4.bölüm

421 25 0
                                    

İnşallah yeni bölümü beğenirsiniz. Yorumlarınızı bekliyorum.
Keyifli okumalar...
------------------------------------------------------------

Akşam yemeği:
"Alaeddin Olcay Tu hanın otağına gelmiş ve sofraya oturmuştur."
Olcay Tu han: demek adın Kongar
Alaeddin: evet hanım
Olcay Tu han: ben bütün nökerlerimi tanırım lakin seni heç görmedim
Alaeddin: doğrudur hanım. Ama zaten bende buraya yeni geldim.
Olcay Tu han: pek cesur biriymişsin Kongar. Peki Ailen varmı ? Bir kardeşin ? baban ?
Alaeddin: yoktur hanım. Yani ben doğdumdan beri bir moğol olarak hizmet ederim. Aslında ben geldiğim yerde bir kısım moğola komutanlık ederdim.
"Alaeddin sanki bir mesaj verir gibi konuşuyordu"
Olcay Tu han: demek öyle
"Han ise mesaji alır gibi davrandı"
Olcay Tu han ve Alaeddin biraz konuştuktan sonra Olcay Tu han Alaeddinin bilgili konuşmasından etkilenmişdi. Sonraysa yemek bitdikten sonra han söze girdi."
Olcay Tu han: bu gün benim canımı kurtardın. Seni unutmayacağım Kongar.
Alaeddin: Sağolun hanım
Olcay Tu han: ha birde şu komutanlık işini düşünecem
"Sonraysa Alaeddin dışarı çıktı. Olcay Tu han Alaeddinden etkilenmişti. Hem onun bu gün ki cesurluğu hem bilgili konuşması hem de kendisinin önünde korkmadan konuşmasından. Çünki bütün nökerleri ve komutanları onun önünde korkudan titriyolardı. Ama o, Kongar ( yani Alaeddin) onlardan çok farklıydı bu da hanı etkilemişti."

Yenişehir:
"Osman beygil de akşam yemeği yeyiyolardı. Birdem Orhan söze girdi."
Orhan: baba
Osman bey: buyur evlat ne diyecektin ?
Orhan: baba, gardaşım gideli 2 hafta oldu ama hala ondan bir haber yok. Acaba başına bir şey gelmeye ?
"Her kesin vermek istediği soruyu Orhan sormuşdu."
Osmam bey: bilmiyorum evlat dua edelimde başına kötü bir şey gelmeye
"Osman bunu söyledikten sonra her kes daha da endişelenmeye başladı."
Bala: o ne demek Osmanım korkutmayasın bizi. Alaeddinime bir şey olmaz dimi?
Osmam bey: bilmiyorum balam bilmiyorum
"Yemek yenildikten sonra her kes odalarına gitdiler."
"Ama Gonca odasına gitmezden önce balayla konuşmak ister balanın odasıba gider."
Gonca: destur varmıdır ana ?
Bala:buyurasın kızım.
"Gonca içeri girer ve balayla konuşmaya başlar."
Gonca: ana ben sana bir şey sormak isterim.
Bala: sor kızım
Gonca: ana Alaeddine bir şey olmaz dimi ?
"Goncanın gözleri dolmuşdu."
Bala: hayır kızım hayır. Alaeddinime hiç bir şey olmayacak. O sağ salim geri dönecek İnşallah.
Gonca: ama ana ondan hala haber yok.
Bala: kızım endişelenme. Onun vazifesi var ya o yüzden bize haber edemedi. Onun şimdi kafası karışıkdır o yüzden kızım sen tasa etme.
"Bala Goncayı sakinleştirmeye çalışıyordu ama peki kendisini kim sakinleşdirecekdi ? Belli etmese de o da Alaeddin için çok endişeliydi. Çok korkuyordu. Sonuçta ana yüreği."
Bala: tamam kızım sakin ol. Sen şimdi git odana güzelce uyu, dinlen. Tamammı benim güzel kızım ? Ha ?
Gonca: tama ana tamam.
Gonca: ana
Bala: söyle kızım
Gonca: her şey için sağol ana
Bala: bi şey değil kızım sen şimdi sakin ol ağlama. Dinlen.
"Sonraysa Gonca odadan çıktı ve zorda olsa uyumaya gitdi."

SABAH OLMUŞTU
Yenişehir:
"Goncanın içi daralmıştı. Alaeddin olmadan o oda da kalamk istemiyordu o yüzden de dışarı bahçeye çıkmışdı. Bahçeye çıktındı Fatmanın ağladını görünce hemen onun yanına gitdi."
Fatma: Allahım lütfen ağabeyime bir şey  olmasın ben onu çok severim.
Gonca: Fatma ?
Fatma: yenge.
Gonca: Fatma sen niye ağlarsın he ? De bana içini dök rahatlarsın.
Fatma: Ağabeyim için endişeleniyorum yenge. Çok korkuyorum ona bişey olacak diye.
Gonca: üzülme gelicek. Hem o sağ salimdir şimdi sen hiç merak etmeyesin.
Fatma: ama gitdiğinden beri hiç haber göndermedi.
Gonca: işi vardır. Sonuçta vazifede. Hem... hem ağabeyin ilk kez mi vazifeye gider ha Fatma ?
Fatma: ilk kez gitmez ama en tehlikeli vazifesine gider. Tam da moğolun içine girer. O yüzden o kadar korkuyorum.
"Gonca Fatmayı sakinleştirmeye çalışıyordu ama belli etmese de kendi de onun için çok korkuyordu"
Gonca: hadi biz saraya gidelim. Hem bakalım anamlar ne eder
Fatma: tamam yenge gidelim

Moğol karargah:
"Alaeddin moğollarla talim ederdi. Ama o  tüm sinirini onlardan çıkarırdı. Onların türklere etdikleri aklına gekdikde daha da sinirleniyor daha da hırsla talim ederdi."
"Olcay Tu han ise Alaeddini talim ederken izlerdi. Alaeddin de bunun farkındaydı. Alaeddin üzerine gelen nökerin kılıcını yere düşürüb onu yere serdi. Sonraysa diğer nökeri tekmesiyle etkisiz hale getirdi. Ve sonra da diğer nökeri kılıcıyla yendi. Böylelikle tam 5 nökeri birden yere serdi Alaeddin. Üzerine gelen her bir nökeri yere sererdi.
Olcay Tu han bunu görende Alaeddini sınamak istedi ve komutanı Tanguta dedi:"
Olcay Tu han: Tangut !
Tangut: buyurun hanım.
Olcay Tu han: şu nökeru görüyormusun ?
Tangut: evet hanım
Olcay Tu han: ha işde git ve o nökeri yere ser. Görelim yere sere bilecekmisin ?
Tangut: emrin olur hanım.
Alaeddin bütün nökerleri dövdükten sonra biraz soluklanırdı ki ona taraf gelen komutanı gördü."
Tangut: hey sen nöker !
Alaeddin: buyrun komutan Tangut
Tangut: nökerlerimi döversin lakin bana gücün yetermi görecez.
Alaeddin: görelim
"Alaeddin ve Tangut dövüşmeye başlar. Biraz kılıçlarla dövüştükden sonra Alaeddin Tangutun kılıcını yere düşürdü. Ama Tangutda öyle kolay lokma değildi. Sonraysa Tangut Alaeddine yumruklar atamaya başladı. Alaeddin bir an afalladı ama sonra hemen kendini toparladı ve hücuma geçdi."
"Alaeddin kılıcını savurdu ve komutana bir iki üç ve daha çok yumruklar atdı sonraysa tekme ve en sonunda Alaeddin komutana diz çöktürdü ve kılıcını boynuna yakınlaşdırdı."
"Olcat Tu han ise olanları kenardan izlerdi. Alaeddini öyle görende artık emin olmuşdu. Onu komutanı etmeliydi. Alaeddin gücünü isbat etmişdi lakin şimdi sıra sadakatdaydı. Görelim Kongar sadakatını isbat ede bilecekdi mi ?
Diye kendi kendine konuşuyordu Han."
"Olcay Tu han otağında oturmuşdu ve en güvendiği komutanını yanına çağırmıştı.
Karacelesun: hanım beni çağırmışsınız.
Olcay Tu han: evet çağırdım. Karacelesun sana bir görec verecem. Şimdi bu yeni geleb moğol var ya adı da Kongar'dır. İşte onu izleyeceksin bak gör biz ona güvene bilirmiyiz.
Karacelesun: emriniz başım üstüne hanım
"Sonraysa Karacelesun otağdan çıkar"

"Ve aradan 2 gün geçer Karacelesun gizliden Alaeddini izliyordur. Ama tabiikide Alaeddin onu fark etmişdi lakin hiç açık vermemişti.

Karargah:
"Orhan ve Mehmet kaleyi feth etmek için artık her şeyi en küçük ayrıntısına kadar düşünmüştü. Yarın Lefke kalesi türkün olacaktı artık ordan azan sesleri gelecekti. Bu fetihde bacıyanlarda olacaktı yani bu da bu fetihde Kayının hatunlarınında olacağı demekdi."

Yenişehir Osman bey sarayı:
Divan:
"Her kes divandaydı germiyanlarda dahil."
Osman bey: her kes görevini eyice anladı değilmi ?
İlk önce evlatlar- Orhan ve Mehmet ve bacıyanlar gidicek ve kapıyı açık tutacaksınız sonraysa biz içeri girecez ve o kaleyi küffarın başına geçirecez.
Herkes: İNŞALLAH
"Ve sabah olmuşdu sonunda haftalardır planladıları kaleyi bu gün feth edecekdiler."
.
.
.
.
.
.
Ve bir bölümümde sonuna geldik. Umarım okurken keyif almışsınızdır.
Şimdilim hoşcakalın yeni bölümde görüşürüz diyelim.

VAZİFEOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz