Goodbye

4K 168 46
                                    

NF - Goodbye şarkısına yazılmıştır, okurken dinlemenizi tavsiye ederim. Arada şarkıdan cümleler göreceksiniz de.

*

Yağan yağmur seni rahatsız ediyor. Görüşün zaten kısıtlı , bir de su damlalarıyla uğraşmak istemiyorsun ama şansın yok. Uzaktasın, izlemeye devam ediyorsun. Yaslandığın direkten ayrılarak ağırlığını diğer babacağına verirken ellerin yüzüne çıkıyor. Artık alıştığın bir farklılık var yüzünde. Sakalların var, yara izlerin var, yorgunluğun var, eksikliğin var, çabalayışın var, başaramayışın var, özlemin var, hoşçakalın var. Dalgınca kaşıyorsun çeneni. Sence tanır mi? Bu kadar uzaktan, yağmur altında, az ışıkta? Yine de orada öylece dikilen ve gözlerini ondan hiç ayırmayan birinden şüpheleneceğini düşünüyorsun. Bir an, sadece bir an dikkatini çeksen sana yetecek.

Gözlerinde bir çırpınış var.

Baby, I guess I don't understand
How did we let this slip through our hands
We were so in love and then we...
Lost it all, and now it's over...
Now it's over...

Gördüğün tek şey ise elindeki bardağı çevirerek etrafındaki kalabaliği izleyen kahverengi gözler. Yüzünde gülümseme var. Orada olduğu icin mutlu, biliyorsun ve bu gücendiğin bir şey değil. Onunla paralel bir şekilde hareket eden dudaklarının farkındasın. Ne kadar gülümserse, o kadar gülümsüyorsun.

Kıskandığın bir şey var. Özlediğin, hayal ettiğin minik bir detay. Çekinmeden yüzüne bakan insanlar. Sen de yapabilecek misin?

Rhodey anlattığı şeye gülerek onun omzuna elini attığında kıskançlık zehir gibi kalbini yakıyor. Onlara karsı değil, hayır, orada sevgilisi olsa kıskanamayacağının farkındasın. Hakkın yok. Ama öylesine serbestçe dokunduğunu görmek? Birisini sevmesine, aşık olmasına gerek yok. Sen daha buradasın. Yapamayacağın minik noktalardasın. Gözlerine bakmak, serbestçe dokunmak... Ne zaman bu kadar uzak kavramlar oldu bilmiyorsun.

Bacağın uyuşuyor. Saatlerini mi geçirdin? Sana sadece mükemmel bir beş dakika gibi gelmişti.

I know we said that we could just be friends
But I can no longer replace this end
Because the memories of us cloud my head
And I'm sorry...
So sorry...

Yanındaki Pepper'a eğilip bir şeyler söylediğinde kadının kaşları çatılıyor. Sen de gozlerini kısarak daha çok görmeye çalışıyorsun. Pepper ona cevap veriyor fakat tek yaptığı kadının her dediğine olumsuz cevaplar vermek. Dudaklarından "hayır"ı okuyabiliyorsun.

Ve dışarı çıkıyor. Kalbin orada olduğunu hatırlatırcasına uyuşmuş bedeninde o kadar hızlı atıyor ki göğsün acıyor. O caddede ilerlerken adım atmakta zorlanıyorsun.

Seni gördü mü? Gördüğünü görmedin. Daha da önemlisi, neden üstünde hiçbir şey yok, bu yağmurda? Hiç ısınmayan ellerini sen biliyorsun oysa.

Kendi ellerin üzerindeki kalın ceketin cebinde yumruk oluyor yürürken. Sakince takip ediyorsun. Bunun için gelmiştin, konuşmak için, minik bir an için. Oysa geleli bir hafta oluyor ve senin tek yaptığın günlerdir izlemek. Muhteşem bir manzarayı çizmek gibi hissettiriyor. Bırakamıyorsun, devam etmezsen içini gıdıklıyor, sanki kaybolacak ve sen yarım bir resimle orada donakalacaksın. Haksızlık; manzaraya, resime, kaleme, kağıda... sana.

Bacaklarında itaatsizlik var.

Her an duşecekmişsin gibi titriyorlar. Oysa o hızlı adımlarla yürüyor. Ne zamandan beri ona yetişemiyorsun?

All I Need (One-Shots)Donde viven las historias. Descúbrelo ahora