Shot in the Dark

1.7K 84 175
                                    

Başlamadan önce belirtmeliyim, ben bu hikayeyi geçen sene Ocak ayında yazdım. Infinity War'ın ilk fragmanından hemen sonra. Hikaye daha uzun olacaktı, aklımdaki şey farklıydı ama ilham gidince aylaaarca bekledi kenarda. En son son paragrafı yazıp yayınlamak istedim. Infinity War'da ne olacağını bilmiyordum ama kafamda bir senaryo canlanmıştı bu yüzden filmle bağdaştırmayın derim. Keyifli okumalar.


----


   Kar yağıyordu.

   En son ne zaman böyle bir manzarayı izlediğini hatırlamıyordu bile. Şehir hala toparlanmaya çalışıyordu- Dünya hala toparlanmaya çalışıyordu.

   Ne zamandan beri Kasım ayında kar yağıyordu? Her şeyle birlikte mevsimleri de mi değişmişti?

   Tony vinçlerin hala harıl harıl çalıştığı, çabalayan şehir manzarısından gözlerini çevirdi. Kalabalığa alışıktı, her zaman alışıktı.

   Ama cenazelerden nefret ettiği gerçeğini değiştirmiyordu bu.

   Boş bir tabut, nerede olduğu bilinmeyen bir ceset, aylar süren aramalar... Uzay. Tony hep kendisinin uzayda öleceğini zannediyordu. Ama olan buydu, değil mi? O yaşamakla lanetlenmişti.

   Bana gösterildi, Nick, sadece görmedim, hissettim de.

   Bazen sadece yanılmış olmayı diliyordu. Yanılmıştı ama daha fazla yanılmış olmayı diliyordu.

   Sam Wilson, konuşmasını yapıp kürsüden ineli on beş dakika kadar olmuştu. Tony buradan defolup gitmek istiyordu. Ortada bir cenaze bile yokken sırf insanlar onurlandırmak istiyor diye düzenlenen törenin ne anlamı vardı?

   Bu insanlar altı ay önce onun terörist olduğunu düşünmüyor muydu?

   "Natasha,"

   Tony ismi kimin söylediğini görmek için kafasını çevirdiğinde kendi konuşmasını çoktan yapmış, kağıtlarını toparlayan Rhodey'le göz göze geldi. "Sen?"

   "Yapmayacağımı söyledim Rhodes."

   Arkadaşı sakinlikle onayladı. "Tamam. Hey, sana seslendim."

   Natasha siyah beresinin altından çıkan kızıl saçlarını yüzünden çekerken başını salladı. Yüzü şişmişti. Esmer adam nedenini biliyordu çünkü mükemmel casus, duygularını çok iyi kontrol eden süper ajan dün gece saçlarındaki boyayı sökerek çıkarmak için üç saatini banyoda geçirirken, Tony onun hıçkırıklarını kendi odasından dinliyordu.

   Garip seslerdi, muhtemelen bir taraftan ağlamamak için de çırpındığı için.

   Bazen eğitiminiz bile size ihanet ederdi. Bazen, kendiniz kendinize ihanet ederdiniz.

   Beş ay. Beş ay ortalıkta yeterince rol yaparak gezmişti. Şu kadarcık kalmıştı ki, Tony onun gerçekten duygusuz olduğunu söylemek üzereydi.

   Dün geceye kadar.

   Beresinin altından çıkan saçları çalı gibiydi genç kadının. Boyayı sökmek için ne kadar uğraştıysa, eski güzelliğinden eser yoktu.

   Kimse ona bir gecede neden böyle bir karar aldığını soramadı. Herkes Tony gibi içten içe biliyor muydu?

   O, kadının kızıl saçlarını seviyordu. Natasha'nın saçlarının renginin gözlerini aldığını söylerdi bazen. Değişikti, Pepper gibi değildi, ateşi anımsatıyordu ve ona kalırsa Natasha'ya çok yakışıyordu.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Apr 05, 2019 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

All I Need (One-Shots)Where stories live. Discover now