9.bölüm

335 15 2
                                    

Yeni bölümle karşınızdayım.
İnşallah beyenirsiniz.
Bolca yorumlarınızı bekliyorum.
Keyifli okumalar...
------------------------------------------------------------

Ertesi gün:
Kite kalesi:
"Tekfur Kongarın dediği gibi 1 güne tüm vergiyi hazırlamıştır. Kongar ise vergiyi alıp Olcaytu hanın yanına doğry gitmeye başladı. Ama önceden haber gönderdiği için Olcaytu hanın Kongarın kaleyi almasından heberi vardı."

Atranos kalesi yakınları:
"Orhan dünden beri gizli geçidleri arıyordu. Ve nihayet bulmuşdu. Bu gizli geçidler Atranos kalesinin fethi için mühimdi. Orhan alplarıda alıp Yenişehire gidoyordu. Ama hava kötüleşdiği için yakındaki kervansaraya gitmek kararına geldiler."
Orhan: alplar yağmur başlıyor. O yüzden de şu kervansaraya giricez
Konur: tamam şehzadem.
"Sonraysa Orhan ve alplar kervansaraya gitdiler."
Orman:
"Kongar ve nökerler vergi dolu kervanla birlikte giderken onlarda havanın kötü olmasından dolayı bu gün karargaha gidemeyeceklerini anlamışdılar."
Kongar: nökerler hava gitdikçe kötüleşir o yüzdende yakında ki kervansaraya gidecez.
Nöker: emredersiniz komutan Kongar.
"Alaeddinde nökerleri almış aynı Orhanın girdiği kervansaraya girdi."
Kongar: ben Olcaytu hanın komutanıyın. Bana en iyi yemeklerinizi ve odanızı hazırlatın
Hancı: emriniz olur efendim
"Alaeddin yemek yemek için içeri girdiğinde bir an gözü birine takıldı yüzü ona dönük değildi ama bu adam ona çok tanıdık geliyodu."
"Orhan da Alaeddinden bir saat önce gelmişdi kervansaraya. Yemekler yenildikten sonra Orhan ayağa kalktında Alaeddini gördü ve bir an şok oldu. Alaeddinde deminden beri onu izliyordu. Ama yüzünü göremediği için kim olduğunu bilmiyordu. Orhan yüzünü çevirdiğinde Alaeddinde Orhan kadar şok olmuştu. Ama ikiside kendilerini kaybetmeden kendilerini toparladılar. Sonraysa Orhan ordan geçib gitdi. Alaeddin ise Orhanla konuşmanın yolunu düşünüyordu."

1 saat sonra:
"Orhanda Alaeddin gibi gardaşını düşünürdü. Hala onun burda ne işi olduğunu anlamıyordu. Ve birden bire odasının kapısının altından bir kağıt vardı."
Kağıtda yazanlar:
"Ağabey kimseye görünmeden kervansarayın karşısıns gelesin."
"Orhan kağıtda yazanları okuduktan hemen sonra odasından çıktı. Kendisinin hiç kimse tarafından izlenmediğinden emin olduktan sonra gardaşının dediği yere gitdi. Alaeddin oraya çoktan gelmişdi."
"Alaeddin Orhanı görende sevinerek hemen Orhana sarıldı. Orhanda karşılık verdi "
Alaeddin: ağabey
Orhan: gardaşım
Alaeddin: nasılsın ağabey ? Burda ne ararsın ?
Orhan: eyim asıl sen nasılsın ?
Alaeddin: bende eyiyim ağabey
Orhan: atan bana vazife vermişdi. Atranos kalesinin gizli geçidlerini bulacakdım. Buldumda
Alaeddin: Maşallah benim ağabeyime
Orhan: de hele sen niye burdasın ?
Alaeddin: ağabey bana da Olcaytu han vazife verdi.
Orhan: neymiş o vazife ?
Alaeddin: Kite kalesini moğolun idaresine geçirmek ve kaleden vergi almak.
Orhan: ne dersin gardaşım ? Peki ya naptın ?
Alaeddin: ne yapayım ağabey bende gidib yaptım. Vergiyide aldım
Orhan: ama o kaleyi biz feth edecekdik
Alaeddin: bilirim ağaabey ama ne yapa bilirdim ki yapmak zorundaydım
Orhan: bize haber ede bilirdin Alaeddin
Alaeddin: vaktim yoktu ağabey
Orhan: tamam Alaeddin sakin olasın.
Alaeddin: tamam ağabey. Babam, Anamlar nasıldır ya bacım ?
Orhan: hepsi eyiler merak etmeyesin.
Alaeddin: peki ya Goncam ? O nasıl ?
Orhan: o da eyidir Alaeddin sen tasa etmeyesin. Lakin yengem seni çok özler.
Alaeddin: bende onu çok özlerim. Ağabey ?
Orhan: efendim gardaşım
Alaeddin: Goncama onu çok sevdiyimi söylersin tamammı ?
Orhan: söylerim söylerimde ama sen bunu vazifeden dönende kendin söylersin
Alaeddin: İnşallah ağabey
"İki gardaş biraz daha sohbet etdikden sonra artık geç olmuşdu. Alaeddinin şüphe çekmemesi için artık gitmesi lazımdı."
Alaeddin: ağabey artık benim gitmem gerek
Orhan: tamam gardaşım kendine dikkat edesin
Alaeddin: sende ağabey sende
"İkiside bir birine sıkı sıkı sarılırlar ve sonrayda ayrılırlar."

VAZİFEWhere stories live. Discover now