardı. O kadar güzel gülüyordu ki...

"Yanlış anlama, baskıcı değilim. Öyle zart zurt kaynana da değilim ancak güzelim, arayı açmayın. Bu benden bir anne tavsiyesi sana." Hayal Anne kolumu sıvazladı ve beni daha da mutlu etti.

Tek tek, tane tane konuşuyor ve beni eşsizce mutlu ediyordu.

"Ben, bilemiyorum... Bunların hepsi Timuruma bağlı ve onu zorlamak istemiyorum."

İlk defa birisine bu kadar açık sözlü konuşuyordum.

Ve o kişi beni anlıyordu.

"Kızım, Timur sana öyle bir bakıyor ki..." İçlenerek söylediği şeye gülümsedim.

Bana güzel bakıyordu değil mi?

"Nasıl bakıyor?" Cevabını bildiğim bir soruyu soruyordum. Çünkü bunları duymaya ihtiyacım vardı.

"Yârine en içten şekilde bakar gibi. Yaralarını sarmak ister gibi. O gülüşünü sürekli görmek ister gibi. Yani camia güzelim; Siz çok güzel bir çiftsiniz." Soluklandı ve konuşmaya devam etti.

"Bak biz Burhan ile çocukluğumuzdan beri sevdalıydık. Yirmi birimizde evlendik. Dört sene sonra nur topu gibi bir evladımız oldu. Timur hep vatanına faydalı olmak istedi. Hele ki cinayetler... O cinayetleri hep çözmek istedi. Çözdü, çözüyor da."

Hayal Annenin anlattıklarını ilgi ile dinledim. Timur, Timur'un çocukluğu, herşeyini merak ediyordum.

"Bak sana ne anlatacağım." Aramız daha da kaynaştığında bana anlatmaya başladı.

"Bizim mahallede herkese kötü davranan, cadoloz bir kadın vardı. Süheyla idi adı. Kadın bir anda gece yarısı evinde ölü bulundu. Mahalledeki birisinin yaptığından emindik biz. Kadın cinayete kurban gitmiş ancak kimin öldürdüğü bilinmiyor. Velhasıl kelam, bu olay Timur'un ilgisini çekti. Evde kendince bir dava açtı. Mahalleninin ağzını arıyor ve elindeki kanıtları birleştiriyordu. Aylar öncesinde kadının ne yaptığını, nerelerde olduğunu buldu Bizim iki gözümüzün çiçeği. Hepsini birleştirdi ve bir rapor hazırladı. Bunları yaparkende on iki yaşındaydı benim eşek sıpası. Ve ne oldu biliyor musun; Katili buldu."

Duyduklarım karşısında şok geçirmiştim. Ven on iki yaşımda, daha boyama yaparken benim sevgilim bir cinayet çözmüştü.

"Ve Timur sadece bir cinayeti çözmüyor artık; Senin içindeki o kirli anıları tek tek çözüyor. Ben bundan eminim kızım."



YANLIŞ NUMARA| YARI TEXTİNGWhere stories live. Discover now